Bir kız çocuğuna cinsel istismarda bulunduğu iddiasıyla yargılanan H.Ü.'ye duruşma çıkışında yumurta attığı ve şemsiyeyle saldırdıkları gerekçesiyle Pınar ve Nergiz isimli iki kadın hakkında 7 yıl 8'er ay hapis istemiyle
dava açılmış. Çocuğa yönelik cinsel istismarın, çocuğun beden ve ruh sağlığını, istismarcının da keyfini bozmadığını öğrenmiştik, bakalım yumurta atmanın ve şemsiyeyle saldırmanın, saldıranların fiziksel, ruhsal ve sosyal sağlığı üzerindeki etkisi ne oluyor?
4 Haziran 2009 tarihli
bianet.org haberine göre ise, adli tıp kurumu küçük kızı 3. sefer muayene ettikten sonra "ruh sağlığının bozulduğu" kararına varmış. Artık hepten kendini şaşırmış bu kurum ve kurumun verdiği rapor her şekilde tartışmaya açıktır ancak bu tarz bir travmanın ardından süregelen envai çeşit baskıyla birlikte 3 sefer benzer muayeneyi yaşamanın da ruh sağlığını bozucu etki yapması hiç de küçük bir olasılık değildir.
Ceteris paribus, görünen tek değişkenler geçen zaman ve bu zaman içindeki 2 muayene deneyimi olduğuna göre. Yoksa adli tıp kurumu ilk 2 raporda yanılmış, ne bileyim, baskıya boyun eğmiş olamaz, haşa! Bu olanların, olabileceklerin hangi biri diğerinden daha kötüdür, pek kestiremiyorum. N'olur n'olmaz altını çizeyim; kesinlikle ve kesinlikle demiyorum ki "ilk rapor esnasında hasar yoktur, kızcağızı bu süreç mahvetti.", demek istediğim, böyle bir olayın ardından (olayın varlığı kesin tespit edildiyse) hasar olmaması mümkün değildir, ancak gerçekleşen hasarın da bu süreç içinde büyümesi yine büyük bir olasılıktır.
Çıkan bu yeni raporla birlikte, H.Ü.'nün 10 yıldan az olmamak üzere ceza almasının da önü açılıyormuş. Demek ki neymiş, adalet sistemi bize diyor ki "ben çocuk istismarına çocuk istismarı demem, istismar hasar vermedikçe".
Adli tıp kurumu ve mevcut hukuk sistemine güvenimiz böylece bir kez daha pekişmiş oldu.
Birine hakaret edip, yumurta ve şemsiye gibi oldukça ağır silahlarla (haber sizi yanıltmasın, T-Rex yumurtası fosili ve tam otomatik çelik şemsiye kullanılmış) saldırmak, yaklaşık 8 yıl hapis yatma riskini
doğrudan beraberinde getirirken, bir çocuğa yönelik cinsel istismarın en az 10 yıl hapis cezasına bile değil, o cezanın verilmesi "
olasılığına"neden olması (Malum, istismarda hasar yoksa ceza da yok. Yaralamada teşebbüs ve niyet önemli, istismarda tek mesele hasar) , hukuk sisteminin katillere veya devletten yana olan bütün zanlılara/suçlulara olduğu gibi bu sefer de tacizcilere bir lütfu. H.Ü., küçük kızın hasar görmemiş olma ihtimalini sevmiş olsa gerek. Ya da en kötü ihtimalle tutukluyken veya mahkemedeki
iyi hali nedeniyle ceza alsa bile indirime gidilir. Bu serinin Komünal İşkembe'de ele alınmış bir önceki filmi için
şöyle, ilk filmi için de
böyle buyrun..
Bu arada bu üçlemeden şöyle bir sonuç çıkıyor; polis üniforması giyip, cinsel istismarda bulunduğunuz ancak hasar vermediğiniz kişi kaçarken arkadan ateş edip öldürürseniz hukuk sisteminin mavi ekran vermesinden yararlanarak 3-5 yılla yırtabilirsiniz. Hatta adalet yüzünüze güler ve size "üçün beşin hesabını yapmayalım, bi' daha olmasın.." der belki de sadece.
Adaletin bu mu TCK?
2 yorum:
Bir ayrinti:
Avusturyali tecavuzcu bir baba vardi, Fritzl diye.. Sima olarak yukarida sozu gecen kisiye cok benziyor...
http://www.nethaber.com/Dunya/62355/AVUSTURYALI-FRITZLIN-COCUKLARIN-BABASI-OLDUGU-KESINLESTI
bjk tribünleri tecavüz davasıyla ilgili yorumunu yapmıştı:
http://www.youtube.com/watch?v=wDLdoYojwE0
adalet sistemiyle ilgili de bir beyanat bekliyoruz kendilerinden:-)
Yorum Gönder