Hürriyet'in bugünkü manşetinde Genelkurmay'da hazırlandığı iddia edilen "İrtica ile mücadele planı" hakkında Deniz Baykal'ın yaptığı şu yorum yer aldı: "Sahte çıkması durumunda Ergenekon çöker". Şimdi Ergenekon iddianamesinin ne kadarı hayal ürünü ne kadarının içi dolu tartışmasını bir kenara bırakıp açıklamaya tekrar bakıyorum da bu iddianamenin Baykal'ın vicdanında bütünüyle çökmesi ne kadar da kolaymış. E be Baykalım senin demokrasi anlayışının nerede başladığını çözemedim ama AK Parti'de (zibidilik yapmayayım dedim) bittiğini şimdi daha iyi görüyorum. Kantarın topuzu bu sefer öyle bir kaçmış ki nasıl toparlanır bilemedim bu açıklama. İddianameyi çöpe atmaya bu kadar hazırsa bir insan sanırım iki seçecenek var: Ya Ergenekon davası hakkında bizim bilmediğimiz ama Baykal'ın bildiği daha çok şey var ya da Deniz Baykal'ın demokrasi anlayışının kapsama alanında bir sorun var. Biraz daha temkinli bir açıklama gerekmez miydi buraya?
"İrtica ile mücadele planı" başlıklı belge Ergenekon davası kapsamında tutuklanan Serdar Öztürk'ün ofisindeki bilgisayarda bulunmuş. O zaman bu bilgisayarın tüm içeriği savcılığın elinde olmalı diye düşünüyorum. Dolayısıyla bu varsayım altında eğer bu belgenin sahte olduğu sonucuna varılırsa bu elbette Ergenekon davasının yürütülme yöntemi konusunda büyük şüpheleri beraberinde getirir. Eğer belge sahte değilse bu sefer de bu belgenin neden daha önce gündeme gelmediği ve eğer savcılığın belgeden haberi vardıysa bu konuda neden herhangi bir girişimde bulunulmadığı sorgulanabilir.
Belgenin gerçekliği konusunda varılacak sonuç ne olursa olsun Ergenekon örgütlenmesinin ve bu örgütlenmenin amaçlarının gerçek olmadığına ve soruşturma kapsamında tutuklanan herkesin masum olduğuna bu kadar kolay hükmedebilir miyiz? Anlaşılan Deniz Baykal'a göre bu çıkarımı yapmakta bir beis yok. Sayın Baykal biraz zorlama olmuyor mu şimdi bu?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder