Sistem hakkında detaylı bilgi haber metninde var, ama biz özet geçelim. SÜ'de öğrenciler ilk senelerinde bütün temel dersleri alıp, daha sonra notlarındaki başarı durumuna göre bölüm tercihlerini değiştirebiliyorlar. Tabii sözel bölüme girip, bilgisayar mühendisliği seçince biri, normalde giremeyeceği bir bölümden başarıyla mezun olabiliyor.
1. Şu son cümle bile, ÖSS'nin ne kadar yanlış bir sistem olduğunu göstermiyor mu? Bilgisayar mühendisliğine girecek puanı alamamış bir insanın, Türkiye'nin en iyi özel üniversitesinden bu bölümden mezun olabilmesi esas sorun değil mi?
2. Özel üniversitelerin burslu-burssuz bölümlerinde de böyle bir sorun yok mu? Burssuz girenler, burslu girenlerden daha az puanla istedikleri bölüme yerleşebiliyorlarken, öğrencinin daha başarılı olacağını düşündüğü bölüme geçmesi mi fırsat eşitsizliği? Sabancı, tüm Türkiye ile aynı sisteme geçerse, hiçbir eşitsizlik kalmayacak mı?
3. Öğrencilerin Lise 3'te bölüm tercih edip, seçebilecekleri meslek sayısını yarıya indirmelerinde bir sorun yok mu? "Senin fenin iyi, zeki çocuklar fen seçer" telkinleriyle FM seçip, zorla mühendislik okuyup işsiz kalan adamın hakkı yenmiş olmuyor mu?
4. Üniversitenin ilk senesinde bütün alanlardan ders almanın, lisede gerekli altyapıyı alamamış adama avantajı yok mu? Bu, ÖSS'de başarılı olup üniversitede bocalayan öğrencilerin bocalamasının önüne geçmek için olumlu bir adım değil midir?
Her X'i X'tin de, bir tek X X'i kaldı değil mi sayın YÖK Başkanı? Memleketin her yerinde fırsat eşitliği var da, bir tek SÜ'nün sistemi kusurlu kaldıydı.
Bravo, hakikaten bravo. Tabii YÖK'ü kendi çıkarlarına göre bir destekleyen, bir ona karşı çıkan bilumum Kemalist ve muhafazakârı da alkışlıyorum buradan. Bu köhne kurumun devamlılığı sizin eseriniz.
2 yorum:
Lisans öğrenimini Sabancı Üniversitesi'nde yapmış biri olarak "liberal arts" sisteminin olumlu sonuçlar doğurduğuna birinci elden şahit oldum. Her iki yöne doğru da alan değiştirmelere rastladım. Örneğin mühendislik okuyacağız diye gelip kültürel çalışmalardan mezun olan iki öğrenci biliyorum. Her ikisi de oldukça başarılı oldu. Bir tanesi yine benzer bir alanda doktora yapıyor bildiğim kadarıyla. Bu da gösteriyor ki mesele sadece düşük puanla girip yüksek puanlı bölümlere kapağı atma meselesi olarak düşünülemez. Senin de dediğin gibi ÖSS'nin ölçme sorunu ve eğitim sistemimizin öğrencileri daha dünyadan bihaberlerken bölüm seçmeye zorlaması problemi gayet aşikar. Birinci tespitini daha da genişletirsek bir de ÖSS'de iyi bir üniversitenin bilgisayar mühendisliğine girecek puanı alıp da orayı zar zor bitiren veya bitiremeyip başka bölüme geçen (Sabancı Üniversitesi'nde) insanlar da mevcut. Bir nevi Sabancı'nin uyguladığı sistem ÖSS'nin yamukluğuna kısmı bir düzeltme oluyor. Fırsat eşitsizliği senin de tartıştığın gibi eğitim sistemimizin her kademesinde mevcut zaten. Örneğin dershanelerin üniversiteye giriş başarısına bu derece etki edebildiği bir sınav sistemi bence eşitsizliğin daniskasıdır. Eğer özel üniversitelerin olduğu bir yüksek öğrenim sistemini verili alırsak işin bir de adil rekabet kısmı var. Eminim birçok diğer özel üniversite Sabancı'nın "liberal arts" sistemini uygulayan (benim bildiğim kadarıyla) tek üniversite olarak kendilerine karşı hem iyi hem de zengin öğrencileri çekme konusunda avantaj sağlamasından şikayetçidir. Tabi bir kısım "başarılı" öğrenciyi de iyi devlet üniversitelerinin elinden yine bu sistem sayesinde kapmış olduklarını da düşünebiliriz. Bu avantajı inkar edemeyiz ancak bu, Sabancı'nın bu sistemi terketmesini şart koşmak için bir gerekçe olamaz. Zira aynı serbestliği tüm üniversitelere sağlayarak adil rekabeti temin etmek mümkün.
"Zira aynı serbestliği tüm üniversitelere sağlayarak adil rekabeti temin etmek mümkün."
o yönde bir gelişme var sanki;
http://www.milliyet.com.tr/Siyaset/SonDakika.aspx?aType=SonDakika&ArticleID=1105923&Date=12.06.2009&b=YOK-Sabanci%20krizinde%20Gulun%20dedigi%20oldu&KategoriID=12&ver=88
Yorum Gönder