Ne zaman böyle konuşmalar görsem kıllanıyorum. Kötü/yanlış/anlamsız şeyler söylediğinden değil; samimiyetsiz geldiğinden... O kadar çok Amerika - İslam dünyası benzerliği ortaya koymaya çalışıyor ki, farkında olmadan iki kutba ayırıyor zaten; ya da farkında olarak yapıyor, bilemiyorum. "Biz aynıyız" derken aslında "biz tamamen farklıyız"ı empoze ediyor gibi geliyor bana. Ya da ben gün geçtikçe daha kuşkucu oluyorum.
Eski Ahit, Yeni Ahit ve Kuran'dan alıntı yapmasını beklemeyen var mıydı mesela şu konuşmadan önce? Beklenilenden farklı bir şey mi söylemiş? Mesela şöyle bir şey var, epey ilgimi çekti:
"Moreover, the sweeping change brought by modernity and globalization led many Muslims to view the West as hostile to the traditions of Islam.
Violent extremists have exploited these tensions in a small but potent minority of Muslims. The attacks of September 11th, 2001 and the continued efforts of these extremists to engage in violence against civilians has led some in my country to view Islam as inevitably hostile not only to America and Western countries, but also to human rights. This has bred more fear and mistrust."
İlk cümleden önce soğuk savaşla ilgili bir kısım daha var, haksızlık etmeyeyim adama ama birbirini takip eden cümleler ilginç. Bir tarafta değişimden dolayı karşı tarafı düşman olarak görenler var, diğer taraftaysa terörist bir saldırı sonrası düşman olarak görenler. Hmmm... Ben buradan şunu anlıyorum; mal Müslümanlar "dünya değişiyor, din elden gitti" diye karşı tarafı düşman olarak görüyor, oysa Batı (ABD) 11 eylül 2001'den sonra kendisine saldırılınca İslam dünyasını meşru bir şekilde düşman olarak görüyor.
Ayrıca konuşmasında çokça İsrail ve yeri geldiğinde Türkiye ve Suudi Arabistan vurgusu da bir kez daha dünya düzeninde durduğumuz yeri görmek açısından canımı sıktı. 50'lerde Demokrat Parti'nin çıkardığı yabancı sermayeyi teşvik yasaları ve Marshall yardımıyla başlayan Amerikan uyduculuğu politikamızın meyvelerini gördüm konuşmada. Çok mesudum! Yaşasın müttefik ABD!
4 yorum:
Yaptığın alıntıyı alıntılarsak "The attacks of September 11th, 2001and the continued efforts of these extremists to engage in violence against civilians has led some in my country to view Islam as inevitably hostile not only to America and Western countries, but also to human rights. This has bred more fear and mistrust" demiş Obama. Ben bu sözlerde İslam dünyasına karşı Batı'da duyulan düşmanlık ve güvensizliği 11 Eylül olayları ile meşrulaştırma veya açıklama çabası görmüyorum. Dikkat edersen "... has led some in my country to view Islam as inevitably hostile..." diyor. Benim okumam şu: 11 Eylül saldırıları ve sonrasındaki sivillere yönelik şiddet eylemleri yüzünden bazı Amerikalılar Batı düşmanlığının Müslümanlığa içkin bir olgu olduğunu düşünmeye başladı. Sanırım burada sözcüklerin dizilimi önemli. Eğer "... has inevitably led some in my country to view Islam as hostile..." deseydi hakikaten de insanların kaçınılmaz olarak İslam dinini Batı medeniyetine düşman gördüğünü ima etmiş ve bu önyargıyı meşrulaştırmış olurdu. Bilmem yanlış mı okuyorum?
Haklısın adeta. Şimdi tekrar okuyunca fark ettim. Dediğin gibi İslam dünyasını düşman olarak görmektense, İslam'ın Batı'ya karşı düşman olduğunu düşündüklerini söylüyor. Yazının ana düşüncesini çok etkiler mi bilemiyorum, zira bu durumda da Batı'nın 11 Eylül'den sonra bile İslam dünyasını düşman olarak görmediği, İslam dünyasının batıyı düşman olarak gördüğü vurgusu çıkar ki, kanımca bu daha da ikiyüzlüdür.
Yine de haklı ve de yerinde bir tekzip olmuş. Eline sağlık.
genellikle sözcüklerin sırasının değil, doğrudan kendilerinin seçilmesine özen gösterilir. bu nedenle sözcük sırasının değil de eldeki sözcüklere, o sözcüklerin oluşturduğu bütüne ve bu bütünlüğü karşı tarafa aktarırken kullanılan vurguya önem veririm her zaman. özne, nesne, yüklem yokken de anlatılacak derdi vardı insanın :)
neyse, araya "inevitably" sözcüğü sıkıştırılmışsa mutlaka bilerek ve istenerek yapılmıştır (başkanın konuşmalarının n tane danışmandan falan geçtiğiyle ilgili geyikleri buraya copy/paste eyleyebilirsiniz) ve bu sözcük metnin içindeyken benim ortaya çıkan bütünü başka bir şekilde algılamam mümkün değil.
olan biteni yorumlamaya 9-11 olayından başlaması da ayrı bir problem zaten.
Sözcük sırası anlam karmaşasına yol açmamak açısından önemli olsa gerek diye düşünüyorum. Birçok birbirine yakın alternatifin arasından hangi sözcüğün seçileceği ise siyasi bir mesele pek tabi. O açıdan "inevitably" kelimesi bence de kesinlikle tesadüfi değil. Ancak yine de cümledeki yeri itibariyle "İslam dinini Batı düşmanı görmek bir kısım Amerikalı için kaçınılmaz oldu" anlamı çıkmıyor gibi geliyor.
Yorum Gönder