Milli Eğitim Bakanlığı'nın özellikle de AKP (zibidiyim, onun için AKP diyorum) döneminde ne hallere düştüğünü görmek için çok yakından takip etmeye gerek yok, durum gazete okuyan hemen herkesin malumu.. Son zamanlarda benim en dikkatimi çeken "Sarı Gelin" saçmalığıydı (bu başka bir yazının konusu, onun için detaya girmiyorum ama mesele çok özetle ordu tarafından hazırlanan bir Ermeni sorunu belgeselinin azınlık okulları da dahil tüm ilköğretim okullarında zorla seyrettirilmesi için gösterilen çaba). Mesela ilköğretimin özelleştirilmesine dönük çabalar da vardı beni özellikle rahatsız eden. Sonra burada sanırım Shelbyl'in yazdığı 2 sınav sorusu vardı falan.. Bunun yanında gözümüzden kaçan veya ne yazık ki fena halde kanıksadığımız için bahse değer bulmadığımız nice şey vardır.. Bugün de üzerine benim pek fazla bir şey ekleyemeyeceğim, yıllardır süregelen bir yanlışa ilişkin bir yazı önereceğim;
"Andımız" Tartışması: Yanlış Her Gün Yinelense de Yanlıştır - Doç. Dr. Serdar Değirmencioğlu
22 Mayıs gazetelerindeki
haberlerin üstüne, ilköğretim okullarında her gün okunan, yaşıtlarımın ortalama 850'şer kez, bizden daha şanssız olan 8 yıllık eğitim öğrencilerinin ise ortalama 1360 kez tekrarladığı
andımıza ilişkin tartışmalar başlamıştı ve neyse ki halen sürüyor, çünkü bence de tartışılmayı da kaldırılmayı da sonuna kadar hak eden bir uygulama. Bu konuya ilişkin bence oldukça önemli ve isabetli bir yazı bu önerdiğim de. Paragrafın üstündeki başlıktan veya
buradan ulaşabilirsiniz.
Bir de iş sırf bununla kalsa leylek eksik kalacak malum, onu da eksik bırakmamak için de şöyle bir girişim var ki akıllara zarar;
Şimdi de "Trafik Andımız" okutulacak - Eğitim Emekçileri Derneği
Halkı Milli Eğitim'den soğutmak gibi olmasın ama, Erkin Koray en doğrusunu yapmış galiba..
3 yorum:
Bence "trafik andi" cok etkili bir siradanlastirma ornegi. Her gun 3-5 ant okuyan cocuk en sonunda "Eeeeh, yetti ulan, Turk de degilim, arabada da hiz yaparim, bana ne lan!" diyecektir.
Her kusun andi olsun!
okuyageldiğimiz antların sıradanlaştırmasının "yani sonucunun" yanısıra sebeblerinin de irdelenmesi lazım. Hangi hastalıklı zihin bu antların okunması gerektiğini düşünmüş? Neden bu türden bişeye ihtiyaç duymuş? Bu zihinleri yıkayıp çitilemek ardından da çamaşır ipine asmak için neler yapılabilir?
Dünün Radikal'inden konuya dair çok güzel bir yazı daha;
http://www.radikal.com.tr/Default.aspx?aType=RadikalYazarYazisi&ArticleID=939569&Yazar=YILDIRIM+TRKER&Date=09.06.2009&CategoryID=97
Yorum Gönder