2011 Uludere katliamı: 29 Aralık 2011. http://yalnizdegilsinvan.wordpress.com

13 Kasım 2009 Cuma

Olması gerekenlere açılım demek, utanmadan da itiraz etmek!

Resmen acınası bir haldeyiz, bugün bunu bir daha görmüş olduk. Türkiye Cumhuriyeti aslında zaten "demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti" idi, ilkokuldan beri böyle görmüştük. Dolayısıyla açılıma falan da gerek yoktu, yeterince açıktık zaten. Resmi tarih başka da hiçbir şey vermedi hiçbirimize. Shelbyl, natura horror vacui ve Cengiz Çandar'ın da değindiği üzere, Onur Öymen de maşallah hâlâ lise tarih kitaplarından ilerleyebilmiş değil. Ya da belki daha doğru bir ifadeyle, lise tarih kitaplarının gösterdiği yönde haddinden fazla ilerlemiş!
Neyse, ne diyorduk? Bu akşam haberlerde şöyle bir ifadeye tanık oldum; "Açılım paketinin içinde kısa ve uzun vadeli planlar var. Kısa vadeli olanlar harekete geçti bile. Örneğin devlet binalarına ve güvenlik güçlerine taş atan 18 yaş altındaki çocuklar, çocuk mahkemelerinde yargılanacak." Ki bu, İçişleri Bakanı Beşir Atalay'ın yaptığı açıklamadan bir alıntı imiş, Bianet'te diğer söylediklerine de ulaşılabilir. Demek o çocuklar da çocuk sayılıp çocuk mahkemesinde yargılanacak he mi? Vay be!
Zaten olması gerekenlerin insanlara lütuf olarak sunulması, üstüne üstlük bir kesim tarafından da bunun engellenmeye çalışılması trajiktir. Altına imza atılan sözleşmelere rağmen uygulanmayan, keyfi olarak kimilerine hak görülüp kimilerine görülmeyen insan, çocuk ve -'82 anayasasına rağmen az da olsa var olabilen- vatandaşlık haklarının yalnızca "daha az" ihlal edilmesine dair bir programı dahi CHP ve MHP istemiyor, bunu da utanmadan haykırıyor. Anadilinizi kullanamayın, adınızı değiştirsinler, kolluk kuvvetleri kafanızı kırsın da takip edeniniz olmasın e mi!
--
"TMK mağduru Çocuklar İçin Adalet Çağırıcıları" tarafından 19 Haziran 2009'da yayınlanan basın bültenine buradan ulaşabilir, konunun ciddiyeti ve önemi hakkında biraz daha detaylı fikir edinebilirsiniz.

Hiç yorum yok: