4 Kasım 2009 Çarşamba
TÜYAP'tan Notlar
"Tayvan'dan selamlar" gibi bir başlık oldu sanki neyse...
Sevgili Komünal İşkembe okurları, siz Komünal İşkembe'yi okuyorsanız kitap da okursunuz gibi bir çıkarsamada bulundum ve 5. günündeki TÜYAP kitap fuarını incelemeye aldım.
- Fuar çok kötü geçiyor. Öyle böyle değil. Haftaiçinde neredeyse fuara hiç okur gelmedi diyebiliriz. Gelen de kitap almıyor, katılımcılar olarak (yayınevleri) kahve içip, birbirimize çok ucuza kitap satıp, dalga geçiyoruz.
- Fuar o kadar kötü ki 9 eleman çalıştıran (ve normalde 9'unun da bir dakika boş duramadığı) Tübitak standının önünde 5 kişi vardı.
- Şimdi bu Tübitak mevzusu çok önemli. Hatırlarsanız bu senenin başlarında bir Bilim Teknik dergisi krizi çıkmıştı, Darwin olayıyla ilgili. Bu krizin sebepleri çok daha derinlerde. Tübitak'ın yayın organları kökünden kurutulmaya çalışılıyor. 2009 senesinde yeni kitap basmayan Tübitak yayınları bunun yanısıra çok satan 75 adet kitabının baskısını da durdurmuş.
- 2010-2011 yıllarına geldiğimizde birileri kalkıp "Tübitak yayınları hiç satmıyor, o yüzden dergi yayınevi ne varsa kapatıyoruz" diyecek. Ben de "Allah şimdiden belanızı versin biseksüel 'Lucky Pierre'ler" diyorum.
- İslami yayınevleri atakta. Şimdi bunun olduğunu zaten biliyordunuz ama atakları öyle bilindik ataklar değil. Eskiden reklamla, parayla atak yapan islami sermaye güdümündeki yayınevleri hepten "kalite atağı"na geçmiş. Bakıyorum, Ursula Le Guin de basmışlar, şaşırıyorum. Hayır sadece o değil, Türkiye'de ne kadar entelektüel var, sağcısı solcusu bu yayınevlerine geçmiş. Kapakları da ayrı güzelleşmiş, modernleşmiş. Editörlerine baktım hepsi de saygın ve güçlü isimler. İnsan bir şey diyemiyor.
- Elbette islami sermayenin deli gibi para gücü de var. Solcu yayıncılara kızmış bir TÜYAP yetkilisiyle gerçekleştirdiğim muhabbete göre "İzin versek bilmemne yayınları koca salonun yarısını kiralar, parasını da trak diye nakit öder"miş.
- Ben askerden sonra islami sermayeye ait bir yayınevi bulmaya bakarım arkadaş. Ohhh, misler gibi.
Sonuç: Solcu yayınevleri adam olun! Çağı yakalayın. Olup bitene gözlerinizi kaparsanız, yerinizi anında kaparlar.
Sağcı yayınevleri sizi tebrik ediyorum. Hakikaten maşallah. İhya-i Ulumuddin'den Ursula Le Guin'e geldiniz ya, Nazan Bekiroğlu'yla birlikte Kemal Karpat'ı, İlber Ortaylı'yı bastınız ya, helal olsun. (Bir de Nazan Bekiroğlu'nu basmasanız çok daha sevicem sizi ama naapalım)
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
3 yorum:
Pazartesi günü fuardaydım ben de. Daha çok iş amaçlı gelmiştim bu sene bir "International Publishers" bölümünün olduğunu duyarak. Öncelikle onun hikaye olduğunu öğrendik. Zira 7-8 tane ülkenin büyükelçiliklerinin gayretiyle Fransız Kültür, İtalyan Kültür falan gibi kuruluşların standları vardı, bir tane bile yayıncı yoktu. Yemesinler bizi.
Bunun dışında bence de bomboş görünüyordu fuar. Ben de ancak 4 tane kitap alabildim. Fiyatların özellikle bu dönemde insanlara yüksek gelmesi çok doğal. Yayıncıları suçlamak değil amacım. Elbette bir kitabı yayınlarken ortaya çıkan birçok gelir kalemi var; telif hakkı, kültür bakanlığı harcı, editör giderleri, matbaa giderleri vs. Yayıncıların fiyatlarda uçtuğunu söylemek istemiyorum. Sadece mevcut ekonomik koşullar altında insanlara bu fiyatların fazla geldiğini düşünüyorum. Böyle bir durumda da milletin ilk kısacağı yer lüks giderler olur. Kabul edelim ki kitap da lüks görülür memleketimizde. 3 hafta önce dünyanın en büyük kitap fuarı Frankfurt'taydım. Orası İstanbul Kitap Fuarı gibi halka açık ve kitap satma amaçlı bir fuar olmanın ötesinde, ticari bağlantıların yapıldığı bir fuardır. Orada bile krizin etkileri gözle görülüyordu. Katılımcı sayısının geçen seneye göre %15 azaldığı söyleniyordu. Aynı krizin etkileri Beylikdüzü semalarında da apaçık ortada.
Fuara "Uluslararası" diyebilmek için yapılmış bir olay o zaten. Kaldı ki satışa yönelik bir fuara Romanya'nın Hollanda'nın yayıncısı gelse ne olur??
Kitap fiyatları konusunda sen de haklısın, yayıncı da, devlet ve koyulan vergiler haklı değil ama...
ağzımdan aldın'ı ağzımı yaladın diye okudum. ondan tick attım yani. şaka şaka. yazıyı çok beğendim. i lav yu.
Yorum Gönder