2011 Uludere katliamı: 29 Aralık 2011. http://yalnizdegilsinvan.wordpress.com

6 Temmuz 2009 Pazartesi

Kürk Mantolu Madonna

Sabahattin Ali'nin Kürk Mantolu Madonna'sı üzerine uzun eleştirel bir yazı hazırlıyorum. Çok titizlenerek yazdığım için yazım ne zaman biter bilmiyorum. Bu yüzden de kitabı dün bitirmişken sıcağı sıcağına sizlerle beğendiğim bir kaç cümleyi paylaşmak istedim. Bu arada hikayenin aslına dokunmadan basan, Türkçesi'ni "basitleştirmeye" kalkmayan YKY'na teşekkürler. "Dibinde bir ejderhanın yaşadığı bilinen bir kuyuya inecek bir kahraman bulmak, muhakkak ki, dibinde ne olduğu hiç bilinmeyen bir kuyuya inmek cesaretini gösterecek bir insan bulmaktan daha kolaydır." "Birçok şeylere ihtiyacımızı ancak onları görüp tanıdıktan sonra keşfetmez miyiz?" "Bir insana bir insan herhalde yeterdi. Fakat o da olmayınca: Her şeyin bir hayal, aldatıcı bir rüya, tam bir vehim olduğu meydana çıkınca ne yapılabilirdi?" (Bu cümle bana "gerçeklik kavramının" ne kadar da bizden başka insanların var olmasına bağlı olduğunu düşündürdü. Sabahattin Ali'nin burada bahsettiği bir insanla yaşadıklarımızın o insan yok olursa veya o insanla bir daha konuşmaz isek sanki birden bire yok olması ve insanın kendine "ben gerçekten de bunları yaşadım mı" diye sormaya başlaması. Çünkü eğer bizden başka biri bizim gördüğümüzü görmez ise tanığımız olmamış oluyor. Buradan da tanıkları olmayan gerçeklik var mıdır sorusu çıkıyor. Bu aslında o kadar ilginç ki--bütün gerçeklik sistemimizin tanık üzerine odaklı olması.) "Bir kadın, trenin bahçesinden dışarı bakabilir, bu sırada gözüne bir kömür parçası kaçar, o ehemmiyet vermeden bunu ovuşturur ve bu minimini hadise dünyanın en güzel gözlerinden birini kör edebilirdi......Göz mü mühim kömür parçası mı...diye düşünmek aklımıza gelmiyorsa ve bütün bunları nasıl hiç mütalaa yürütmeden kabule mecbursak, hayatın daha başka türlü birçok cilvelerine de aynı tevekkülle katlanmaya mecburduk."

1 yorum:

semioticus (shelbyl) dedi ki...

Alper'im, bu da sana atilmis oltadir; Orlando elestirisini yazinca burayi eski anilarla doldurmak boynumuzun borcu olur.

"Dunyanin en basit, en zavalli, hatta en ahmak adami bile, insani hayretten hayrete dusurecek ne muthis ve karisik bir ruha maliktir."