10 Kasım 2009 Salı
Rethinking Marxism 2009: Konferans Notları
American Political Science Association çatısı altında bu yıl 7.si düzenlenen "Rethinking Marxism 2009: New Marxian Times" konferansı haftasonu Amherst'te yapıldı. Meltem'in misafirperverliği ve lojistik katkılarıyla gittik gördük. Şahsım adına Amerika'da marksistler neye benzer, proleter dediğin ne biçim bir kuştur sorularının cevabını aradim, buldum ve sizler için itinayla genelledim, buyurun:
-Bu konferansa girerken, hakim görüşü benimseyen (mainstream) sosyal bilim yapma tarzıyla ilgili bütün bildiklerinizi unutmanız gerekiyor. Hayır illa ki sosyal bilimciyim diyorsanız, en fazla Avrupa tipi takılacaksınız. Tipik Amerikan tarzı, sonuç odaklı ("what is this a case of"), regresyonlu-modelli makaleler arayanlara göre bir yer değil.
-Makalelerin kalitesine gelince, açıkçası beklentilerimin biraz altında kaldı. Genelde marksist ve neo-marksist ekolden yazarların teorilerini pratik vakalara uygulamış konuşmacılar. Eğer yazarlara ve fikirlere aşına değilseniz bir noktada kulağa Çince gibi gelmeye başlıyor. Bu bağlamda bir eleştirim, "rethinking marxism" isimli bir konferansta çok fazla yeni fikrin çıkmaması. "Her şey kitapta var, üstad söylemiş açın okuyun" tadındaki argümanlar, bir süre sonra "her şey Kuran'da var" demekten çok da farklı değil.
-Diğer bilimsel toplantılardan farklı olarak, bir sürü aktivist de vardı konuşmacılar arasında. Bunların bir kısmı aynı zamanda akademisyen. "Nesnellikten çık, Praxis'e koş, bilim boş, eğlen coş" havasındakiler olduğu gibi, daha ciddiyetle bugünkü mücadele koşullarını inceleyenler de mevcuttu.
-Amerikan marksistleri arasında bizimkiler kadar derin fikir ayrılıkları yok sanki. Yahut varsa da belli etmiyorlar. Yaş ortalamasının bize oranla daha yüksek olmasının da bunda payı olabilir tabi, hafif huzurevi görüntüsü vardı ortamda.
-Kendine marksist dememek için "Marksçı analiz" (Marxian analysis) lafını kullanan akademisyenler varmıs. (Binbir türlü kuluna kurban yarebbim, yarattın bari takip et…) Neyse, bunlarla hafiften alaya alınıyor, yapmamak lazım.
- Konferansın birkaç ana teması olmakla beraber, en çok ilgi çeken konu ekonomik krizdi. Krizle ilgili çözümlemeleri başarılı bulduğumu belirteyim: aşırı sermaye birikimi, buna müteakip gerekli talebin yaratılamaması, savaş ekonomisinin de yeterli olmamasıyla geliyorum diyen kriz ve bunun pekçok kişi tarafından tahmin edilmesi temel tartışma konularıydı. En baba kapitalistlerin Marx'i krizden sonra keşfetmesiyle, Times'a kapak olmasıyla filan inceden dalga geçildi güzel güzel. Eğlendik beraberce.
-Milliyetçilik ve marksizm teması altında konuk konuşmacılardan biri de Halil Berktay'dı. Maalesef konuşmasına katılamadım, ama konuşmadan önceki saatlerde kendisini kapıda kıstırdığımız kadarıyla sıkı bir eleştiri (özellikle Lenin'e yönelik) yapacağı duyumunu aldık. Konuşma metnine bir yerlerden ulaşırsak göreceğiz bakalım neler demiş...
Sloganlarımıza gelince:
-Dünya solundaki Latin Amerika fetişi, azalarak bit!
-Ezilen halkların milliyetçiliği kavramı, azalmadan bit!
-Bu yazı, aniden bitttttt!
(İçerikle ilgili fazla detaya giremediğimin farkındayım, belki başka bir yazıda olur, belki üşenirim hiç olmaz...)
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
2 yorum:
İsmini aldığın güzide devrimimizin yıldönümünü iki yazıyla kutlaman ne kadar hoşsa, senden iki yazı daha okumak için bir sonraki yıldönümünü beklemek zorunda kalabilme ihtimali de o kadar korkutucu:p
"Rethinking X" konulu konferanslar bana su vecizeyi hatirlatir hep:
Dusun dusun boktur isin.
Yorum Gönder