Şahsen haberin başlığının böyle atılmamasına çok şaşırdım. Gerçi "Bu güzel Alman Türkiye'nin bir köyüne yerleşti. Köylüler 140 günde ingilizce öğrenmek için sıraya girdi" de yeterince açıklayıcı olmuş.
Neyse, efendim haber Milliyet'ten. Alman bir turist hanım kızımız, nam-ı diğer Camilla, İnegöl'de bir köye gezmeye gelmiş, oraya hayran kalmış, gezi süresini 6 aya çıkarmış. Bu zaman zarfında da kendisi köylülere İngilizce öğretmeye karar vermiş. Güzel, ilginç bir haber.
Yalnız habere girdiğimizde kocaman bir "Fotoğrafları için tıklayınız" çıkıyor, ve de kızımız bir merdiven üzerinde armut toplarken gözüküyor. O noktada gençliğinde yeterince Pro7 ve Sat1'e maruz kalıp Pavlov'un köpeğine dönmüş bünyelerde bir titreme oluyor tabii.
- Du bist meine Lokomotive diyecek gibi durmuyor mu her an?
Ben bu endişeler içinde fotoğraflara tıkladım, olay daha da ilginç bir boyuta büründü. Keza kendisi, tam bir "Türkiye'ye gavur gelmiş, hadi abidik gubidik işler yaptıralım" düsturuyla şu fotoğraflara malzeme olmuş.
- Camilla Hanım, şimdi o armutları elleyin evet.
- Camilla Hanım, şimdi o armutları taşıyorsunuz, aman dikkat edin bir kova boş olsun, böylece yamuk durursunuz evet, çok güzel.
- Camilla Hanım, evet soldaki kızımızla top atın tutun. İngilizce böyle öğrenilir tabii. Ortadaki kıza topu vermiyorsunuz o da kıskanıyor, çok güzel, veri gut.
Unutmadan, haber metninde şöyle bir ifade var:
"Deyinler Köyü’nde Türkçe bazı kelimeleri öğrenen, Türkler’in örf ve geleneklerine saygı gösteren Camilla Rjoks..."
Kendisi fotoğraf gazeteciliğine konu olarak, şalvar giyip armut toplayarak saygı göstermiş meğer, ben anlamadıydım en başta.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder