Dün (27 Ağustos 2009) Şampiyonlar Ligi, bugün de Avrupa Ligi kuraları çekildi. Önce temsilcilerimizin gruplardaki şanslarına bakalım, sonra da genel bir yorum yaparız.
Öncelikle son şampiyon Beşiktaş’ın grubuna bir göz atalım. Rakipler Manchester United, CSKA Moskova ve Wolfsburg. 1. torbadan çıkabilecek takımlara söylenecek çok şey yok. Fakat Beşiktaş’ın, 2. torbanın en kolay, 4. torbanın en zor takımı ile eşleştiğini söyleyebiliriz. Manchester United her ne kadar geçen seneki kadar etkileyici gözükmese de Beşiktaş’tan birkaç gömlek üstün bir takım. Tek umudumuz İnönü’de Liverpool maçındaki gibi bir atmosfer oluşturup, biraz da şansın yardımıyla onlardan puan alabilmek. CSKA Moskova gözümüze kestirebileceğimiz bir takım. Deplasmandaki maçı eylül ayı bitmeden oynamak iyi olacak. Rusya’daki kış şartları malum. Gerçi eylül ayında oralar nasıl olur bir fikrim yok. Sadece olaya “eylül, ekim-kasım-aralıktan iyidir” diye düz mantıkla bakıyorum. Beşiktaş’ın CSKA’dan en az 4 puan alacağını düşünüyorum. Wolsfburg için ne söyleyeceğimi bilemiyorum. Beşiktaş-Wolfsburg maçlarında her şey olabilir. Gerçi Grafite-Dzeko-Misimovic üçlüsüyle Sivok-Ferrari-Üzülmez-Erhan dörtlüsünün karşı karşıya gelmesi Almanlar açısından çok eğlenceli olabilir. United forvetlerinden +5 gol yenileceği neredeyse kesin olduğu için asıl bakmamız gereken Wolfsburg forvetleri olacaktır. Geçen sene şampiyon olmalarını sağlayan Magath’ın yerine takımın başına Veh’in gelmesi Beşiktaş’a umut verse de yukarıdaki üçlüye bakıp ne kadar umuda sahip olduğumuza siz karar verin.
Şampiyonlar ligi için iyi bir kura aslında. Barcelona-Inter arasına girip Şampiyonlar ligi tarihinin en şahane eksi averajını yapmak varken yine iyi bir kura çektik. Beşiktaş’ın gruptan çıkıp çıkamayacağını belirleyecek maç VW Arena’daki Wolfsburg maçı olacaktır. Beşiktaş oradan puan çıkartabilirse, ufak bir kutlama yapabiliriz.
Avrupa liginde ise iki temsilcimiz Fenerbahçe ve Galatasaray’ın rakipleri de bugün belli oldu. Şöyle bir baktığımızda 2. torbadan kuraya katılan Fenerbahçe, 1. (Steaua Bükreş) ve 4. (Sheriff) torbanın en zayıf 3. (Twente) torbanın ise orta karar takımlarıyla eşleşti. Açıkçası çok fazla takip etmediğim liglerden gelen bu takımlardan Fenerbahçe’ye sıkıntı yaşatma ihtimali olan tek takımın Twente olduğunu düşünüyorum. 2008 yazında Steve McLaren’i takımın başına getiren Hollanda ekibi geçen sene kendi çapında bir mucizeye imza atarak ligi 2. bitirdi ve Şampiyonlar Ligi elemeleri biletini cebine koydu. Elemelerde Sporting Lisbon’a son dakika golüyle teslim olup dramatik bir şekilde elendiler ve yolları Avrupa Ligi’ne düştü. Bu seneye de iyi başlayan Twente’nin en büyük eksikliği tecrübesi olacaktır. Fenerbahçe’nin en zorlu rakibi olarak seçerken bile garip oldum. Normal bir Fenerbahçe’nin bu gruptan rahat çıkması gerekir. Steaua Bükreş ise eskisi kadar göz korkutan bir rakip değil. Yine de Romanya deplasmanı şartları itibariyle her zaman zor olmuştur. Son olarak Sheriff için söylenecek çok şey yok. Kupaya katılan 48 takım arasında en zayıf olanı. Fenerbahçe’den alacakları bir puan onlar için tarihi başarı olacağı gibi Fenerbahçe için de Pendikspor etkisi yapacaktır. Aziz Yıldırım ve Daum her fırsatta ligi, Avrupa kupalarından önde tuttuklarını söylüyorlar. Fakat bu Avrupa’ya yedeklerle çıkacakları anlamına gelmiyordur. Yine de Fenerbahçe’nin işin ucunu bırakmayacağını ve gruptan çıkacağını düşünüyorum.
Galatasaray’ın kura şansını bilmeyeniniz yoktur sanırım. Bu sene Şampiyonlar Ligi’nde olsalar Sevilla, Rangers ve Unirea’lı gruba düşeceklerinden adım gibi eminim. Avrupa Ligi’nde de yine “lokum” gibi bir kura çekti Galatasaray. 4. torbadan gelen Sturm Graz ile oynanacak 2 maçtan 6 puan ve farklı galibiyetler bekliyorum. Her ne kadar Sturm Graz geçen senenin sürpriz takımı Metalist’i elemiş olsa da Galatasaray Avusturya takımlarını sever : ) 3. torbadan gelen Dinamo Bükreş ise Galatasaray’ın kuralarda ne kadar ballı olduğunun bir göstergesi. Eleme turunda Liberec ile evinde oynadığı maçta çıkan olaylar yüzünden 2 maç ceza aldılar. Bu sebeple grupta oynayacakları 3 iç saha maçın da 2’si seyircisiz olacak. Henüz fikstürü görmedim ama Galatasaray’ın bu deplasmanda seyirci baskısı görme ihtimali üçte bir. Zaten Galatasaray çapında bir takım olmayan Dinamo Bükreş, bir de iç saha maçını seyircisiz oynarsa pek şansları kalmayacak. O zaman Fenerbahçe için dediğimiz “Romanya deplasmanları zordur” sözü Galatasaray için geçerli olmayacaktır. Bu grupta Galatasaray için tek zorlu rakip Panathinaikos olacaktır. Yine baktığımda Galatasaray kadar güçlü görünmeseler de Avrupa kupalarında yaptıkları şaşırtıcı işler gözümü biraz korkutuyor. Kadrolarını Djibril Cisse ve Kostas Katsouranis gibi isimlerle güçlendirdiler. Bu sene Şampiyonlar Ligi elemelerinde Atletico Madrid’e elenip Avrupa Ligi gruplarına kaldılar. Galatasaray’ın Ali Sami Yen’de kazanacağını düşünüyorum ama Yunanistan deplasmanı için bir şey söyleyemeyeceğim. Son olarak takımın başında Rijkaard’ın eski yardımcısı Ten Cate’nin olduğunu da dipnot olarak düşmek lazım. Pana’nın gruptaki performansına bağlı olarak Galatasaray’ın 1. veya 2. olarak gruptan çıkacağını düşünüyorum.
Türk takımları dışında her iki kupada diğer gruplar için de bir iki kelam edelim. Şampiyonlar Ligi’nde çok enteresan gruplar var. Kaka transferinden sonra Milan-Real Madrid, Ibra ve Eto’o transferleri sonrası Barca-Inter eşleşmeleri çok ilginç olacak. Bu takımların gruplarındaki Marsilya, Zurich, Dinamo Kiev ve Rubin için söylenecek tek şey var; “İspanya ve İtalya tarihi ve turistik ülkelerdir. Gidin güzel güzel gezin.” En zorlu grup Chelsea, Porto, Atletico Madrid ve Apoel’li (Apoel hariç tabii) D grubu görünüyor. En kolay grup ise Sevilla, Rangers, Stuttgart ve Unirea’lı G grubu.
Avrupa ligi grupları için daha az şey yazacağım. Yeni formatta toplam 12 grup olduğu için her gruba bir şeyler yazsak, yeterince uzattığım bu ilk yazım daha da bunaltıcı bir hal alacaktır. Onun için sadece en zor ve kolay bulduğum grupları yazayım. En zor grup Valencia, Lille, Sparta Prag ve Genoa’lı B grubu gibi görünüyor. En kolay grup ise bence Fenerbahçe’nin içinde yer aldığı H grubudur.
Yazısı çok iyi birisi değilimdir. Ama bundan sonra elimden geldiğince Komünal İşkembe’ye özellikle sporla alakalı yazılarla katkıda bulunmaya çalışacağım. Umarım keyif alarak okursunuz.
----------
Komünal İşkembe sportif konuk yazarı Güven, Ankara'dan bildirdi. Teşekkür ediyor, ellerine sağlık diyor, her zaman olduğu gibi devamını bekliyoruz!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder