2011 Uludere katliamı: 29 Aralık 2011. http://yalnizdegilsinvan.wordpress.com

14 Ağustos 2009 Cuma

İran Dosyası (1) - Hapishanelerde Gerçekleşen Cinayetler

Aslında İran’la ilgili bir yazı dizisinin (olursa tabii) ilk yazısına bu başlıkla başlamak istemezdim ama konu İran’da da konuşuluyorken bizim de böyle bir olayın gerçekleştiğinden haberdar olmamız bence çok da yersiz olmayacaktır.
Dün İran’da bir ilk gerçekleşti. Eski İran meclis başkanı ve Ahmedinejad’la son iki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yarışan Kerrubi, Rafsanjani’ye yazdığı bir mektupta İran hapishanelerinde gerçekleşen işkence ve kötü muamelelerden söz ederken bu olayların Hamaney’e iletilmesini istemiş. Mektupta yazılan olaylara biraz sonra değineceğim, biraz eski yıllara dönmek istiyorum.
Lise yıllarında, aramızda İran hapishanelerinde yapılan işkencelerle ilgili efsaneler dönüp dururdu. Özellikle itiraf almak için hangi yöntemlerin daha etkili olduğunu konuşurduk. Yani olay o kadar sıradandı ki, niye böyle bir olay olsun diye kafamızda bir soru işareti oluşmuyordu. Belki de filmlerden alışmıştık, her yerde oluyor bizde niye olmasın demişizdir, bilmiyorum. Neyse olay daha derin. Daha sonralar çok acı bir gerçeği öğrendim. Gerçek derken lütfen belge istemeyin hiçbir belgem yok çünkü.
80’li yıllarda İran’da hapishanelerde gerçekleşen olaylar, her sene yaz geldiğinde çok geniş şekilde konuşulur. 1988 yılının yaz aylarında Humeyni’nin verdiği bir emirle en az 3500 kişi hapishanelerde idam edildi. Onlar genelde İran Halk Mücahidleri veya başka sol örgütlerin üyeleriydi. Olay o kadar korkunçtu ki rejim içinden de bu toplu idamlara itiraz yükselmişti, ama o kendi aralarındaydı, bizler sonralar öğrendik. O zaman, olayları asılanların aileleri ve yakınları dışında çok fazla insan öğrenmedi. Sonraları öğrendim ki 80’li yıllar doluymuş buna benzer ölümlerle. Özellikle 80’li yılların başında İran-Irak savaşı yeni başladığında herkes savaşa odaklanmışken İran Devrim Mahkemeleri her gün onlarca aktivisti idama çarptırırmış.
Neyse anlatacağım olay yine sadece kaç bin kişinin asıldığı değil. Asılanların içinde genç kızlar da vardı. Bunların bir çoğu bakire kızlar. Dinimizce ölen bakire kız ne kadar günah işlemişse işlesin cennete gidermiş, bu sebeple asılacak aktivist kızlar öteki dünyada da cezalandırılsınlar diye asılmadan önce devrim muhafızları ve onlara benzer başka ulu askerler tarafından tecavüze uğramışlar.
İran’daki son cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra sonuçlara itiraz eden birçok insan tutuklandı. Bunların içerisinde eski devlet yetkilileri de yer almakta. Başta sözü geçen mektubun önemli kısmı ve bir ilk olarak nitelendirilebilecek sözler, hapishanelerde gerçekleşen işkenceleri açık şekilde topluma açıklamaktı. Mektup Temmuz'un son günlerinde yazılmış ama mektuptan bir netice alınmayınca mektup Kerrubi’nin partisine mensup olan gazetede ve birkaç internet sitesinde yayınlandı.
Bu mektupta tutuklanan genç kız ve erkeklere yönelik yapılan işkencelerden söz ediliyor ve hatta işkencelerin birkaç kişinin ölümüne sebep olduğu öne sürülüyor. Ama daha da korkunç kısmı genç kız ve erkeklerin tecavüze maruz kaldığını anlatmasıdır. Bu tecavüzler o kadar şiddetliymiş ki gençler genelde hastanelik olmuşlar. Tecavüze maruz kalan insanlar serbest bırakıldıktan sonra utançtan kendilerini bir köşeye kapatmışlar. Yazara göre bu haberler kendisine çok güvenilir kaynaklardan aktarılmış. Meclis başkanı bu olaylar incelenmeli dedi, ama sanki yıllardır hapishanelerde olan bitenden haberi yoktu kimsenin.
11 Ağustos 2009 / Türkiye
-----------
Komünal İşkembe'de yayınlanan bu ilk "Konuk Yazar" katkısının sahibi, adının yayınlanmasını istemeyen, Hikmet mahlasını tercih eden Türkiye'de yaşayan bir İranlı arkadaşımızdır. Kendisine ibnialheysem@gmail.com adresinden ulaşabilirsiniz. 3 gün gecikmeli yayınladığımız için özür diliyor, çok teşekkür ediyor, devamını bekliyoruz!
Siz de yazmak veya yazdığınız bir şeyin Komünal İşkembe'de yayınlanmasını isterseniz konukyazar@komunaliskembe.com adresinden bize her zaman ulaşabilirsiniz.

1 yorum:

semioticus (shelbyl) dedi ki...

Bunlar gercekten kan dondurucu seyler. Bir ulkede yasanan olaylara makro (ulkenin politikasi, devrim vs.) ya da istatistiki (su kadar oldu, su yaralandi, su tutuklandi) bakmayi birakip mikro duzeye inmemiz gerekiyor arada, bunu tekrar gorduk. Bu konuda yayinlanmis hicbir insan haklari dokumani, yapilmis projesi falan yok mu acaba?

Bir de resimde "fasizm" ile ilgili bir sey mi yaziyor?

Konuk yazarimiza cok tesekkur ediyor, devamini bekliyoruz.