Ne zamandır Yılmaz Özdil'e sallamıyorduk, geri dönelim.
Özdil arada mükemmel Türkiye tahlilleri yapar, ama işin garibi bu tahlili istemeden yapar, kendi kendine laf sokarcasına yapar. Mesela 5 Haziran'da bir
yazı yazmıştı İsrail'li Gideon Levy adlı bir gazeteciyi öven. Levy'nin, hükümetini masumları öldürdüğü, Filistinlilere eziyet ettiği için eleştirmesi, hain ilan edilme pahasına bunları yazıyor olması çok hoşuna gitmiş. Tabii işin trajikomik yanı, Türkiye'de Levy gibi bir gazeteci çıkıp "Kürtlere eziyet ediyoruz, Ermeni katliamıyla yüzleşmemiz lazım" dese onu ilk hain ilan edecek gene Özdil'dir.
İşte bugün başka bir
tespit yapmış Özdil, bu sefer Hababam Sınıfı üzerinden. Diyor ki: "Hababam Sınıfı'nda takunyalı-takkeli karakter yoktu, niye? Eskiden de müslümandık ama böyle değildik."
Şimdi biri dese ki "bakın işte eskiden dinini özgürce yaşayamıyorlardı, lise portresine mütedeyyin insan giremiyordu" ve Özdil'in bu yazısını örnek verse çok da yanlış yapmış olmaz.
Özdil's dilemma v2.0.
Daha vahimi ise, bu "eskiden İslam böyle değildi, biz de müslümanız ama öyle yapıyor muyuz"cu ılımlı İslam zihniyeti; ki beni en çok rahatsız eden budur. Bu konuyu daha önce ekşisözlük'te anlattıydım. (
link)
Modern cumhuriyetin tek tip insan gayreti malum: klasik müzik dinleyen, balolarda ah-hahahaha diye gülen, yemekte löböf dölögöf yiyen ideal. Tabii bunun günümüze yansıması aşağıdaki gibi oldu, çok dramatik oldu ama olsun.
Ben de bayağı dağıttım konuyu, toparlayayım. Bu "eskiden de müslümandık, müslümanlık bu değil" tarzı yaklaşımlar beni acayip sinir ediyor. Bir "bu iş böyle olur"culuktan, bir de "ama sen zaten böylesin"cilikten, bir de "adamın niyeti bu"culuktan nefret ediyorum, bu üç tür insanın neslinin tükenmesini diliyorum. Evet.
1 yorum:
Nesilleri kolay tükenmeyecek gibi, bu insanların hastalıklı sterotipik düşünceleri ne yazık ki kendilerinden sonraki nesillere de geçiyor. Ortak paydaları çok rijit olmaları ve kendilerini kayıtsız koşulsuz 'asli' kabul etmeleri...'' yaşasın efendiler cenneti (!)''
Yorum Gönder