2011 Uludere katliamı: 29 Aralık 2011. http://yalnizdegilsinvan.wordpress.com

20 Ocak 2010 Çarşamba

Komünal'den Notlar #1: Tam Gün Yasası

Komünal İşkembe yazarları, buraya yazmadıkları zamanlarda neler yapıyorlar, kendi aralarında neler konuşuyorlar hiç merak ettiniz mi? Perde arkasında, e-posta üzerinden yapılan konuşmalar, sürdürülen tartışmalar, sonunda gözler önüne seriliyor! Komünal'den Notlar serisiyle, birden fazla yazarın katkıda bulunduğu karşılıklı yazışmaları yayınlıyoruz. Serimizin ilk yazisi da su anda gundemde olan Tam Gun Yasasi. Eren: İşkembe'de dillendirilmemiş iki güncel mesele var: Birincisi Türk Tabipler Birliği'nin muhalefet ettiği tam gün yasası. Recep Akdağ ısrarla bunun hem halkın yararına hem de doktorların yararına olacağını savunuyor. Bu konuda bilgisi olan birşeyler karalamak isteyen var mi? Diğeri de referandum süresinin 120 günden 45 güne indirilmesine dair yasa teklifi. Bu konuda düşüncesi olan? Natura horror vacui: Açıkçası tam gün yasa tasarısıyla ilgili bir şeyler karalayacak kadar donanıma sahip değilim. Ancak şu kadarını söyleyebilirim, sonuna kadar destekliyorum. Devlet hastanelerine günde 2 saat uğrayıp "benim muayenehaneye bir uğra, bakalım" diyen doktorlardan, sürekli pratisyen hekimlere tedavi olmaktan bıktım şahsım adına. Ayrıca başka hangi devlet çalışanı vardır ki, kendine ait bir yer açmaya hakkı olsun. En basitinden benim için "kanun önünde eşitlik" ilkesine aykırı bu. Yasalarda benim bilmediğim, hakim olmadığın kavramlar, boşluklar söz konusu olabilir. An itibariyle sadece akıl yürütüyorum. Aynı zamanda Cerrahpaşa'da çalışan ve de ders veren kendi göz doktorum bana sadece Dünya Göz Hastanesi'nde randevu veriyorsa ve ben yaklaşık 4 dk süren, siktiriboktan bir göz muayenesi için 180 tl ödemek zorunda bırakılıyorsam bu yasa tasarısını desteklerim. Bu kadar net. Bu yasa tasarısının altyapısının sağlanması, doktorların maaşlarındaki iyileştirme falan gibi teknik detaylar Sağlık Bakanlığı'nın üzerinde dikkatle durması gereken konular. Zira bu topraklarda bolca tepeden inme devrim gördük, sonuçları ortada. shelbyl: Şimdi tamamen dışarıdan bakan fikrimi söyleyeyim. Mevcut sistem yanlis. Bu net. Devlet hastaneleri adam gibi çalışmıyor. Doktorlar hastanede "Olmak zorunda oldukları için" duruyorlar, en ufak arada muayenehanelerine gidiyorlar. O yüzden tam gün yasası çok isabetli. Ama şu da var, mesela bir doktor diyelim "ayrıca" çalışmak istedi özel laboratuarı var, orada bağımsız iş yapıyor. Onun kısıtlanmasına da karşıyım. Bu adam isterse akşam 5'ten sonra çalışır, ona laf edemeyiz. Geleceği yer şu bu tasarının, isteyen, kalifiye olan, azim eden özel sektöre geçecek, ya da laboratuarlarına dönecek; devlet işini angarya olsun diye yapanlar gidecek, cidden yapmak isteyenler kalacak. Devletin kalitesi düşecek belki, ama maddi durumu sebebiyle devlet hastanesine muhtaç olan da en azından biraz daha insan gibi muamele görecek. Benim anladığım bu. Bizzat teyzemden biliyorum, Antalya Devlet Hastanesi'nde 6 tane biyokimyacı vardı bir ara. Teyzem gidiyordu sabah, girişini yapıyordu, sonra oturuyordu asgariyetle, yapacak iş yok ki?
Devlet sistemi çürük yani, ama iyileştirme hamlesi bu müdür, %100 efektif mıdır bilemem. Şu da var, doktorların itirazının tek sebebi kazanacakları paranın azalması. Etik, çalışma koşulu vs. değil yani. Okudum okudum açıklamalarını, bunu anladim. Eren: Ben de natura ve shelbyl'e katılıyorum. Mevcut sistem tam bir rezalet. En büyük mağdur da tabii ki vatandaş. Tabi yasa tasarısının detaylarını henüz bilmiyoruz ama ana hatlarıyla değerlendirirsek vatandaşın yararına olacağını düşünüyorum. Bazı insanlar hükümetin benzer eğitim seviyesine sahip diğer meslek gruplarına göre belirgin bir şekilde daha fazla kazanan meslek gruplarını aşağıya çekmek, dolaylı olarak vergilendirmek istediği görüşünde. Bunda doğruluk payı olabilir. Zira Recep Akdağ'ın televizyondaki bir iki konuşmasında doktorların kazancının halkın geri kalanına kıyasla daha yüksek olduğu ve bunun "adil" olmadığı iması sanki ikincil bir gerekçe gibi sunuluyor. Yasadan etkilenecek hekimlerin ve onları temsil eden Türk Tabipler Birliği'nin (TTB) itirazlarını kamuoyu nezdinde gayri meşru kılmak için sunulan bir argüman. Kendi "adalet" nosyonunuza göre Akdağ'a hak verebilir veya karşı çıkabilirsiniz. Orası size kalmış ama eğer hekimlerin ve TTB'nin maddi çıkarlarını savunmak adına vatandaşı sefil eden bir sistemin devamı isteniyorsa ve vatandaşın maduriyetine son verecek alternatif bir tasarı önerilmiyorsa o zaman TTB'ye sert bir tepki vermek lazım sanırım. TTB'nin hekimleri temsil konusunda tekel olması durumu var. Mevcut yasalar TTB'ye alternatif başka bir meslek odasının kurulmasına müsade etmiyor. Muayenehane işleten doktorlar TTB'ye üye olmak ve üyelik aidatı ve lisans ücreti ödemek zorunda iken sadece devlet ve üniversite hastanelerinde hekimlik yapanların böyle bir zorunluluğu yok. Akdağ'in iddiasına göre TTB'nin gürültü koparmasının altında yatan en önemli neden bu yaşanın TTB'nin gelirlerini baltalaması. Bir yandan da Akdağ'in açıklamasına göre maaşlarda bir düşüş olmayacak. Maaşların daha çok performanşa endekslenmesi söz konuşu. Tabi yine ayrıntılara bakmak lazım. Hekimler eski maaşlarını ancak insanüstü mesai saatleri ile muhafaza edebileceklerse; yorgunluk, bitkinlik sebebiyle tıbbi hatalar artacaksa maaş sistemi yanlış demektir. Netice olarak shelbyl'in de dediği gibi vatandaşın muayenehanelere mahkum edilmeden hizmet alması sağlanırken devlet hastanelerindeki doktor kalitesi düşebilir zira zaten muayenehanesi tıkır tıkır işleyen bazı iyi doktorlar tercih yapmak zorunda bırakılınca devletten ayrılacaklar. Ama bir yandan da genel hizmet kalitesi performansa bağlı ama insani bir maaş politikası sayesinde yükselebilir de. Burada iki kritik mesele var. Birinci mesele devletteki mevcut doktorların halihazırda potansiyellerinin ne kadarını kullandığı. İkinci mesele de devletteki kalifiye doktor kaybı ne kadar olur meselesi. Şu an muayenehanede çalışmayan devletteki hekimlerin yasadan sonra devletten ayrılacağını zannetmiyorum. Ayrıca duyduğuma göre bugün bile muayenehanelerin sayısı zaten oldukça sınırlıymış. Yani devletten kaçış çok ciddi olmayabilir. Bu tarz büyük sistem değişiklikleri çoğu zaman etkilenecek kesimler tarafından şüpheyle karşılanır. Bunların bir kısmı halkın zararı pahasına da olsa kendi çıkarlarını korumak için mevcut statükoyu savunurken aslında bir çoğu da prensipte değişikliklere karşı olmasalar bile neticenin belirsizliğinden kaygı duydukları için değişikliğe muhalefet ederler. Ben yasa tasarısını amaçladıkları adına destekliyorum. Tabi ki pratiğe nasıl yansıyacağını zamanla göreceğiz. Duruma göre bir iki ince ayar gerekecektir.

5 yorum:

aemin dedi ki...

Bu yasal düzenleme ile doktorlara kazanabilecekleri maksimum ücret tavanı getiriliyor. Yasayla birlikte bir doktor en fazla 10.800TL kazanabilecek. Ve bunu kazanmak için tam gün çalışma + nöbet + vs + vs yapması gereken her şeyi yaptığında bu miktara ulaşılabilecek. Doktorların asıl tepkisi buna, neredeyse tamamı ücret tavanı kaldırılsın istiyorlar. Bu sistemin hastane sahiplerini zenginleştireceği kaçınılmaz. Önceden 20bin 30bin ödediği adama 15bin verse çalıştırır duruma gelir çünkü devlette dursa alacağı maksimum para belli.

Eren dedi ki...

@aemin

Ozel hastaneler oldukca yayginlasti. Bir ozel hastane sadece devlet hastaneleri ile degil diger ozel hastanelerle de rekabet ettigi surece devletteki tavan ucret uygulamasi cok daha yuksek maaslari hakeden basarili doktorlarin maaslarini olumsuz yonde etkilemez diye dusunuyorum. Ote yandan devletin bir kisim ozel hastanelere (zengin ve adi duyulmus) karsi cok kalifiye doktorlar icin rekabet etme sansi yok. Rekabet etmesine de gerek yok zaten. En iyi hekimleri devlette tutacagiz derken onlara yapilacak ozel bir ucretlendirmeyi diger doktorlara karsi savunmak zor olur. Tavan ucret uygulamasi devletteki doktorlar arasinda asiri buyuk bir maas makasi olmasin diye konulmus olabilir. Sonucta maaslar performansa bagli ise devletteki ucretleri belirleyecek olan unsurlar kac hasta bakildigi, hastalarin memnuniyeti ve hastane mudurlerinin performans raporlari falan olabilir ancak. Devletteki maaslarin ne doktor piyasasindaki rekabeti bire bir yansitmasini ne de isim yapmis doktorlarin unvanina para odenmesini bekleyebiliriz.

Adsız dedi ki...

Tam gün yasası?
Hasta bakış açısıyla yasa çok mantıklı değil mi? Yıllardır muayene olabilmek için önce doktorun muayenehanesinden geçip işlerini gördürebilmek..bir nevi rüşvet. Sanki ülkenin polisleri veya diğer devlet memurları almıyormuş da zadece paragöz doktorlar alıyormuş gibi. Ya da özel muayehane meselesi: Öğretmeler özel ders vermiyorlar mı? Tabi iş doktorlara gelince işler tersine dönüyor çünkü sağlığımız çok önemli. Doktorlar dünyanın en ahlaksız insaları! oysa tüm dünyada küresel krize yol açan nice yuvaların işsiz aşsız kalmasına neden olan bankacılar ve sigaortacılar ahlaklıları değil mi?
Bir doktor olarak tam güne hocalarımın tüm gün hastanede kalacak olması ve deneyimlerini benimle paylaşacak olması ihtimali nedeniyle karşı değilim. Ancak yasayla herşey hayal ettiğimiz gibi mi olacak. Tabi ki hayır. Üzerine konuştuğumuz insanların gayet güzel bir hayat standartları bulunmakta ve bu insanların pat diye bu hayattan vaz geçmesi olanaksız. Böylece siz yasayla yetenekli adamları üniversiteden kaçıracaksınız. Yerine kimler gelir bilinmez. Kalsa kalsa idealistler kalır. Ki onları da on bin gibi bir para kazanabilmeleri için gece gündüz hasta bakmak zorunda bırakacaksınız. Üniversitedeki tıp öğrencileri de tıbı benim gibi çiçeği burnunda bir asistandan öğrenecekler. Bir başka olumsuzluk ise verdikleri paraya riskli büyük ameliyatların yapılma olasılığının azalmasıdır. Malum risk para demektir. Sizin tavan maaşınız belliyse niye kendizi yorup riskli ve zor ameliyatları yapasınız ki? Tam gün yasası tamamiyle oy potansiyeli olan halkı mutlu etmek için tasarlanmış, ama bu hizmeti vereceklerin en ufak bir şekilde düşünülmediği bir şekilde sunulmaktadır. Kendi açımdan baktığımda beni 10 yıl boyunca yasanın bağladığı hiçbir şey yok. Ancak zaten sayısı iyice arttırılan tıp fakültelerinin ve gelecek kuşak doktorların kaybedeceği çok şey var. Açık öğretim tıp diye bir rahatlık kazanacakları kesin.

semioticus (shelbyl) dedi ki...

"Üzerine konuştuğumuz insanların gayet güzel bir hayat standartları bulunmakta ve bu insanların pat diye bu hayattan vaz geçmesi olanaksız."

Ayni savunmayi bir ust paragrafta elestirdiginiz bankacilar ve sigortacilar da yapmaktalar Obama kendilerine odenen bonus'lara karsi cikinca. Ironik degil mi?

Adsız dedi ki...

Şu anki gidişatta bana ironik olmayan bir şey söyleyebilir misin? Maalesef ağaç yaşken eğiliyor. Tıp fakültesi bir insanı baştan yaratmıyor, başka herhangi bir meslek gibi sadece bir araç oluyor. Hedef para kazanmaksa doktoru da mühendisi de bankacısı da ahlak kurallarını hiçe sayabiliyorlar. Her meslek grubunda iyiler ve kötüler bulunmakta. Ve maalesef çoğu zaman kurunun yanında yaş da yanıyor.