Türk annesinin oğlu olmanın da, ne bileyim, Brezilyalı annesinin çocuğu olmanın da anlatılacak yanları vardır elbet. Ben, yakın zamanlarda annemle konuşmadan önce neye nasıl cevap versem diye planlar yaptığım için, kendi bildiğim kadarını anlatmak istedim sadece.
Son zamanlarda benim annem, tabii ki kafayı hala bekâr olmama takmış durumda. Arkadaşlarının benim yaşlarımdaki kızları evleniyor yavaş yavaş, ve ben bu noktada sona kalmışlardanım. Söyle olaylar gelişmekte bir süredir:
Anne: Babaannenin yeğeninin oğlu vardı ya, doktor olmuş. Evi varmış, babası araba da almış. [Güzel bir reklamla giriş.]
meltem: Ne güzel annecim.
Anne: Çocuğun annesi seni çok beğenmis. [Benim bu işle bir alakam yok, ama tabi ya, benim kızım da beğenilmez mi!]
meltem: Anne yapma ama!
Anne: Kızım bana da babaannen söyledi. Çocuğun annesi "Meltem yabancıya giderse çok üzülürüm" demiş. [Beni az çok tanıyan annemin bunu bana neden söylediğinden emin değilim açıkçası. Temiz ikinci el bir araba muamelesi görmenin beni etkileyeceğini sanmış olabilir mi?]
Sonra, sözkonusu babaanne yeğeni, annem ve ben babaannemlerde karşılaşırız, hatta yeni vefat etmiş dedemin duası okunmaktadır.
Yeğen: Meltem ne kadar şekersin, ne güzelsin... Sen benim kızım ol. [!]
[Bolca yorumdan, geçiştirmeden sonra kendini tutamayan] meltem: Ben kimsenin kızı olmayacağım!
---
Güzel bir yaz günü, annem, annemin arkadaşı bir teyze, ben, benim bir arkadaşım, ve babam, plajda oturmaktayız. Teyzenin kızı yeni evlenmiş, kızını özlemekte. O yüzden de bir süredir bana, "Aman daha evlenme!" diye akıl vermekte. Bu yüzden, anlatacağım atak, çok beklenmedik oldu, beni adeta gafil avladı. Bu arada annem bir erkek arkadaşım olduğunu, uzun süredir birlikte olduğumuzu, ama daha evlilikten bahsetmediğimizi bilir.
Teyze: Meltem, benim böyle böyle bir tanıdığım var. Çocuk tam senlik. Ankara'da oturuyor, işi de çok güzel. Sen de orada iş bulursun, bak ne güzel olur!
anne: ... [Sessizce dinlemekte.]
meltem: Teyzecim, yok, hiç gerek yok. Hem ben taa Amerika'dayım. Nasıl tanışacağız ki zaten?
teyze: Msn'den konuşursunuz.
meltem: Ama ne konuşalım ki!
teyze: Aa, neden öyle diyorsun.. Sen ona boyunu kilosunu sorarsın, o sana sorar...
Sonra teyze denize girer.
meltem: Anne neden bir şey demedin?
anne: Kızım bir konuşsaydın...
meltem: Anne benim erkek arkadaşım var, biliyorsun.
anne: Sus, söyleme.
meltem: Nasıl yani? E var...
anne: Ama ortada bir şey yok daha...
---
Tatilde, erkek arkadaşımla Hindistan'a, onun ailesiyle tanışmaya gitme planları yapıyorum, ve saf olduğum için de, bundan anneme bahsediyorum.
Anne: Ee, nasıl, aranız iyi mi?
meltem: İyi annecim.
anne: Evlilik konuşmuyor musunuz?
meltem: Annecim hayır, söyledim ya sana.
anne: Kızım bir yüzük taksaydınız...
meltem: Anne söyle bunu nasıl anlatayım ben erkek arkadaşıma? Bak sen İngilizce'ye çevir, ben söyleyeceğim, söz!
Sonra baba devreye girer. Kardeşimin aracılığıyla konuşulanları öğreniyorum ben de. Son verilen karar, benim Hindistan'a gidemeyeceğimmis. Çünkü, oraya ne olarak gidiyormuşum?
Daha ne kadar savuşturabilirim, bilemiyorum. O yüzden buradan bütün bekâr kız arkadaşlarıma seslenmek istiyorum: Ne olur evlenmeyin! Bir de siz örnek olmayın!
The Emotional Baggage of the Harris-Walz Camo Hat
-
Some people have pushed them to the back of their closets. Others are still
wearing them.
5 saat önce
4 yorum:
Tanri Turk kizini bu tur belalardan korusun. Amin.
Tanrı Türk erkeğini de bu tür belalardan korusun. Shelbyl'im gavur diyarlara olduğun için pek farkında değilsin ama Türk annesinin oğlu olmak da pek farklı değil. Ben seni 2-3 seneye görürüm.
30'unda olmasına rağmen evlenmesine pek olasılık verilmeyen kuzenim (erkek), geçen sene sevgilisiyle organize ve ani bir atakla "biz evleniyoruz" şeklinde aileye açılıp, 1 ay içinde kız isteme, söz, nişan, nikah tarzı koca bir süreci atlatıp ecnebistana gitti. kötünün iyisi dedikleri bu olsa gerek. kurz und schmerzlos =p
ama tabii bu esnada olan ben oldu. bana "evlilik?" diyen nice insanı "sırayla, önce kuzen? ekikiki" diye savuşturuyordum, hepten gardım düştü. pis kuzen!
bi' de işin kötüsü, soruyo'lar "var mı biri/bi' şey?" diye, "yoo?" deyince de "hadi hadi, vardır da söylemiyorsundur. sen de kuzenin gibi yapıcaksın demek. ekikiki.." diyorlar. "ekiki"leme sırası onlarda, zor zamanlar geçiriyorum dolayısıyla =p
meltemcim sen bu arada parmağında bi' yüzükle çıkagelsene? adı da söz yüzüğü olsun, valla her derde deva! şöyle iki de süslü ve kalabalık fotoğraf çekersiniz, o da söz töreninden işte! hatta dur lan, senin durumundaki nice genç için havaalanında "rent-a-ring" servisi başlatalım, alandan insan içine çıkmadan güzel yüzükler kiralanabilsin =p
Orkun'a katılmamak mümkün değil. Türk anneleri default olarak aynı.
Yorum Gönder