2011 Uludere katliamı: 29 Aralık 2011. http://yalnizdegilsinvan.wordpress.com

3 Eylül 2009 Perşembe

Degeri Abartilmis Kitaplar

Arkadaslar asagida bana begendiginizi soylediginiz takdirde nezdimde puan kaybedeceginiz, iliskimizi tekrar gozden gecirmeme neden olacak kitaplarin listesini veriyorum, ayaginizi denk alin. Sagda solda "Adorno, Kant'in ahlak felsefesi, yanlis hayat dogru yasanmaz, Oguz Atay, Tutunamayanlar, kedi, cok asil hayvan" filan derken araya bunlari karistirmayin, durduk yerde tatsizlik cikmasin.

1. Ayn Rand'in butun kitaplari

Ama o cok iyi bir felsefeci...czzt bzzt. Sus. Hatta Umut Sarikaya usulu sis. Oyle felsefe olmaz olsun. "Gemisini kurtaran kaptan", "kahrolsun yeteneksiz sefiller", "hicbiriniz beni anlamiyorsunuz", "toplum bana hazir degil", "herkes bana ve ustun yeteneklerime karsi". Lise 2'den sonra hayata hala bu sekilde bakmaya devam ettiyseniz, size Sinan Cetin ve Gulse Birsel'le mutluluklar dilerim, ben araniza girmeyeyim.

2. Kinyas ve Kayra

Ayn Rand'da elestirdigim duygusal hamligin cok daha kotu bir Turkceyle, karakter tutarliligi, olay orgusu filan olmadan anlatilmis versiyonu. Bakiyorum bu kitabi begenenlere, sevdikleri diger kitaplar Bilge Karasu'dan filan. 'Bilge Karasu'yu seven bunu nasil sever' diye dusunuyorum, 'acaba bende mi bir problem var' diye kendime bakiyorum (bende bir problem yok, her zamanki akli basinda, zeki ben), anlam veremiyorum.

Kitabin hosgorulebilecek tek yani Hakan Gunday'in Kinyas ve Kayra'yi lisedeyken yazmaya baslamis olmasi ve kitabi yine genc bir yasta tamamlamasi. 567 sayfalaik izdirabim boyunca kitabin hayata ofkeli bir ergenin elinden cikmis izlenimi verdigini dusundum, ki hakliyimisim.

Devrik, kulak tirmalayan cumleler, mantik ve kurgu hatalari cikarilsa asagi yukari 50 sayfa kalacak bu roman, iyi bir editorun elinde yine de bir seye benzebilirdi. Ama bu haliyle, i ih.

Hakan Gunday daha sonra Malafa gibi kitaplar yazarak kendisini affetirmistir, usta bir yazar oldugunu kanitlamistir, o ayri.

3.Secret ve Saz Arkadaslari

Bunlarla populer kultur icersinde yeterince dalga gecildi, ordan bakabilirsiniz.

4. Ask (Elif Safak)

(Aslinda Elif Safak'in Bit Palas'tan sonraki butun kitaplarini bu kategoriye koymak lazim. Ama bende bir tek Ask var, o yuzden onun uzerinden yaziyorum. Digerlerini bilahare eklerim artik.)

Sayin Safak'in 1200'lerde gecen kitapta karakterlere domates yedirmesini 'her yazar tarih bilmek zorunda degil' diye affedebiliriz belki ama yarattigi karakterler de gercekcilikten uzak maalesef.

O devirde, gozune melek gorundugunu soyleyen cocuga (Sems) babasi 'Hayal gucun fazla calisiyor senin' diye mi cevap verir Allah askina? 'Yuru git sacma sapan konusma' der, inanir 'oglum ululara karismis' der, ama Hollywood filmi dublajiyla 'hayal gucun cok calisiyor senin' demez. Sonra ne olacak sayin Safak? Sems biraz daha buyuyunce babasi isyerinde cok mesgul oldugu icin Sems'in beyzbol macini mi kaciracak?

Bakin listeyi verdim. Ben elimden geleni yaptim. Hala 'ama Elif Safak... ustelik Hakan Gunday yeralti edebiyati..." diye cikarsaniz karsima, olacaklardan ben sorumlu degilim.

14 yorum:

Everfever dedi ki...

Aşk'ı okumamak için direniyorum. Ama o kadar çok kötü yorum okudum ki kitap hakkında artık okumak istiyorum. Ne bileyim "Dünyayı Kurtaran Adam"ı seyretmek istemek gibi bişi. Ya da "Keloğlan Kara Prens'e Karşı"yı. Kötü... ama çok istiyorum.

Everfever dedi ki...

Listeyi 10'layalım lütfen! Tembellik yok, hadi :)

natura horror vacui dedi ki...

aşk'ı okumadım henüz ama okuyacağım. sırf mahrem'e saygıdan... ilk okuduğum elif şafak kitabıydı, yalan söylemeyeyim ama temiz bir 6-7 sene olmuştur herhalde. hala da severek anarım kendisini. sırf o kitaba saygıdan çıkan tüm kitaplarını okudum elif şafak'ın, bunu da okuyacağım. mahrem'deki tadı başka hiçbir kitabından alamadım ama umutluyum.

kinyas ve kayra'ya gelince, biraz metallica gibi diyebilirim. nasıl anlatacağımı bilemedim ama herkes hayatının bir döneminde bulaşır, gazla hoşuna gider başta, okudukça popülizmi görmeye başlar, sonuna yaklaştıkça soğur. yine de "ülkemdeyken yat borusu sabah ezanıydı" diye alıntılayarak kitaptan, libra'yı da ülkesine bekliyoruz bir ara:-)

kesik dedi ki...

3te 3 ile beni benden aldınız efendim. Aşk'ı okumadım ama, Mahrem'den sonra Elif Şafak'la yıldızımın barışması çok zor. Ayn Rand'a gelince... Sinan Çetin imzalı (bilmeyenler için Türkiye'deki en bilindik Rand hayranıdır) Fountainhead'im var! Ve ilk 20 sayfadan sonra aman allaaamlarla bıraktım. Gelelim Kinyas ve Kayra'ya. İlk 250 (evet 250) sayfadan sonra allaam ben ne yapıyorum?! diyerekten bıraktım. Ortak nefret etme sebebim: Kibir. Belki başka bir zaman açarım ne demek istediğimi.

Listeye bi de şunu eklemek isterim tabii: Irvin Yalom. 5 sayfadan fazla okuduğum zaman astımım azıyor, siroz oluyorum, canım enginar çekiyor falan...

kesik dedi ki...

Oha arada Secret'ı (ve saz arkadaşlarını) atlamışım okurken. Hoşgörünüz, daha başlar başlamaz konu sinirimi tepeye vurdurdu çünkü :)

Secret'ı bilmem ama otobüste birinin omzu üstünden -kitabım yoktu ve açı uygundu- ve bir metre mesafeden Olasılıksız okumuşluğum var yaklaşık 30 sayfa (30 dk aldı okuyan arkadaşın hızıyla). Secret'ın saz arkadaşları arasında bulunduğunu tahmin ediyor ve benden uzak dursun diyorum... Hatta siktirsin gitsin diyorum, çok kızgınım lan!

Everfever dedi ki...

mahrem'le ilgili olayım okuduğum sene dahil orkunla aynıdır! Ancak ben Elif Safak'ın başka bir kitabını okumadım.

@kesik: "Mahrem'den sonra Elif Şafak'la yıldızımın barışması çok zor" Mahrem'i sevmedin mi? Yoksa tam tersi mi?

libra dedi ki...

@ever fever: en kisa zamanda 10'lamak istiyorum ben de; bakalim kitapligimi biraz daha kurcalayayim.

kesik dedi ki...

'Mahrem' iyi kotarılmış bir kitaptı ama ben onu tam da edebiyat nedir lan? diye sorduğum sorulara Heidegger ve ondan çakma Blanchot'nun yanıtlar vermeye başladığı zamanlarda okudum. İyi ki de... Bittiğinde mutluydum, beğenmiştim - hatta bunu isterseniz okumayabilirsiniz dediği kısımları okumayarak yapmıştım (biraz alakasız şu an konuyla ama...). Sonra her gün biraz daha nefret ettim kitaptan. Hatta kitabın okuyucuyla oynadığını ve bunu şiddetli bir edebilikle yaptığını düşündüm. Dilinin varoluş kaygısını konuştuğunu düşünmemi sağlayarak kandırmıştı çünkü beni. Sonra tüm kaygılarımdan arındırıp "ne diyor bu metin?" üzerinden giden milyonlarca çapraşık soru sordum ve hepsine aynı yanıt geldi: Ya işte edebiyat zaten bu, başka bir şey değil. Ama cümle şöyle olmalıydı bence: Başka bir şey olmadığı (bunu reddettiği) için edebiyat bu. Olamadığı için değil. Olmadığı için. O olunacak şey yerine artık "gerçek" mi koyarsınız, "ideoloji" mi koyarsınız, ona karışmıyorum. Elif Şafak açık açık edebiyatın haysiyetiyle oynuyor olsa yine tamam. Ama oynamıyormuş gibi de yapıyor aynı zamanda. Okuyucu yerine düşünüyor, okuyucu yerine düşündüğünü okuyucuya kabul ettirmeye kalkıyor ve bunu edebiyatla yapıyor. İtham ediyor ve yargılıyorum izninizle :)

libra dedi ki...

edebiyat gercek'i anlatiyor gibi yapmasin ya da gercek'i anlatmaya calismasin. 'edebiyat'ligi zaten gercek'ten baska bir seyi anlatmakligindan geliyor mu demek bu?

semioticus (shelbyl) dedi ki...

Fountainhead'i daha yeni okumus biri olarak sunu diyeyim: O kitapta cok temel bir felsefi bosluk var. Ana karakterin idealini yasamasi icin asmasi gereken engelleri, Rand'in iddia ettigi gibi sadece "toplumcu kotu adamlar" degil, bizzat onerdigi "bireyci kapitalist" sistem de yaratiyor, ama o bize "olmak istedigi asla olamayacak adamlar" olarak sistem bug'i diye sunuluyor. Tam anlatamadim ama okuyanlar ne demek istedigimi anlar.

Bir de zaten kitabin ortasina kadar siyah sacli bir dominant karakter diye hayal ettigim Dominique sarisin cikinca cokmustum ben. Karakterlerin hepsinin "Sicak Saatler"esk diyaloglarla konusmasi da heyt heyt dedirtmiyor degil.

Ama en nihayetinde okunmasi gereken bir kitap ve yazar diye dusunuyorum. (yazar burada polemige girmeye calisiyor, evet.)
-----------------------------------
Elif Safak'a gelirsek; Alper okuma dediydi, okuma dedi diye meraktan okudum. Baba ve Pic gecmis, gelecek, kulturler, catisma falan filan eyvallah da, nasil bir hikayedir la o? Itirazim var benim kardesim. Sonunda saskinliktan kitabi elimden dusurdum, hickiriklara boguldum [hadi len..]
-----------------------------------
Haa, yalniz Secret'a laf yok. O kitap sayesinde hayatin anlamsizligini kesfettim ben. (Bu kitabi okuyup yasam felsefesi yapanlarla ayni dunyada yasamak anlamsizliktir komple, evet.)

yakkuli dedi ki...

ekleme yapıyorum: dan brown tabii ki. dan brown karakterleri ile ayn rand karakterlerini aynı odaya kapatıp dövüştürmek en büyük hayalim.

bir de hiç okumadım ama ahmet altan kesin hakediyodur girmeyi.

meltem dedi ki...

oncelikle bir elif safak-sever oldugumu soylemek istiyorum. Mahrem'e baslayip bitiremedim ama ozellikle Araf'a (bunun da hikayenin gectigi yerlerde yasamakla bir alakasi olabilir) ve de Bit Palas'a bayiliyorum. Siyah Sut'u okuyamadim, bitiremedim, o ayri.

Ben bir de The Tipping Point'le Malcolm Gladwell'i eklemek istiyorum bu listeye. Bir nokta o kadar uzun ve sikici bir sekilde aciklanabilir mi? Ayni sey tekrar tekrar sayfalarca soylenebilir mi? Soyle anlatayim: Biz bir araba yolculugunda sesli kitap olarak dinliyorduk bunu. Sanki daha once duydugumuz seyleri dinliyoruz gibi geldi ama adam zaten o kadar cok tekrar ediyor ki herseyi, CDnin bitip basa dondugunu anlamamiz 2-3 dakika aldi.

meltem dedi ki...

Tuna Kiremitci'yi okumadim ama kitap basliklarindan kilim adama. Mesela "Bu Iste Bir Yalnizlik Var", "A.S.K. Neyin Kisaltmasi?"...

natura horror vacui dedi ki...

yakkuli'nin dan brown, meltem'in de tuna kiremitçi yorumlarına katılmamak namümkün...