Burak'in postuna bir ekleme olacak bu.
Öncelikle teşekkürler Burak, benim de söylemek istediklerimin çoğunu ifade etmişsin.
Zan altındaki kişilerin sahip oldukları kamusal imajdan yola çıkarak ve tamamen dava ile ilgili varolan (olumlu ya da olumsuz) önyargılara dayalı olarak yapılan yorumlar çok sinir bozucu. Özellikle bu son tutuklama dalgası hakkında normal şartlarda fikren anlaşabileceğim insanların anlaşılmaz tepkiler verildiğini gördüm. Bir insanın yaşlı ve kanser hastası olması, küçük kızları okula göndermesi neden suçsuzluk garantisi olarak gözümüze sokulmak isteniyor ki?
Su an itibariyle ben ortada Ergenekon'un ne olup ne olmadigi konusunda kesin kanaata varacak kadar bilgi oldugunu dusunmuyoyum. Yalniz kesin inandigim birsey var: Turkiye'de kendini gercekten vatansever olarak goren, Turk toplumunun devlet eliyle modernlestirilmesi projesinin yarim kaldigini ve devaminin su anki politik ve sosyal degisimler yuzunden tehlike altinda oldugunu dusunen, ve toplumun bir adim ilerisinde olan "aydin"lar olarak bu degisimi geri cevirmek icin gorevin kendilerine dustugune inanan onemli sayida kuvvet sahibi insan var. Bunlardan kaci ve hangileri bu gorevi yerine getirmek icin siddet kulllanan bir orgute basvurmayi makul kabul eder, bunu tabii ki bilemem. Ama kendi devrim tarihimize bakarsak, ve soz konusu gruptan pek cok kisinin ayni zamanda hala o caga ait pek cok fikre kayitsiz bagli kaldigini goz onunde bulundurusak, umdugumuzdan cok daha fazla insanin bu gruba dahil oldugunundan korkmaliyiz diye dusunuyorum.
Butun bu gelismeler arasinda Turkiye icin en aci ve en kalici zarara sebep olan nokta tum ulke olarak (bu dava sureci dahil) yargi sistemine olan guvenimizi tamamen kaybetmis olmamiz. Boyutlari ve kapsadigi insanlari tartisabiliriz ama ideal sartlarda bu tip bir davanin Turkiye'nin karanlik gecmisine dair belli seyleri ortaya cikaracagi konusunda sanirim cogumuz anlasiriz. Bu ulke icin inanilmaz bir donum noktasi ama yargi sisteminin tamamen politize oldugu kanisi o kadar yaygin ki, bu karanlik gecmisi aralarken gelecekte hesaplasmak zorunda kalacagamiz daha buyuk bir sakatlik yaratiyoruz. (Bence bu sakatligin olusmasindaki donum noktasi da -tekrar ayni konulari donmek istemesem de- Anayasa Mahkemesi'nin 367 kararidir.)
Sonuc ne olursa olsun, Ergenekon davasinin ne "taraf"inda olursak olalim, sevinmek icin sebep az.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder