Kurban'ın yeni albümü Sahip, sonunda çıktı! Gelmekte olduğunu ilk olarak geçen sene bu zamanlarda (hatta şubat gibiydi sanırım) gittiğim konserlerinde duymuştum ve "Nisan'da çıkacak" demişlerdi. Meğersem kastettikleri 2010 Nisan imiş. Çıkalı kısa bir süre oldu, çok da duymamış olabilirsiniz henüz sağdan soldan. Zira, Shelbyl'in Feysbuk hesabından gördüğüm kadarıyla o da Ahmet'ten henüz öğrenmiş, Kesik de yeni duymuş falan. Ben de siz sevgili işkembeseverler için yaklaşık iki hafta önce aldığım Kurban albümünü düne kadar hiç dinlemedim, ki ilk dinleyişimde anında bir şeyler yazabileyim ilk izlenim niyetine. Düne kısmetmiş. Bugün de baskıya veriyorum, evet.
Aşağıda, cddeki sırayla dinlediğim şarkılar, şarkıların altında birer ikişer cümlelik notlar, aralarda da albümün orasına kadar ya da o şarkıyla birlikte hissettiklerim var. Böyle deneysel, karmaşık bir yazı oldu ama idare edin bu seferlik. Doğru düzgün bir riviü yazacak beceriyi hissedemedim kendimde, böyle yaptım. Bir zamanlar bir seçim yazısı yazmıştım hani, 1 yıldır takip edenler hatırlayacaktır. Hatta "Sokaktaki Adam"lığım da biraz oradan gelir. Yine bu yazıyı da aynı şekilde büyük beklentilerle okumayın, bildiğin sokaktaki adam yazmış gibi bir şey.
Aşağıda göreceğiniz kalın ve eğik yazılanlar şarkı adları, şarkı adlarından sonraki kısa cümleler veya birkaç cümlelik normal yazılmış paragraflar şarkıya ilişkin aklımdan geçenler. Varsa hemen sonrasındaki tırnak içindeki italik yazılar da, albümün dinlemiş olduğum kısmına ilişkin hissiyatlarım. Biraz karmaşık oldu ama hâletiruhiyemin bir yansıması olarak düşününüz.
Sevgiler efen'im...
----
Hakim
Güzel bi' açılış şarkısı olmuş kanaatimce. Gümbür gümbür. Gayet başarılı.
-
İfrit
Albümün çıkış parçası imiş kendisi. Başlangıcı fena halde System of a Down - Toxicity'nin çok benzeri. Yani Kurban'ın hastasıyım, b.k atmak falan da niyetinde değilim şahsen, ama gerçekten kulak var izan var şimdi... Bir intronun benzemesinin benim için hiçbir sakıncası yok, ama bu şarkıyı çıkış parçısı olarak seçmek, süper de mantıklı olmamış sanki. Yani "Kurban da or'dan bur'dan araklamış yeeaaa!" demeye yer arayanlara o yeri çok güzel vermiş. Bu esnada "araklaya araklaya SoaD'dan mı araklamışlar yeea!" diyen de bir başka kısım insan var. Yani bir SoaD hayranı olmasam da, bu çok zibidi bir yorum gibi geliyor bana.
"Buraya kadarki kısmına bakınca görünen o ki albüm, eski albümlere göre genel olarak çok daha progresif. Vokallerde yer yer brutal haller, yer yer çok sesli bir şeyler, bir parça da Hayko Cepkinvari bir kısım var. Çok sesli gibi olan halini daha bir sevdim ama brutallerden yana çok da aynı şeyleri söyleyemeyeceğim (Bir şey ancak bu kadar güzel anlatılamaz, evet)."
-
Güneş
İnsanlar albümünü en çok andıran şarkı şimdilik. Sevdim sevdim gayet. Aferim. İnsanlar, sound olarak en oturmuş bulduğum, hatta Türkiye'deki rock albümleri içinde en başarılı yapımlardan biri olarak adlandırabilecek kadar bayıldığım bir albüm olduğu için, ona yakın bir şeyler bulmak mes'ud etti beni.
"Yine şimdilik, bu birkaç şarkıdan yola çıkarak bütün albüm bir "dinibütün hevimetal" Pentagramlığında göründü gözüme. Bol bol şeytan var, din iman var (Dünyanın en yüzeysel adamı olabilirim ama öyle valla). İlk izlenim (dinlenim mi desek yoksa?) olarak daha bir konsept albüm gibi görünüyor ama tekrar sakin kafayla da dinlemek lazım."
-
Soykıran
Progresif, evet. Progresif tanımına en çok oturan şarkı bu olmuş. Gayet nitelikli, başarılı. Sevdim.
"Önceki albümlerde enstrümanları biraz daha dengeli duyardık sanki ama bu albümde genel olarak gitarlar daha bir baskın, daha da bir fantastik sanki.
Yer yer Pentagram-Çilekeş benzeşmesinden bahsedenler olmuş Ekşi Sözlük'te falan, hak vermedim değil çok."
-
Sahip
Fena değil, ama çok da bayılmadım. Vasat bir şarkı, bir numarası yok.
"Şu noktaya kadar, Burak Gürpınar'dan olan beklentilerim çok karşılanmadı. Ya da albümü henüz yeterince dinlemedim, bilemiyorum. Veya belki de gitarların baskınlığı meselesi biraz kulaklarımı sağır etti."
-
Yobaz-Bre Cahil
Burak Gürpınar yutturdu bana az önce yazdıklarımı. Gümbür gümbür bir şarkı olmuş, pek sevdim Yobaz'ı. Brutal vokale kayan kısımlarıyla çok hoşlaşmadım galiba. Bu esnada bunu Yobaz'a bağladığımı sandım ama bu esnada Bre Cahil'e müthiş bir geçiş olmuş, albüm kapağına bakarken sözlerden fark ettim. Yobaz'ın yanına Bre Cahil'i de ekleyeyim. Hatta albüm kapağında şarkıları sırayla yazarken de zaten Yobaz-Bre Cahil yazmışlar, bütün bir şarkıymış meğersem. Olmuş.
-
Son Emir
Sıradan. Sevmedim galiba bunu da.
-
Das Motiv
Sözlere genelde çok dikkat etmedim ama bunun sözleri dikkatimi çekti. Belki de çok fazla "yan yana" geçtiği içindir, bilemiyorum.
"Yüksek tempolu bi' albüm olmuş lan yine."
-
Mesih
Öbürlerinin ardından, clean tonlarla başlayarak şaşırtan bi' şarkı oldu bu da arada. Tanıdık, her ne kadar onlar için biraz sert de kaçsa, Mor ve Ötesivari bir riffle devam ediyor. Onun dışında sıradan buldum kendisini.
"Galiba bu albümle de, Şebnem Ferah'ın son albümüyle yaşadığım sorunu yaşıyorum. Varsa yoksa sözlere yüklenmişler, geri yanı boşmuş gibi geldi. Yani şöyle ilk dinleyişte bir Yine gibi, bir Gelme gibi saran, dilime dolanan, "oha lan! adam ne çalmış!" dediğim bir şarkı çok yok gibi. Ki, özlemiştim de Kurban'ı, Kurban sayıklıyordum ne zamandır. Şebnem Ferah'ın bu son albümünü de ilk duyduğum an almıştım, bunu da aldım; Şebnem Ferah'ın bu albümün ilk konserine Ankara'ya geldiğinde gitmemiştim; ama Kurban'a gitme niyetindeyim. Son konserinden sonra 2 gün yatmış, kalktığımda da 60 derece bir iç açıya sahip olsam bile. Yaşım geçmiş ama olsun... 24 Nisan'da Ankara'da 312 Arena'da olacaklarmış. Biletler 25 TL (+3.5 TL Biletix haracı) Sevenlerine duyurulur."
Misafir
Bunda biraz daha ecnebi progresif gruplar tadı aldım. Böyle yazınca da ısrarla birilerine benzetmeye çalışıyormuş gibi hissediyorum, ama haşa! Herhangi bir şeyi tanımlamanın en kolay yolu bir başka şeye benzetmek olduğu için, kolaya kaçıyorum sadece. İlk başlarda bahsettiğim Pentagramvari / Hayko Cepkinimsi falan benzetmeleri de aynı tembelliğin ürünü. Aynı zamanda daha da anlaşılır kılıyor tabii öyle yapmak.
Ateş var mı?
Ahahahaha! Bu şarkıyı ilk olarak, albümü komple dinlemek için uygun zamanı beklerken merakıma yenilemeyip bir şarkıyı açıp bilgisayarı kendi halinde bıraktığım bir sırada duymuştum. "Laan?!" diyerek kendime geldim, "n'oluyo' lan?" diyerek önce televizyona baktım, "magazin programı falan mı açık kaldı?" diye ama sonra ciuu ciuu diye gitar ve ardından da ron ron diye riffler girende anladım ne olduğunu. Bir Deniz Yılmaz klasiğiymiş meğer. Şarkının o cıvık kısmından sonrası güzel ama, sevdim.
-
Son söz
Albümün sonuna geldim, son şarkının bitmemesini istiyorum adeta. Bir yandan da zaten bir konseri/gösteriyi/albümü böyle keyif alarak dinlemekle, bir şeyler yakalamaya çalışarak dinlemek/izlemek arasında dağlar kadar fark var. Nice Şebnem Ferah konserlerini güzel bi'kaç fotoğraf çekicem diye dinleyemedim insan gibi misal. Veya aynı şekilde heba etmiş olduğum başka performanslar, yarışlar, güzel anlar vs. de mevcut. Onu da hiç sevmiyorum ama işte... Her neyse...
Özetle, ilk dinleyişte şöyle bir baktığımızda, açıkçası biraz beklentilerimin altında kaldı albüm. Güzel bir açılış, enteresan bir kapanış yapmışlar. A1'i albümün sonuna almışlar gibi olmuş biraz. Hakim'le gümbür gümbür bir giriş olmuş, sonra İfrit de tempoyu devam ettirmiş ve onlar biraz heyecanlandırmıştı başlarken, ama sonra çok beklediğim gibi gitmedi, tempo düştü biraz. E haliyle adamların oturup "Sokaktaki Adam şunu sever, burayı böyle yapalım" diyecek hali yok. Ellerine ayaklarına sağlık. Onların canı sağ olsun! Hele dağılmasınlar, ölmesin kalmasınlar da sonraki albümde affettirirler kendilerini canım, n'olacak?