(Bu post'u esasında Ekşibeşiktaş'a yazdım, ama futboldan daha çok toplumsal bir konu olduğundan buraya da taşımayı uygun gördüm.)
Örtük ırkçılık (latent racism) diye bir fenomen vardır toplumbilimde. Kabaca şöyle tanımlanabilir: Farkında olmadan ırkçı olmak. Bazı toplumsal kodlar, size eğitim veya kültürel araçlar vasıtasıyla işlenir ve siz gayet masumane bir şekilde kendinizi azınlıklardan yakınır bulursunuz.
Gece yolda yürürken bir siyah gördüğünüzde kendinizi tedirgin hisseder ve elinizi cüzdanınıza atar mısınız? Havaalanlarında sakallı insanları/Arapları gördüğünüzde kalbiniz pıt pıt atmaya başlar mı? İstanbul'da yolda yürürken hoşunuza gitmeyen bir şeyle karşılaştığınızda "Ah bu Kürtler de..." diye başlar mısınız cümlenize? O zaman aramıza hoşgeldiniz.1
İşbu örtük ırkçılık o kadar güzel işlenmiştir ki, mesela Mehmet Ali Erbil çıkar "N'oluyor orada, mumsöndü mü var?" der. Sonra da özür dilerken "Yani alt tarafı bir şaka, 21. yüzyılda hala böyle cık cık" falan der utanmadan. Fark etmez ki 21. yüzyıldaki sosyolojik araştırmalar bizzat bize öğretmiştir yıllardır ne kadar önyargılı yaşadığımızı. Ve tüm bunlar olurken neden yanlış yaptığını bilmez bile, cehaleten masumdur aslında.
İşte Okan Bayülgen de bu güzide fenomene en içten bir katkıda bulunmuş, stüdyodaki konuklar da altlarına imzayı basmışlar.
Konu Karabükspor'un futbolcusu Emmanuel Emenike. Yanlışların neresinden başlasam bilemiyorum: Bayülgen'in "tekneyle gelen arkadaşlardan mı?" diyerek her siyahı mülteci yapmasına mı, Ceyhun Yılmaz'ın "Zenci ama çok tatlı" tadında kıvırmaya çalışmasına mı, sonra gene Bayülgen'in "Emmanuel / zenci fantezisi falan istemiyorum" diyerek sözde durumu toparlamaya çalışmasına mı... Buram buram "Biz bu adamdan daha üstünüz!" altmetni ile kokan sözler... Neden? Sırf Emenike'nin teninin rengi yüzünden.
İnternette bu konuya değinen bloglardan Acetobalsamico'daki yorumlarda ya da sözlükte ise şöyle bir savunma gördüm ki, hakikaten ilginç: "Okan Bayülgen aslında iyi adamdır, yanlışlıkla demiştir, büyütülecek bir şey yok, ona bakacağımıza X'e bakalım!" Hayır, var. Çünkü sen bugün bu olayı hoşgörürsen, yarın başka bir şekilde farkında olmadan ırkçılık yaparsın, normalleştirirsin, sonra o olgular buradan Nijerya'ya yol olur. Mağduriyetin mukayesesi olmaz.
Sadede gelelim: Bu olay muhtemelen unutulacak gidecek. Okan Bayülgen çıkıp özür dilemeyecek, çünkü dilemek zorunda hissetmeyecek kendisini.
Unutmayalım, unutturmayalım. Arızalarımızı hep beraber düzeltelim.
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------
1Bana "Ama zenciler daha çok suç işliyorlar, Kürtler hakikaten x'ler, ama Araplar işte" diye gelecek olan varsa güzel güzel istatistik biriktirdim, buyrun beklerim.
New York City Is Overrun With Dogs in Public Places. It Has to Stop.
-
They're great—but they've taken over.
11 saat önce
5 yorum:
dün bununla ilgili bener onar'ın yazısını şurada görmüştüm:
http://antoniobenerrivo.blogspot.com/2011_01_01_archive.html
aynı yazıyı biraz daha fazlasıyla şurada da bulmak mümkün:
http://www.birgun.net/televisions_index.php?news_code=1294784141&year=2011&month=01&day=12
işkembe'de yer verdiğin için sağol shelbyl'im.
yanlışlıkla edilen her laf, bilinçdışının ifşasıdır...
latent ırkçılık konusunu iyi açıklamışsın da bence, bilmiyorum okan bayülgen'inkisini açıklamaya kavram yeter mi, yoksa artık aleni bir ırkçılıktan bahsedilmesi gereken sınır aşılmış mı?
ama "okan bayülgen ırkçı bir şey söylememiş ki, sadece şaka yapmış" diyen insanlara cuk diye oturuyor, orası ayrı...
-Bu program belirli bir seviyedeydi de ben mi şimdi bu hale getirmiş oldum... varlığımla?
Doğru söze ne denir?
Devlet kurumlarinin, adamlarinin "politically correct" olma adina irkci ya da daha genel olarak herhangi bir grubu dislayici laflar edememeleri, edecek olsalar da "yanlis" oldugunu bilip gizliden gizliye yapmalari iyi bir tavir. Ama bireysel irkcilik ya da stereotype'cilik "layman" in dogasinda var. Mesela ben hem Alevi hem Kurdum ve Turkler'e, Sunni'lere karsi saglam sayilabilecek onyargilarim var, tam saglam olmamalarinin sebebi de kendi kendime olusturdugum seyin evrensel dogrulugundan ettigim suphedendir.
Ancak: Irkci ya da asagilayici tarzda ayrimci olmanin ne sonuclari olabilecegini, feminismin dile getirdigi bazi sorunlardan dolayi tahmin edebiliyorum. Mesela kadin milletine dayatilan kimlik, onlarin kendilerini o kimligim disinda algilayabilmelerini engellemekte. O yuzden birilerinin televizyonda kendini\benzerini guldurmek adina bir grubu harcamasi dogru degil cunku o grubun icinde yakin zamanda kimligini aramaya baslayacak insanlar var ve disardan ne olduklarinin bin defa kulaklarina soylenmesi bu arayis surecini kisaltacaktir, ne olduklarini ogrenmeye gerek yok cunku bu bilgi halka mal olacak kadar yayilmis ve bu yayginligi ile istatistik ustunluk saglamistir olasi diger bilgilere. Hem onlar kendini baska turlu tanimlasa bile geri kalanlar onlara karsi fikirlerini degistirecek de degiller. Ama yazinin da dedigi gibi: daha yeni yeni anliyoruz neyin nelere yol acabilecegini ve eylemlerimizden/soylemlerimizden sorumlu hale gelecek resitlige erisemedik, o yuzden masumca saka yapmakta sorun yok(!)
Yorum Gönder