2011 Uludere katliamı: 29 Aralık 2011. http://yalnizdegilsinvan.wordpress.com

6 Mayıs 2009 Çarşamba

Domuz Gribi Salgını

Son on gündür Meksika ve Amerika başta olmak üzere her ülke domuz gribi ile çalkalanıyor. İşyerinde durmadan "domuz gribinden yakalandığınızı nasıl anlarsınız," "işyerinde hijyen" başlıklı iletiler geliyor. Türkiye'de kesinleşmiş bir vaka olmamasına karşın İstanbul'da yaşayan ailem bile bana telefonda sokağa çıkarken çok dikkatli olmam gerektiğini, haberleri takip ettiklerini söyledi. Domuz gribine medya gribi desek daha doğru olacak sanırım. Acil durum çağrısı yapan durmadan sayısı artan gazete makalelerini, elektronik posta iletilerini ve televizyon haberlerini okuyup gördükçe geçen hafta ben de korktum ilk önce. Domuz gribinin teşhisinin yapıldığı ilk gün hafif de ateşim olunca açıkçası panikledim. İş yerinden çıkarken karşılaştığım bir iş arkadaşıma hafif ateşim var, acaba domuz gribine yakalanmış olmayayım dediğimde güldü: iş yerinde bir çok kişinin aynı gün içinde kendini pek iyi hissetmediğini söyledi. Medyanın ateşi bizlerde büyük iktimalle psikolojik ateş yarattı... Telaşımız boş idi. Vaka sayısı şu anda 1400 civarlarında. Geçen senenin istatistiklerine göre dünya nüfusunun 6,706,993,152 olduğunu kabul edersek, bu da demektir ki dünya nüfusunun sadece yüzde 0.000021'si bu hastalığa yakalanmış. Kaldı ki bu istatistik sadece domuz gribine yakalananları temsil ediyor; bu hastalığa yakalanıp ölenleri değil. Ölenlerin sayısı daha da az, tüm dünyada sadece 30 kişi. Bir yılda AIDS'den ölenlerin sayısı ise yaklaşık 2 milyon. Domuz gribi biraz fazla panik yarattı. "Tamam, olsun, ama paniğin bir yan etkisi yok" demeyin. Paniğin önemli bir yan etkisi harcanan boşa giden paralar. Önlem almak iyidir ama abartılınca da bütçeye zarar verebilir. Devletler yaygın hastalık tehlikesi olduğu zamanlarda önlem amacıyla hemen ilaç alırlar. Örneğin, 2006 senesinde ABD kuş gribi (Vietnam tipi) salgını için 250 milyon dolar harcayıp, 8 milyon doz satın almış. Aynı tür kuş gribinden ise 3 sene içinde 174 kişi ölmüş; ilaçlarında çoğu kullanılmamış. Domuz gribi salgınının insandan insana, ülkeden ülkeye bulaşması seyahat etmenin kolay olduğu yüzyılımızda şüphesiz daha kolay. Tıpkı paniğe ve para kaybına sebep olan medya gribi gibi. 2009 domuz gribi salgını özellikle internetin küreselleşmeyi ve haber alımını hızlandırdığı günümüzde medyanın rolünü, gücünü ve güçsüzlüğünü tekrar gündeme getirdi.

2 yorum:

sokaktaki adam dedi ki...

doğruluğu hakkında çok fikrim olmasa, yer yer teknik/medikal açıdan haliyle aklım almasa, aklıma yatmasa da şöyle de bir yazı, bir bakış açısı var;

http://www.odatv.com/Siyaset/iste_dunyayi_sarsan_domuz_gribinin_nedeni-15918.html

semioticus (shelbyl) dedi ki...

Domuz gribi yalan arkadasim. Kiraathanedeki yuzeysel adam yorumu yapmak istemiyorum ama; su grip cikti cikali ne ekonomik kaldi ne kriz. Taliban Pakistan'i dagitiyor, sallayan yok.

1500 kisinin yakalandigi bir grip turu, ki tedavisi var ABD'de. Sunu dert etmesi gereken tek millet Meksikalilar, olenler hep onlar cunku. Ki her sene gripten yuz binlerce insan oluyor zaten. Su olayda yapilmasi gereken sadece "Griptir gecer" demeyip doktora gitmek, gribin turunu ogrenmek.