2011 Uludere katliamı: 29 Aralık 2011. http://yalnizdegilsinvan.wordpress.com

12 Aralık 2009 Cumartesi

Türkiye 25 - Demokrasi 0

Ne diyelim ki? Ne denmeli ki? Statükocu zihniyetin "demokratik" olduğundan şüphe duymadığı, yeri geldiğinde militer demokrasi gibi kavramlarla mantığa uygunluğu sağlanmaya çalışılan, kendisini hala daha ağız tadıyla eleştiremediğimiz, halkın %90'ının düşünce özgürlüğü ile ne kast edildiğini bilmediği (bu liste uzar gider de, konudan sapmayalım) mükemmel devletimiz, evrensel lügatlara bir gol daha attı demokrasi adına antidemokratik bir eylem gerçekleştirerek. Hayırlı olsun. Şimdi nereden başlasam bilmiyorum, o yüzden kararın bizzat kendisinden başlayalım. DTP niye kapatıldı? "Ülkenin bölünmez bütünlüğünü korumak için." DTP'nin varlığı ülkeyi nasıl bölmekte idi peki? İşte orası bilinmez. Peki bu karara oluşacask tepkiler, ülkenin selametini daha da sarsacak nitelikte olmaz mı? Bilinmez. Bir parti, silahlı mücadele yapmadan sadece söylem ile ülkeyi nasıl bölebilir? Diyelim ki öyle, parti kapatılınca aynı insanların konuşma hakkı da elinden alınmış olur mu? O zaman totale baktığımızda ne değişmiş oluyor? Bilinmez. DTP kapatıldı da, silahlı terör örgütü PKK kapatılmış mı oldu? Bilinmez. Buna beyin/zihin tutulması deniyor işte. Aslında kararı alanların da suçu yok, onlara ilkokulda "Almanlar yenilince biz de yenildik sayıldı" dendi. Onlar da hala öyle sanıyor. "DTP'yi kapatınca, ülkedeki bölücü faaliyetlerin önüne geçmiş olduk" diyorlar. Hatta o kadar tutarlılar ki, geçmişteki kararlarını aynen uygulamaya devam etmekteler. Mesela HEP, DEP, HADEP, DEHAP; bunların hepsi kapatılarak ülkenin bölünmesi engellenmiş, kardeşler gibi yaşamaya devam etmiştik. Anayasa aynı anayasa ise, kararı veren mahkeme de aynı kararı verecek, normal. Siz AKP kapatılmadı diye, Anayasa mahkemesinin akıllandığını, kusursuz yasalarımızı uygularken mantık gözettiklerini mi düşünmüştünüz? Çok safsınız. Aslında ben de safım. Bu ülkede hukuk var denilince ben "Hmm, hukuk hak kelimesinin çoğulu, demek ki herkesin hakları var, hey!" demiştim. Halbuki hukuk, "toplumun düzenlenmesi için gerekli yasalar" demekmiş. Yasa koyucunun keyfi uyarınca. Bodrum'dan yönetiliyoruz hala. Vatan haini değişti bir tek, gomunist kalmadı hiç buralarda. Hadi hukukun zaten h'si kendisinde bir önceki harf ile gayrimeşru ilişkilerde, peki insanlara ne olmakta? DTP kapatıldı diye niye sevinir ki biri? - Yihuu! DTP kapatıldı. Artık siyaset yapamayacaklar. - İyi de siyaset yapmamaları demek alternatif yollar aramaları demek? Sen bu insanların bir parti kapattın diye susacağını mı sanıyorsun? - Tabii ki! - Niye o zaman sürekli parti kuruyorlar yeniden? - Hem DTP teröristti! - Eee, sen şimdi PKK'yı mı kapattın? - Ya bana ne kapansın işte pis Kürtler! - Hah, dök bilincini şekerim şöyle... %20+ egosunu tatmin etti bugün. Zaten Dünya Kupası'na gidemiyoruz, tam da diyorduk ki nerden hamaset bulsak. Bugün bence bayram ilan edilsin. Bu memleketi gerçekten seven insanlar (biz yalandan seviyoruz ya...) hak ettiler bunu. Hukuk ettiler. Matematiksel hesapların döndüğü demokrasimize geri dönelim biz de. Hesapçı Anayasa Mahkemesi demiş ki zannımca: "Şimdi biz iki tane milletvekilini yasaklayalım, bunların grubu düşsün. Ama sonra Ufuk Uras bunlara katılır grup kurar belki, o kadar da olayı yokuşa sürmeyelim." Sonra DTP demiş ki "Bir kişiyi daha kandırıp istifa edersek ara seçim olur." Hey yavrum hey. Demokrasiye tanjant toplumumuzda türev hesapları. Peki milletvekilliği düşenler kim? DTP'nin ılımlı kanadından iki milletvekili. Türk ile Tuğluk. İçimden bir hisse göre "DTP'nin milletvekili yoklama listesini alıp parmak basmışlar, o şişman parmaklarının denk geldiği iki ismi seçmişler" diyor, zira Tuğluk ile Türk arka arkaya. Yoksa partideki iki tane "denge unsuru olmaya çalışan" siyasetten men edip, geri kalan şahinlerin yeni kurulacak partide söz sahibi olmasını sağlamayı, ben "vatanın bütünlüğü" ile bağdaştıramıyorum. Haa, şimdi bazınız diyecektir ki: "Bir kere Türkiye'de isme göre dizilir, soyada göre değil!" Tamam, öyle yapalım kuzucuğum, Ahmet ile Aysel olsun. Gene yakın. Bence benim dediğim çok mantıklı. Anayasa Mahkemesi mantıklıysa hele, ben en mantıklı. Gazanız mübarek olsun. Yarının bilançosunu verelim: X ölü, Y yaralı, Z kadar maddi hasar var. Manevi tahribat zaten üst limitte, o haber bile olmuyor artık. Biraz aşağıda yazdıydık, link'i buradadır. Oyunu oynayanlar belli, piyonlar belli. Aslında alan da razı, satan da. Biz boşuna parmak tüketiyoruz. O zaman hep bir ağızdan bağıralım: "Partiler kapatılır, vatan bölünmez!"

Hiç yorum yok: