2011 Uludere katliamı: 29 Aralık 2011. http://yalnizdegilsinvan.wordpress.com

10 Haziran 2011 Cuma

Bir Hikaye

Lideri başında tam 8 sene boyunca kalmış bir ülkenin hikayesi bu.

Bu 8 yılda, terörle mücadele adı altında inanılmaz insan hakları ihlalleri yaşanmış. Sorguya götürülüp geri gelmeyenlerden tutun, sebepsiz yere tutuklu kalanlara, kötü koşullarda hapishanelerden yapılan işkencelere kadar hikayeler ortaya çıkmış. Gene bu ülkede, telefon dinlemek "vatan için" yasal hale getirilmiş, insanların özel hayatlarının sınırları aşılmış aynı sebepten.

Bu 8 yılda, ülkenin ekonomisinin yapısı değişmiş, eş dost yüklü yüklü ihalelerin tepesine konmaya başlamış. Ekonomik kararlarda belirli çevreler, lobiler karar aldırır hale gelmişler. Çevresel ve kültürel konularda umursamazlık oluşmuş, menfaatler üst düzeyde tutulmuş.

Sadece bu değil, makroekonomik olarak da ilginç şeyler oluyormuş. Ülkenin borç oranı ciddi anlamda artmasına karşın bu konu pek tartışılmazmış. Ekonomik planların ayrıntıları medyaya yansıtılmazmış mesela. Ülkenin vergi yükü ücretli sınıfın tepesine bindirilirken, gelir vergisi konusunda tavizler verilmiş sürekli "ekonomik büyüme" adına. Artan gelir adaletsizliği göze batmamış.

Sonra basın üzerinde de görünmez bir baskı yaratılmış. Bir gazeteciye haber kaynağını açıklaması için baskı yapılmış mesela bu dönemde. Anaakım medya "uç" kalmamak adına sağa kaymış.

Devlet düzeyinde skandallar da yaşanmış. Mesela aykırı giden bir diplomatın ailesi hakkında gizli bilgiler deşifre edilmiş. Bürokrat düzeyinde görevlere, konuyla alakasız, özgeçmişi parlak olmayan insanlar atanmaya başlamış.

Bütün bu gelişmelere karşın liderin ise keyfi pek kaçmamış. Bir avantajı, karşısına çıkan adayların basiretsiz oluşuymuş. Ama ona kalmadan da, sürekli bir "güvenilirlik" imajı pompalanıyormuş. Lider "halkın içinden" biri diye lanse edilmiş, entelektüellere çatmış, kendini halka yakınlaştırmış. O da yetmez diye ağzından "vatan millet" laflarını eksik etmemiş. Çünkü korkan bir halk liderine sığınacakmış.

...

İşte 2000-2008 arası, bir liberal demokrasi olan ABD'yi yöneten ve de ülkeyi ne hale getirdiği aşikar olan George W. Bush'un başkanlık hikayesi kısaca böyle.

2 yorum:

alper dedi ki...

Sevgili Shelbyl..:))

Eski postlarının birind eyazmıştım seçim tahminlerimi ama nerde hangi postta olduğunu aramak zor geldi ve revize etme ihtiyacı hiisettiğimdne buraya ve tarihe not düşmek için tekrar yazma gereği hisettim.:)

o zaman ki tahminim
akp<47
chp>26 (adios gandhi)
mhp>11 (adios dewlett) idi sanırsam.

seçime 2 kala revize ettiğim tahminlerim ise..
akp>50
chp<25
mhp<10(yine adios gandhi ve dewlett)

bakalım kimle rmuhalefet edip kimler haklı çıkacak..

alper dedi ki...

Diyarbakır’da birkaç ‘Uzi ile dıırt dıırt, 8 ölü olursa yüzde 25 garanti’ planı da işe yaramadı. Sempati oylarından başka çare yok Sayın Başkan” dediler herhalde Ar-Ge’nin bilim insanları. Ve valaaa! Al sana Bir kutu acıklı püskevit! Fikrimi sorarsanız dahiyane. Ufkumuzu geniş tutmamız lazım. MHP’nin çılgın projesi: 2023’te püskevit yiyen 80 milyon insan! Bir hayal edin! Gerçek olabilir. Yalnız dikkatli olun fazla tüketmeyin. Bu enerji yiyeceğinin fazlası hormonlarınızı harekete geçirir ve sizi kıskanan “farklı ülküdaşlarınız” , kalkar “o ne yaptı da aday oldu, başkan oldu? Ben 70’lerde 2 tane komanisat öldürdüm..” diyerekten sizi filme alır. Bu defa ne “Okyanus ötesi komplosu; ne Akepe ahlakımızı bozdu; kabahat bizde mi” mazereti yetişir imdada. Geçen sefer de yememişti “taban” o püskeviti ama Bozkurt’luk raconu gereği yemiş gözükmüş idi.