2011 Uludere katliamı: 29 Aralık 2011. http://yalnizdegilsinvan.wordpress.com

13 Nisan 2010 Salı

Kurban - Sahip

Kurban'ın yeni albümü Sahip, sonunda çıktı! Gelmekte olduğunu ilk olarak geçen sene bu zamanlarda (hatta şubat gibiydi sanırım) gittiğim konserlerinde duymuştum ve  "Nisan'da çıkacak" demişlerdi. Meğersem kastettikleri 2010 Nisan imiş. Çıkalı kısa bir süre oldu, çok da duymamış olabilirsiniz henüz sağdan soldan. Zira, Shelbyl'in Feysbuk hesabından gördüğüm kadarıyla o da Ahmet'ten henüz öğrenmiş, Kesik de yeni duymuş falan. Ben de siz sevgili işkembeseverler için yaklaşık iki hafta önce aldığım Kurban albümünü düne kadar hiç dinlemedim, ki ilk dinleyişimde anında  bir şeyler yazabileyim ilk izlenim niyetine. Düne kısmetmiş. Bugün de baskıya veriyorum, evet.

Aşağıda, cddeki sırayla dinlediğim şarkılar, şarkıların altında birer ikişer cümlelik notlar, aralarda da albümün orasına kadar ya da o şarkıyla birlikte hissettiklerim var. Böyle deneysel, karmaşık bir yazı oldu ama idare edin bu seferlik. Doğru düzgün bir riviü yazacak beceriyi hissedemedim kendimde, böyle yaptım. Bir zamanlar bir seçim yazısı yazmıştım hani, 1 yıldır takip edenler hatırlayacaktır. Hatta "Sokaktaki Adam"lığım da biraz oradan gelir. Yine bu yazıyı da aynı şekilde büyük beklentilerle okumayın, bildiğin sokaktaki adam yazmış gibi bir şey.

Aşağıda göreceğiniz kalın ve eğik yazılanlar şarkı adları, şarkı adlarından sonraki kısa cümleler veya birkaç cümlelik normal yazılmış paragraflar şarkıya ilişkin aklımdan geçenler. Varsa hemen sonrasındaki tırnak içindeki italik yazılar da, albümün dinlemiş olduğum kısmına ilişkin hissiyatlarım. Biraz karmaşık oldu ama hâletiruhiyemin bir yansıması olarak düşününüz.

Sevgiler efen'im...

----

Hakim

Güzel bi' açılış şarkısı olmuş kanaatimce. Gümbür gümbür. Gayet başarılı.
-

İfrit

Albümün çıkış parçası imiş kendisi. Başlangıcı fena halde System of a Down - Toxicity'nin çok benzeri. Yani Kurban'ın hastasıyım, b.k atmak falan da niyetinde değilim şahsen, ama gerçekten kulak var izan var şimdi... Bir intronun benzemesinin benim için hiçbir sakıncası yok, ama bu şarkıyı çıkış parçısı olarak seçmek, süper de mantıklı olmamış sanki. Yani "Kurban da or'dan bur'dan araklamış yeeaaa!" demeye yer arayanlara o yeri çok güzel vermiş. Bu esnada "araklaya araklaya SoaD'dan mı araklamışlar yeea!"  diyen de bir başka kısım insan var. Yani bir SoaD hayranı olmasam da, bu çok zibidi bir yorum gibi geliyor bana.  

"Buraya kadarki kısmına bakınca görünen o ki albüm, eski albümlere göre genel olarak çok daha progresif. Vokallerde yer yer brutal haller, yer yer çok sesli bir şeyler, bir parça da Hayko Cepkinvari bir kısım var. Çok sesli gibi olan halini daha bir sevdim ama brutallerden yana çok da aynı şeyleri söyleyemeyeceğim (Bir şey ancak bu kadar güzel anlatılamaz, evet)."
-

Güneş

İnsanlar albümünü en çok andıran şarkı şimdilik. Sevdim sevdim gayet. Aferim. İnsanlar, sound olarak en oturmuş bulduğum, hatta Türkiye'deki rock albümleri içinde en başarılı yapımlardan biri olarak adlandırabilecek kadar bayıldığım bir albüm olduğu için, ona yakın bir şeyler bulmak mes'ud etti beni.

"Yine şimdilik, bu birkaç şarkıdan yola çıkarak bütün albüm bir "dinibütün hevimetal" Pentagramlığında göründü gözüme. Bol bol şeytan var, din iman var (Dünyanın en yüzeysel adamı olabilirim ama öyle valla). İlk izlenim (dinlenim mi desek yoksa?) olarak daha bir konsept albüm gibi görünüyor ama tekrar sakin kafayla da dinlemek lazım.
-

Soykıran

Progresif, evet. Progresif tanımına en çok oturan şarkı bu olmuş. Gayet nitelikli, başarılı. Sevdim.  

"Önceki albümlerde enstrümanları biraz daha dengeli duyardık sanki ama bu albümde genel olarak gitarlar daha bir baskın, daha da bir fantastik sanki.

Yer yer Pentagram-Çilekeş benzeşmesinden bahsedenler olmuş Ekşi Sözlük'te falan, hak vermedim değil çok."
-

Sahip

Fena değil, ama çok da bayılmadım. Vasat bir şarkı, bir numarası yok.


"Şu noktaya kadar, Burak Gürpınar'dan olan beklentilerim çok karşılanmadı. Ya da albümü henüz yeterince dinlemedim, bilemiyorum. Veya belki de gitarların baskınlığı meselesi biraz kulaklarımı sağır etti."
-

Yobaz-Bre Cahil

Burak Gürpınar yutturdu bana az önce yazdıklarımı. Gümbür gümbür bir şarkı olmuş, pek sevdim Yobaz'ı. Brutal vokale kayan kısımlarıyla çok hoşlaşmadım galiba. Bu esnada bunu Yobaz'a bağladığımı sandım ama bu esnada Bre Cahil'e müthiş bir geçiş olmuş, albüm kapağına bakarken sözlerden fark ettim. Yobaz'ın yanına Bre Cahil'i de ekleyeyim. Hatta albüm kapağında şarkıları sırayla yazarken de zaten Yobaz-Bre Cahil yazmışlar, bütün bir şarkıymış meğersem. Olmuş.
-

Son Emir

Sıradan. Sevmedim galiba bunu da. 
-

Das Motiv

Sözlere genelde çok dikkat etmedim ama bunun sözleri dikkatimi çekti. Belki de çok fazla "yan yana" geçtiği içindir, bilemiyorum.

"Yüksek tempolu bi' albüm olmuş lan yine."
-

Mesih

Öbürlerinin ardından, clean tonlarla başlayarak şaşırtan bi' şarkı oldu bu da arada. Tanıdık, her ne kadar onlar için biraz sert de kaçsa, Mor ve Ötesivari bir riffle devam ediyor. Onun dışında sıradan buldum kendisini.

"Galiba bu albümle de, Şebnem Ferah'ın son albümüyle yaşadığım sorunu yaşıyorum. Varsa yoksa sözlere yüklenmişler, geri yanı boşmuş gibi geldi. Yani şöyle ilk dinleyişte bir Yine gibi, bir Gelme gibi saran, dilime dolanan, "oha lan! adam ne çalmış!" dediğim bir şarkı çok yok gibi. Ki, özlemiştim de Kurban'ı, Kurban sayıklıyordum ne zamandır. Şebnem Ferah'ın bu son albümünü de ilk duyduğum an almıştım, bunu da aldım; Şebnem Ferah'ın bu albümün ilk konserine Ankara'ya geldiğinde gitmemiştim; ama Kurban'a gitme niyetindeyim. Son konserinden sonra 2 gün yatmış, kalktığımda da 60 derece bir iç açıya sahip olsam bile. Yaşım geçmiş ama olsun... 24 Nisan'da Ankara'da 312 Arena'da olacaklarmış. Biletler 25 TL (+3.5 TL Biletix haracı) Sevenlerine duyurulur."


Misafir

Bunda biraz daha ecnebi progresif gruplar tadı aldım. Böyle yazınca da ısrarla birilerine benzetmeye çalışıyormuş gibi hissediyorum, ama haşa! Herhangi bir şeyi tanımlamanın en kolay yolu bir başka şeye benzetmek olduğu için, kolaya kaçıyorum sadece. İlk başlarda bahsettiğim Pentagramvari / Hayko Cepkinimsi falan benzetmeleri de aynı tembelliğin ürünü.  Aynı zamanda daha da anlaşılır kılıyor tabii öyle yapmak.

Ateş var mı?

Ahahahaha! Bu şarkıyı ilk olarak, albümü komple dinlemek için uygun zamanı beklerken merakıma yenilemeyip bir şarkıyı açıp bilgisayarı kendi halinde bıraktığım bir sırada duymuştum. "Laan?!" diyerek kendime geldim, "n'oluyo' lan?" diyerek önce televizyona baktım, "magazin programı falan mı açık kaldı?" diye ama sonra ciuu ciuu diye gitar ve ardından da ron ron diye riffler girende anladım ne olduğunu. Bir Deniz Yılmaz klasiğiymiş meğer. Şarkının o cıvık kısmından sonrası güzel ama, sevdim.
-




Son söz

Albümün sonuna geldim, son şarkının bitmemesini istiyorum adeta. Bir yandan da zaten bir konseri/gösteriyi/albümü böyle keyif alarak dinlemekle, bir şeyler yakalamaya çalışarak dinlemek/izlemek arasında dağlar kadar fark var. Nice Şebnem Ferah konserlerini güzel bi'kaç fotoğraf çekicem diye dinleyemedim insan gibi misal. Veya aynı şekilde heba etmiş olduğum başka performanslar, yarışlar, güzel anlar vs. de mevcut. Onu da hiç sevmiyorum ama işte... Her neyse... 

Özetle, ilk dinleyişte şöyle bir baktığımızda, açıkçası biraz beklentilerimin altında kaldı albüm. Güzel bir açılış, enteresan bir kapanış yapmışlar. A1'i albümün sonuna almışlar gibi olmuş biraz. Hakim'le gümbür gümbür bir giriş olmuş, sonra İfrit de tempoyu devam ettirmiş ve  onlar biraz heyecanlandırmıştı başlarken, ama sonra çok beklediğim gibi gitmedi, tempo düştü biraz. E haliyle adamların oturup "Sokaktaki Adam şunu sever, burayı böyle yapalım" diyecek hali yok. Ellerine ayaklarına sağlık. Onların canı sağ olsun! Hele dağılmasınlar, ölmesin kalmasınlar da sonraki albümde affettirirler kendilerini canım, n'olacak?

10 yorum:

semioticus (shelbyl) dedi ki...

"I respectfully disagree" diyecegim yerler var, ozet geceyim.

1. Ifrit'in intro'sunu dinleyince aklina "Toxicity" gelmemis adam yoktur eger o sarkiyi biliyorsa, orasi kesin. Ama ki "arak bu!" deniyorsa; orada kirmizi fon uzerine beyaz karakterle DUR derim.

Birincisi, riff'in hic bir kismi "tipkibasim" degil, ritm, nota, ikinci gitar, bas vs. farkli. Lafi "7 tane nota var" boyutuna getirmek istemem, ama "arak", "calmak" falan agir tabirler.

Ki Soykiran sarkisinin vokali de fazlasiyla "The Grudge"i animsatmakta, ama o da calma degil.

2. Bence sozlere yuklenme gibi bir durum yok, yani yuklenince bunlar cikacaksa cok da yuklenmesinler. Ama bu albumun muzikal altyapisina en fazla "Insanlar" yaklasir.

3. Bir Tool fanatigi olarak diyebilirim ki, cok iyi olmus cok da guzel olmus. Simdi sorsan Tool'un da hicbir "catchy", "adam ne calmis" diyecegin sarkisi yoktur; ama albumleri oturup dinlersin, baska bir boyuta gecersin. Bunu da sarkilarin ozeldeki gucu degil, albumun arkasinda yatan beyin hissettirir sana.

Sonuc olarak daha ahmetkizilay da iki kelam edecek de, uzun zamandir dinledigim en iyi Turkce album budur. Taptigim bircok Amerikan rock grubunun tadini almamdan sebepli bu (SoAD degil ama)

Dipnot: Gitarlari ilk mix ettiklerinde bu kadar on planda degilmis, George Marino'ya yollamislar o boyle master etmis, Deniz'in tabiriyle "sanatcinin fircasina karisilmaz" deyu laf etmemisler.

kesik dedi ki...

Respectfulu bilemiyciim ama en bi etkilendiğim şarkıları teker teker vasat, eh işte diyip geçmene hööött demek istedim. Ama sanırım Yobaz ortak favori olacak Kurbanseverler arasında.

semioticus (shelbyl) dedi ki...

Polemik yaratmak icin Soykiran Yobaz'dan daha iyi diyebilirim aslinda.

Unknown dedi ki...

Kapak tasarımındaki resmi plasenta içinde fetuse benzettim.Onun bir hikayesi var mı biliyor musunuz?
Sebile

Unknown dedi ki...

Alttaki kapak resmini kast etmiştim bu arada.

Azwraith dedi ki...

İşkembe'nin müzik anlayışı konusunda bu post ve yorumlardan sonra şüphe içerisine düşmüş bulunmaktayım.

İfrit'in girişinin Toxicity'e benzemesi konusunda... Toxicity'i çalmış bi insan olarak "nasıl yani?" demeği uygun buluyorum. Bu albümü dinleteceğiniz 10 kişiden 1 tanesi o introyu Toxicity'e benzetir, o da büyük ihtimalle SoAD'ı 5 yıl önce falan dinlemiş ve "ay keşke SoAD olsa da dinlesem" modundadır.

Güneş bence albümün en iyi parçası. Bunun dışında "Mor ve Ötesi vari rifler"? Bu satırları yazan güzel kardeşim, bu albüm için "Duman ekseninde saçma sapan bir progresiflikte" desen katılırdım, ancak ney?

Kurban, daha önceki albümlerinde Namus Belası, Sarı Çizmeli Mehmet Ağa, Lambaya Püf De gibi şarkıları çaldıktan sonra böyle şarkı sözleriyle gelmemeliydi. Bu albümle Kurban'ı "16 yaşındaki ulusalcı kız"ın yanına bile koyabilirsiniz.

Başarısız bir albüm, yine de Kurban olduğu için dinleyeceğim.

sokaktaki adam dedi ki...

Öncelikle genel bir hatırlatma yapayım; yazdığım yazı albümü 80 defa dinledikten, çok derin müzikal tahliller eyledikten sonra ortaya koyduğum bir şey değil, şarkıları birer kere dinledikten sonra aklımdan geçenleri döktüğüm bir yazı oldu. Nitelikli bir yorum yazısı olmadığının farkındayım, yazıda da belirttim, hiçbir iddiam yok, sadece aklımdan geçenlerdi. Zira 2 gündür aralıksız dinledikçe, "ben ne demişim lan?" dediğim oldu, sizi gayet iyi anlıyorum a dostlar =)

@Shelbyl

Güzel kardeşim,

1 - İfrit'in introsu konusunda seninle Azwraith'in arasında bir yerlerdeyim şu anda. Yani stereo olarak bir kulaktan İfrit'i, öbüründen Toxicity'yi versek, gayet örtüşür bi' bakıma. Veya ilk defa dinleyen ve Toxicity'yi de bilen herkesin aklına mutlaka gelir bence (10'da 1 akla gelmeyebilir, evet). Ama öte yandan, tekrar tekrar dinlediğimde de çok net gördüm ki, arada çok bariz farklar var. Çalmak tabiri falan kullanmadım, üzerime alındım nedense onu. Azwraith, şarkıyı en son ner'den baksan birkaç yıl önce dinlemişliğim konusunda haklı.

2 - Sözlere yüklenmek derken kastediyor olduğum aslında biraz daha farklıydı. Yani "sözlere yüklenmişler, muazzam sözler yazmışlar ama gerisi zayıf kalmış"ın ötesinde "konsept albüm yapalım diye sözleri bi' hoş edelim" idi demek istediğim. Yoksa yani diğer 2 albümde bence sözlerden yana çok daha sıkı şarkılar vardı. Konsept kısmı sound ve bestelerde de var kısmen evet ama en çok sözlerden yana hissediliyor gibi bir şeyler diyesim geldi, diyememişim.

3 - Albümün kötü olduğunu şahsen söylemedim. Sadece daha "İnsanlar" gibi bir albüm beklentisindeydim sanırım, ki toplam 3 albümün içinde en bi' hastası olduğum, yazıda da söylediğim gibi kendisiydi, dolayısıyla beklentimi karşılamadı sadece. Enstrümanların dengesi de yine geçen albümde bence daha iyiydi. Yoksa bence bu söylediklerime rağmen hala "kötü" denilebilecek bir albüm değil. Sıradaki şarkı, meraklılarına gelsin; "kime göre, neye göre"?

Ahmet'in de yorumlarını merak içinde bekliyorum. Böyle bir şey yazarken en çok Ahmet'ten tırsıyorum zaten. Al başına belayı =p


@Kesik
Abi valla sana ayrıca bi' şey yazma gereği hissetmiyorum, illa istersen genel hatırlatma ve "kime göre neye göre?"yi tekrar okuyabilirsin =p


@Sebile
Şu an için hiç fikrim yok adeta, ben de merak etmedim değil.


@Azwraith
Şarkının (Mesih) ilk 50 saniyesi ilk anda bana Mor ve Ötesi çağrıştırdı, mesele ondan ibaret. Hatta o ilk 50 saniye de komple hatırlatmadı, ilk 50 saniyede Mor ve Ötesi çağrıştıran şeyler vardı bana diyeyim. Tek bir şarkının bir kısmı için demiştim, o benzetme meselesini de yazıda açıklamıştım yine, tekrarlamayayım.
Serbest çağrışım engellenemez!

--
Abidik gubidik yazılar gerçekten daha iyi polemik yaratıyor, bir kez daha bunu görmüş olduk. Ekolümüzün öncüsü Yılmaz Özdil ustama buradan selam eder, herkese esenlikler dilerim...

Azwraith dedi ki...

Yüklenmiş gibi olmak istemedim tabii yani...

İnsanlar rulz.

semioticus (shelbyl) dedi ki...

@sokak adami

Yok sen "calmislar" demiyorsun zaten, benzetiyorsun, ki ben de benzettim. Benim tepkim "Yani "Kurban da or'dan bur'dan araklamış yeeaaa!" demeye yer arayanlara o yeri çok güzel vermiş." cumlendeki insanlara, bir de eksi'de falan da azamiyyetle gordum bu yorumu o yuzden dedim onu. 2'yi yanlis anlamisim o zaman, 3'te zaten polemik cikaracak bir durum yok, tamamen kisisel gorusumdu o.

@azwraith

Abi Soykiran'in sozlerini keske 16 yasindaki ulusalci kizlar yazmis olsa diyeyim ben sana. Ya da ciddi bir yorum farkimiz var, aydinlatilmak isterim bu konuda.

semioticus (shelbyl) dedi ki...

3 gunluk dinleyisten sonra son kanaatimi veriyorum:

Albumun en iyi parcasi Soykiran. Eski tabirle B tarafindaki sarkilari A tarafindaki sarkilardan daha cok sevdim. Bir de o kadar olumlu tepkiye karsin Yobaz'a bir turlu kanim isinamadi. Gunes ve Sahip diger daha az dinledigim sarkilar.