Amerika'nın en hakkını vererek popüler bilim insanı, astrofizikçi Neil deGrasse Tyson'a bir gün Templeton Enstitüsü başlıktaki soruyu sorar ve Tyson buna ibretlik bir cevap verir. Bu zaten çok önceden bilinen bir muhabbet, fakat dün Youtube'da anime edilmiş bir halini görünce onu ekleyip, altına da tercümesini yazmanın iyi olacağına kanaat getirdim. İyi seyirler/okumalar.
"Emin değilim.
Bu soruya bundan daha kesin bir cevap veren insan, deney ve gözleme dayanmayan bir bilgiye eriştiğini iddia ediyordur. Bu dinlerde ve bazı felsefî akımlarda sıklıkla görülen ve dikkate şayan biçimde ısrarcı düşünme tarzı, geçmişte evreni anlama ve dolayısıyla tahmin etme konusunda bayağı bir başarısız oldu.
Evrenin bir amacı olduğunu söylemek, evrenin bir niyeti olduğunu ima etmek demek. Niyet de istenen bir sonuç olduğunu anlatır. Ama kim istiyor? Ve istenen sonuç ne? Karbona dayalı yaşamın kaçınılmazlığı mı? Hayatın nörolojik zirvesinin bilinçli primatlar (maymun ve insanı içeren memeliler) olması mı? Bu sorulara insanî düşünce kaynaklı bir önyargı olmadan cevap vermek mümkün mü ki? Tabii ki insanlar evrenin tarihinin %99.9999'u boyunca ortada yoktu. Yani evrenin amacı insanları yaratmak idiyse, kendisi utanç verici bir verimsizlik içindeymiş.
Evrenin amacı eğer hayatı mümkün kılacak bir beşik yaratmak idiyse de bunu tuhaf bir şekilde göstermeyi seçmiş. Dünyadaki yaşam, 3.5 milyar yıldan fazla bir süredir sürekli felaketler, ölüm ve yok ediş gibi faktörlerin saldırısına maruz kalıyor. Volkanlar, iklim değişiklikleri, depremler, tsunamiler, fırtınalar, salgın hastalıklar ve özellikle de katil göktaşları dünya üzerinde yaşamış türlerin %99.9'unu öldürdü.
Peki insan hayatı? Eğer dindar biriyseniz, hayatın amacının Tanrı'ya hizmet etmek olduğunu söyleyebilirsiniz. Fakat insan kalın bağırsağının bir santimetrelik yerinde yaşayan ve çalışan 100 milyar bakteriden (ki bu sayı şu ana kadar doğmuş insan sayısının toplamından fazla) herhangi biri olsaydınız, bu soruya cevabınız farklı olurdu: İnsan hayatının amacı, size karanlık ama huzurlu, oksijensiz bir ortamda bok sağlamak.
Yani insanın kibrini ve bu kibrin yol açtığı sanrıları bir yana koyarsak, evren bayağı rastgele duruyor. Bizim faydamız için gerçekleşen olayların sayısı, bizi öldürmek için gerçekleşen olayların sayısına yakın iken bir niyetten bahsetmek zor. O yüzden evrenin bir amacı olup olmadığını kesin olarak söyleyemesem de, olmadığına dair kanıtlar oldukça kuvvetli, ve de evreni olmasını istediği gibi değil de olduğu gibi görenler için de gayet açık."
"Emin değilim.
Bu soruya bundan daha kesin bir cevap veren insan, deney ve gözleme dayanmayan bir bilgiye eriştiğini iddia ediyordur. Bu dinlerde ve bazı felsefî akımlarda sıklıkla görülen ve dikkate şayan biçimde ısrarcı düşünme tarzı, geçmişte evreni anlama ve dolayısıyla tahmin etme konusunda bayağı bir başarısız oldu.
Evrenin bir amacı olduğunu söylemek, evrenin bir niyeti olduğunu ima etmek demek. Niyet de istenen bir sonuç olduğunu anlatır. Ama kim istiyor? Ve istenen sonuç ne? Karbona dayalı yaşamın kaçınılmazlığı mı? Hayatın nörolojik zirvesinin bilinçli primatlar (maymun ve insanı içeren memeliler) olması mı? Bu sorulara insanî düşünce kaynaklı bir önyargı olmadan cevap vermek mümkün mü ki? Tabii ki insanlar evrenin tarihinin %99.9999'u boyunca ortada yoktu. Yani evrenin amacı insanları yaratmak idiyse, kendisi utanç verici bir verimsizlik içindeymiş.
Evrenin amacı eğer hayatı mümkün kılacak bir beşik yaratmak idiyse de bunu tuhaf bir şekilde göstermeyi seçmiş. Dünyadaki yaşam, 3.5 milyar yıldan fazla bir süredir sürekli felaketler, ölüm ve yok ediş gibi faktörlerin saldırısına maruz kalıyor. Volkanlar, iklim değişiklikleri, depremler, tsunamiler, fırtınalar, salgın hastalıklar ve özellikle de katil göktaşları dünya üzerinde yaşamış türlerin %99.9'unu öldürdü.
Peki insan hayatı? Eğer dindar biriyseniz, hayatın amacının Tanrı'ya hizmet etmek olduğunu söyleyebilirsiniz. Fakat insan kalın bağırsağının bir santimetrelik yerinde yaşayan ve çalışan 100 milyar bakteriden (ki bu sayı şu ana kadar doğmuş insan sayısının toplamından fazla) herhangi biri olsaydınız, bu soruya cevabınız farklı olurdu: İnsan hayatının amacı, size karanlık ama huzurlu, oksijensiz bir ortamda bok sağlamak.
Yani insanın kibrini ve bu kibrin yol açtığı sanrıları bir yana koyarsak, evren bayağı rastgele duruyor. Bizim faydamız için gerçekleşen olayların sayısı, bizi öldürmek için gerçekleşen olayların sayısına yakın iken bir niyetten bahsetmek zor. O yüzden evrenin bir amacı olup olmadığını kesin olarak söyleyemesem de, olmadığına dair kanıtlar oldukça kuvvetli, ve de evreni olmasını istediği gibi değil de olduğu gibi görenler için de gayet açık."
3 yorum:
Hımm..
Dünyanın tüm ilim bilim adamları birleşip bir mitokondri bir sitoplazma bir enndoplazmik retikulum vs alsınlar ellerine bir hücre duvarı inşa edip tek bir saç,kıl,tüy,bok,amip vs hücresi yaratsınlar da inanalım be aga.
bak buda kesin olarak doğru bir önerme.Evrenin bir amacı yok.Mesela ben ineklerden biliyorum onların amacı bir tren vagonunda seyahet edip et börek çörek yemek iken bazı insanların da amacı yük vagonlarına binip ot vs yemek.Şimdi olmazsa 100 yıl sonra bu amaç gerçekleşecek.İnekler de elbet devrim yapacaklar.
Bak yine aklıma geldi.Mesela bu amaçsızlık düzensizlik içinde bile bir saç hücresi göz bebeğinin içinde bir göz bebeği hücreside insanın götünde yeşerip filizlenip yer bulmuyor.Hep yerli yerlerinde duruyor.ne kadar ilginç.
Yüzlerce amip,solucan,deniz anası,mercan,bok hüğcfresinin aklına gelmiyor.Ulan yeter bu kadar bok yediğimiz birleşelimde şu insanı biz ele geçirelim evreni biz yönetelim diye.ya da bir solucanın canı sıkılıp yeter be aga bu kadar zulüm daha çok uzayım daha çok büyüyüm de yılan olayım ayağa kalkayım vs demiyor diyemiyor.
Bunu yazan adam ağzınla kuş tutsa kıçımla gülerim.diyalektik materyalizmin temsilcisinin bile kalmadığı bu devirde hala amaçsızlıktan rastalantılardan szö edip inkar etmek inançszılık yolu aramak en hafif tabir ile ahmakça kalır.başka argümanlar bulun anacım.yaratılış konusu aşıldı artık.allahsızlık konusu aşıldı artık.onu demeyin dinlere saydırında anlamınız olsun.
sahi yıl oldu 2013 siz hala ATP sentezlemeyi başaramdınız mı labratuvar ortmalarında?
@alper
Simdi ben sana iki saat anlatacagim, sen gene dinlemeyeceksin. Dusunuyorum hic deger mi diye.
Bak buraya yazdik zamaninda:
Bu bir: http://komunaliskembe.blogspot.com/2009/02/evrim-teorisini-curuten-sorular.html
Bu da iki: http://komunaliskembe.blogspot.com/2009/02/evrim-ve-kufr.html
Bunlar daha giris seviyesinde. Kafan alir da bir sonraki asamaya gecer, kendi kendine carpitarak yarattigin yahut hap formunda ezberledigin karsi-argumanlari curuterek dogruya ulastigini sanmaktan vazgecersen gene goruselim.
Esenlikler dilerim.
Yorum Gönder