Kavram çok çetrefilli bir olgu. Eğer sen onu kavrayamazsan, o seni alır kavrar, karman çorman olursun. Erdoğan ile Gül'ün başına da bu gelmiş dün.
Önce Erdoğan. Bildiğiniz gibi, Mehmet Ali Ağca adlı bir suçlu, devlet televizyonuna konuk oldu. Olabilir, normal. Ama bu konukluk süresince, "sağduyu" gereği, kendisine işlediği suçlar hakkında soru sorulmalı, ve de kendisi pişmanlık emareleri göstermeli. Peki Ağca ne yaptı? Elini kolunu sallaya sallaya kendini övdü, kitabını pazarladı, ve de hiçbir sıkıntı çekmedi, günah çıkarma gereği bile duymadı. Biz buna Türkçe'de "ayıp" diyoruz.
Erdoğan'a bu soru sorulduğunda ise kendisi ne cevap vermiş?
"Bunu özel kanal - devlet kanalı diye niye ayırıyorsunuz? Devletçilik geride kaldı, özgürlükler öne çıktı!"
Özgürlük demişken, buradan da Gül'ün kavram karmaşasına geçelim. BBC'de katıldığı Hard Talk programında kendisine, İsmailağa Cemaati ile ilgili yaptığı haberlerden dolayı yargılanan ve hakkında 97 yıl hapis cezası istenen İsmail Saymaz hakkında bir soru soruluyor. Gül ise buna "bu ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilemez, burada gizli belge ifşasından kaynaklanan bir sorun var" cevabı veriyor.
Şimdi soralım:
1. Madem devletçilik bitti, neden hala devletin televizyonu var?
2. Madem devletçilik bitti özgürlükler başladı, neden İsmail Saymaz'ın devlet ile ilgili yayınladığı belge sorunlu?
3. Madem gizli belge ifşası ifade özgürlüğü kapsamına girmiyor, Balyoz Darbe Planı vs.'yi yayınlayanlar neden yargılanmıyor?
4. İfade özgürlüğü, tam olarak gazetecinin belgesinin kaynağını açıklamama özgürlüğünü de beraberinde getirmiyor mu? Bu, Batı'da da hararetle uygulanan ve ayrıntıları tartışılan bir prensip değil mi tam da?
5. Devletin tezini destekleyici nitelikte haberler yargı sürecini etkilemez iken, bir tek devletin tezine aykırı haberler mi yargı sürecini etkiler?
Sevgili öğrenciler,
Siz siz olun, devletçilik ve de özgürlük kavramları üzerine düşünürken Başbakan ve Cumhurbaşkanınızı dinlemeyin, kafanız karışmasın.
The Emotional Baggage of the Harris-Walz Camo Hat
-
Some people have pushed them to the back of their closets. Others are still
wearing them.
10 saat önce
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder