2011 Uludere katliamı: 29 Aralık 2011. http://yalnizdegilsinvan.wordpress.com

23 Ağustos 2010 Pazartesi

Bisiklet yazıları - 1

Ben şu adresten çaldım, o nereden çalmış bilmiyorum
Bisiklete olan sevgim, yaklaşık olarak 10 yıldır böylesine coşmamıştı. 10 yıl deyince ben de garipsedim sevgili işkembeseverler ama yaş olmuş 26, çok doğal tabii ki. Bu bisiklete karşı sevgi pıtırcığı haline gelişimi kendi kişisel blogumda da yazmış olduğum için uzatmadan özetleyeyim istiyorum;

Çalıştığım yere gelip giden bir genç var, Elmadağ'dan bisikletle hem de! Ankara'yı az çok bilenler bilir, uzun bir mesafe. İstanbul için sanırım Büyükçekmece'den Taksim desem belki abartı olabilir ama Küçükçekmece kadar da yakın değil. Gecenin bu saatinde uyuyamamış halimin üstüne ramazan davulcusunu da duyunca parmağımdan çıkanı gözüm görmüyor olabilir, üzgünüm.

Her neyse, bu genç, Polonya'da bir kampa gidip, oradan bir bisiklet bulup, 150 km yol yapıp Almanya'ya geçmiş ve döndüğünde bunu anlattı bize gündelik hayatından bir parçaymışçasına. Zaten ne zamandır aklımdaydı, işte o gün aradığım gazı buldum ve hemen bisikletçiye koşup, kaskımı eldivenimi alıp, ertesi sabah Elvankent'ten Kızılay'a işe geldim. Merak eden, şöyle buyursun. Beni tanıyan ve Natura Horror Vacui kadar olmasa da, tonajı 0.1'e yaklaşan bir kütle olarak bir nebze tosunumdur. Dolayısıyla biraz zorlandım bu mesafeyi gitmekte, zorlanmadım dersem yalan olur, ama yine de beklediğimden rahat oldu. Google Earth'ten kendim ölçtüm biçtim, 30 km etti. Maps'teki gibi en kestirme yollardan gidemedim tabii ki altımda bisiklet olduğu için.

Derken derken işte, bu hafta 3 gün bisikletle gittim işe, mutlu oldum. Hal böyle olunca, yani hem baktım keyifli oluyor, hem spora ayrıca vakit ayıramazken, sabah işe gitmek ve akşam işten dönmek için kullandığım zamanı bu şekilde kullanıyorum, hem beleş (öğrenciyim abiii), hem de tamamen hareketsiz hayatıma biraz hareket geliyor, dedim "öyleyse neden böyle devam etmiyorum?" ve bunu daha da keyifli bir hale getirmek için, 15 yıllık gül gibi market bisikletimle yollarımı kısmen ayırmaya karar verdim. Bu kararımın ardından, son 1 hafta içinde Ankara'da 5 farklı bisikletçi gezdim.

Siz sevgili işkembeseverlere bu yazıyı yazıyor olmamın nedeni de, gezdiğim bu 5 bisikletçi hakkında biraz fikir vermek, yeri geldiğinde bisikletçi arayanlara bir nebze olsun rehberlik etmek.

1 - Sıradışı Bisiklet (SDS): Yakın zamanda Sıhhiye'den Ümitköy MESA'ya taşınan SDS Bisiklet, Ankara'daki büyük bisikletçilerden. Büyük ölçüde Bianchi ve Trek satıyorlar. Her pazar bir kısım insan, SDS'nin minibüsüne 3-5 benzin parası atarak bisikletleriyle bir o yana, bir bu yana geziyorlar. Perşembe akşamları da "Perşembe Akşamı Bisikletçileri"nin onların da katıldığı bir versiyonu var. Perşembe akşam 8'de Arcadium'da toplanıp, düşük tempolu, herkesin uyabileceği bir tur gerçekleştiriyorlar. Henüz hiç katılamadım ne yazık ki, ama keyifli olduğunu tahmin ediyorum.
SDS'ye bir arkadaşımın önerisiyle gitmiştim ilk birkaç malzeme almaya. Bu sene Şubat-Mart civarıydı. Pek sıcak karşılamışlardı. Zaten sen-ben yaşta insanlar diyeyim. İkinci gidişim, Ümitköy'deki tükanlarına ilk gidişimdi, o da yaklaşık olarak Temmuz başı oluyor. O gidişimde de yine bir pazar turunun ardından, orada takılan 2 50-60 yaşlarında abi vardı. Bisikletin frenleri falan yapıldı, 1-2 eksik giderildi. Abilerden bir tanesi epey uzun uzun oradaki bisikletleri anlattı, bisiklet ve turları hakkında biraz laflama fırsatı oldu. Bu esnada çocuğu bakkala gönderip dondurma aldırdılar, dondurma ikram ettiler, derken yok meyveydi şuydu buydu kakara kikiri pek hoş oldu, 4 saat oldu. Farkında değildim hiç, toparlandım döndüm ondan sonra. Gördüm ki bisiklet insanları pek süper.
Şu son 2 hafta içinde de 2 kere daha gittim işte; kask+eldiven almaya ve bugün fiyat sormaya. Hibrit bir Trek almayı düşündüm, onunla ilgili danıştım. Gayet yardımcı oldu sağolsun oradaki arkadaş, aradığım bisikletin onlardan biri olduğuna ikna olmasam da, memnun ayrıldım.
Bu esnada bir de, sitelerinde şöyle bir ifade var, ki bence önemli: "Sizleri ürünleri görmeniz ve bir bardak çayımızı içmeniz için mağazamıza bekliyoruz."
Birkaç maddede SDS'yi özetlemek gerekirse;

- Çok ilgililer
- Çok bilgililer
- Gayet keyifliler
- Samimi de buluyorum
- Trek ve Bianchi satıyorlar dolayısıyla bisikletler 300-350 €'nun altına inmiyor pek
- Trek için ömür boyu garanti veriyorlar
- Bisiklet dışında, aksesuar ve malzemelerin fiyatı orta seviyede, nakitte %10 civarı bir indirim sağlıyorlar, bence daha da fazla sağlarlar zorlarsanız.




Adres: Koru mah. Beyazgül B Sitesi No:181 Çayyolu /Ankara
Adres ayrıntısı: Eskiden otobüslerin indirdiği, Migros ve Best Buy'ın bulunduğu, Etimesgut'tan Bağlıca yolundan bağlanılan yer
Telefon: 0 312 240 60 65 - 66

2 - Erdoğanlar Bisiklet: SDS'den sonra, az önce bahsettiğim arkadaşın Scott önerisi üzerine, Erdoğanlar'a gitmiştim, bugün tekrar gittim. Hem işyerime de yakın, süper oldu. İlk gidişimde, dağ bisikleti değil ama yarış/yol bisikleti de değil ama daha çok onun gibi (bir başka arkadaşımın kebapçıya sipariş verirken Bardacık Sokak'ı "bardak gibi ama değil gibi" anlatması gibi oldu biraz) dedim ve öneriler geldi. Tükan sahibi abi ilgilendi ve istediğim şeye gayet yakın öneriler sundu. Teknik detaylar verdi, hangisi ne için iyi olur onu anlattı. Neden nasıl ne malzeme ne kadro ne teknik tek tek anlattı üşenmeden. Saydıklarının içinden bir bisiklet beğendim, "ben kendim de bunu kullanıyorum!" dedi. Ama esnaf ayağı değil, gerçekten onu kullanıyormuş. Dedim o zaman güzel.
Bugün ikinci gidişim oldu. 3. bir arkadaşla bu sefer. O dağ bisikleti baktı, ben yine o vurulduğum bisiklete baktım. 2 seçenek arasında kalmıştım daha çok, her ikisini de hazırladılar, deneme sürüşü yaptım. Abi kendininkini de denetti sağ olsun, ama hiç iyi olmadı. Resmen bindim, bisiklet gitti bir tur attı kendi kendine, geldi. Öyle güzel. Her neyse, sonuçta ona karar verdim gibi, ama biraz pahalı olduğu için çok emin değilim hala alıp almama konusunda. O bisiklet beni Hindistan'a bile götürürmüş, ona cezboldum biraz. Gerçekten o paraya Hindistan'a first class gidiş-dönüş bileti alırım lan! Etim ne budum ne... Neyse, bakacağız. Yarın öbür gün uzun yola gidesim, uzun yol gittiğim yerde ve yolda keyif alasım var, bana onu sağlasın, daha da fazla bir şey istemiyorum.
Erdoğanlar'ı özetleyelim;

- Çok ilgililer
- Çok bilgililer
- Eninde sonunda oranın bir ticarethane olduğu biraz sıkça/net fark ediliyor
- Scott, Giant ve Sedona satıyorlar büyük ölçüde dolayısıyla daha uygun fiyatlı bisikletler de var.
- Scott için iki yıl garanti veriyorlar
- Bisiklet dışında, aksesuar ve malzemelerin fiyatı orta seviyede, nakitte %10 civarı bir indirim sağlıyorlar, daha fazlasını çok sanmıyorum.




Adres: Libya Cad. No: 9/B ANKARA
Adres ayrıntısı: Kolej kavşağından İncesu tarafına girince sağda Libya Caddesi var, onun üzerinde yakında. Veya Kızılay'dan, Yüksel'den dümmmmdüz yürüyünce yolun sonundaki üst geçit Libya Caddesi'nin üstünden geçiyor işte.
Telefon: (312) 435 74 55 - 56

3 - Delta Bisiklet: Mağaza, internet sitesi, bisikletforum.com vs. diye bakınca, Ankara'nın en büyük bisikletçisi, hatta bu saydığım ilk 3 yerden, Ankara dışında şubeleri de olan tek bisikletçi. Ama, tek kelime bile değil, dört harfle; tırt. Muhtemelen diğerlerinden daha fazla müşterileri var, dolayısıyla biraz daha tok satıcı olabilirler. Aradığınız bisiklete en yakınını burada bulmanız çok çok olası (ki ben bulamadım, o benim garipliğim), zira bir sürü çeşit bisiklet var mağazalarında. Katlanır bisikletlerden, yarış bisikletlerine, akrobasiye, tandem bisiklete kadar türlü türlüsü. Yine bu saydığım 3 bisikletçiye göre, birincil amacın ticaret olduğu şap şap vuruyor yüzünüze.
Bugün girdik mağazaya, biraz bakındık. Sonra orada çalışan olduğunu anladığımız genç kadına gidip sorduk böyle böyle diye. Önerdiği 3 bisiklet, istediğime pek yakın değildi. Özellikle ikinci önerdiği bisikleti anlatırken, "bu var, lastiği özeldir, size daha uygundur, Shimano vites, bir de buraları buraları böyle kırmızıdır." dedi, ve o an bitti gözümde o bisikletçi. "Buraları buraları böyle kırmızı" ne lan? Ben de görüyorum oralarının oralarının öyle kırmızı olduğunu? Ee? Bu hangimize ne kattı? Veya vitesin üstünde Shimano yazdığını ben de görüyorum, ama Shimano'nun 80 çeşit vitesi olduğunu da öğrenmiş oldum şu 2 haftada. Biraz daha yardımcı olamaz mısın? Buraları buraları kırmızıymış. Yani ya anlamıyorsun bu işten, ya işini sevmiyorsun, başın kalabalık, işin çok, hayattan bezdin, sevgilinle dargınsın, ama bu kadar da belli etme gözünü seveyim... Yok eğer bunların hiçbiri değil de, müşteri beğenmiyorsan, o zaman kafanı da kalbini de kırırım...
Özetle, bu en büyük bisikletçiden en hızlı şekilde çıktık. Varın siz düşünün... Gelelim özete;

- İlgililer demeye dilim varmıyor, ama sorduk, söyledi şimdi yani. Yalan olmasın...
- İlgilenen şahıs benden daha fazla şey biliyor gibi değildi
- Eninde sonunda değil, en başından en sonuna oranın bir ticarethane olduğu çok net fark ediliyor
- Cannondale, Geotech ve Corratec satıyorlar büyük ölçüde, ürün yelpazeleri (gözle görebildiğiniz kısım en azından) çok daha geniş, alternatif çok fazla
- Bisiklet dışında, aksesuar ve malzemelerin fiyatı hakkında fikir sahibi olacak kadar vakit geçiremedim






Adres: Bosna Hersek Cad 21/D 06510 Emek ANKARA
Adres ayrıntısı: Milli Kütüphane'nin arkasından geçen caddeden AŞTİ yönünde giderken, solda kalıyor.
Telefon: +90 312 223 60 27 pbx (10 Hat)

4 - Performans Bisiklet: İçeriye girdiğimden çok, bir bisikletçi yerine işi öğretilmiş bir satış elemanıyla karşılaştım. Delta'dakinden daha samimi ve ilgiliydi, ancak yine de pek tatmin olmadım. Yani SDS, Erdoğanlar ve az sonra bahsedeceğim Red Bisiklet'te ilgilenen insanların hayatlarının bisikletle geçtiği belliyken, Performans ve Delta için aynı şeyi diyemedim. Sedona satıyorlar büyük ölçüde. Bisikletler genelde tozlanmış, pek yerinden kıpırdamıyor sanırsam. Abi sağ olsun ilgilendi etti ama yine de elinden geldiğince. Hemen özetleyeyim;

- İlgiliydi abi sağolsun
- Bilgi konusunda emin değilim, ama Delta'dan iyiydi.
- Fiyatlar uygunca, nakitte %5 indirim yapıyor. Ayıp yahu, %5 ne? Yapma daha iyi... Ha, tabii ki kâr marjı düşük olabilir, o zaman aferim. Web sayfasında da sağda "fiyatları indirdik! %3, %4, %5" yazıyor. Çok param olunca bağış yapacağım, %10 indirebilsinler hiç olmazsa.
- Sedona gördüm gani gani, onun dışında Bianchi ve hatırlamadığım 1 marka daha vardı. Şimdi bakınca fark ettim, Whistle galiba
- Bisiklet dışında, aksesuar ve malzemelerin fiyatı hakkında fikir sahibi olacak kadar vakit geçiremedim aynı şekilde






Adres: İnternet sayfasında adres yok, harita var
Adres ayrıntısı: Uuu beybi
Telefon: +90 312 343 21 17

5 - Red Bisiklet: Yine öneri üzerine gittiğim bir bisikletçi. Bu 5 tanenin içinden, en "mahalle bisikletçisi" gibi olanı. Ufacık bir dükkan, birkaç bisiklet, birkaç malzeme ve bir bisikletçi. Ama adamın kendisi belli ki bisikletle fazlasıyla haşır neşir. Suratsız bir insan gibi görünebilir, ama gerçekten yardımcı olmaya çalışıyor. Pazarlık da yapar, uygun fiyatı daha da uygun eder. Ufak tefek işçilikten para da almaz. 1 kere gördüm kendisini, ama öneren arkadaş dedi bunları kısmen, kısmen de tanık oldum. Ne zaman açık ne zaman kapalı belli olmuyor, gitmeden aramak gerek. Tamirat ve aksesuar/yedek parça konusunda kesinlikle öneririm.




Adres: Ata sokak No: 10/B Yücetepe mahallesi Anıttepe-Ankara
Adres ayrıntısı: Akdeniz Caddesi'nin, Anıtkabir'in yanında olan kısmının ilk paralelinde
Telefon: 0 535 978 87 82

Bir başka bisiklet yazısıyla da sizlerle birlikte oluncaya dek, şimdilik esen kalın efen'im...

PS. Yazdığım yazılardaki satırlar arası aşırı satır boşluğu sorunu gerçekten benden kaynaklanmıyor, çözebildiğim ölçüde uğraşıp çözüyorum ama saatlerimiz sabah 4.00'ı gösterirken ve ertesi gün işe gidecekken o iş yalan. Özür dilerim.

1 yorum:

natura horror vacui dedi ki...

Öncelikle bisiklet candır. Bilen bilir 2. sınıfta bahar ayları boyunca Dışkapı'daki evimden Cebeci'ye bisikletle gidip gelmiştim ben de. Elbette Elvankent-Kızılay mesafesiyle kıyaslanmaz bile. Kasarsan 3'de 1'i eder. Yine de çok keyifliydi. Aslında hala bile deliler gibi bisiklete binesim var. Hatta daha birkaç hafta önce işe bisikletle gidip gelme üzerine fizibilite çalışması yapıyordum ama benim evimden iş yerime olan 25 km'lik mesafede güvenli olarak bisiklet sürebileceğim bir tek yol yok. Ayrıca işe kravatla gitme zorunluluğu gibi durumlar da sekte vuruyor düşünceme. Gerçi o aşılabilir bir sorun. Çok sığ gelecek ama gerçek şu ki, asıl sorun bizde oturmuş bir bisiklet kültürünün olmayışı. Önce Almanya'da gördüm bunu ama asıl idrak etmem geçen Aralık ayına dayanır. Adalı'yla Belçika'ya gittiğimizde Brüksel'de bisiklet kiralamıştık. Ama yok, öyle bir dükkana falan gidip değil, şehrin 30-40 yerinde ortalama 20 kadar bisikletin olduğu istasyonlar var. Yanlarında telefon kulübesi benzeri bir alet var. Oradan kredi kartını geçirip, günlük, haftalık, aylık biisklet kiralayabiliyorsun. İstasyonlarda her bir bisikletin bağlı olduğu demir bir bölme var. Bisikletler göbek kısımlarından bu demirlere kilitlenmişler. Kredi kartınızı geçirip, hangi bölmedeki bisikleti istiyorsanız, o numarayı girdiğinizde kilit çözülüyor. Üstelik fiyatları da çok uygun. Yalan olmasın ama günlük 2,50 € gibi bir şeydi. Yanlış hatırlıyorsam Adalı beni düzeltsin. Belçika'nın Aralık soğuğunda elimizde Tourist Info Desk'ten aldığımız haritalarla kendimize bir rota çizdik şehirdeki görülesi tarihi eserleri baz alarak. İşte asıl ondan sonrası çok fantastikti. Bisiklet şeridi diye bir mefhumun varlığının ne şahane bir şey olduğunu anladık. Bizde böyle bir şeyin olmamasını geçtim, olsa da atıl duruma geleceğinden eminim. Emniyet şeridini öndekini "sağlamak" için kullanan, Ambulans arkasına takılmayı kurnazlık bilen şoförlerin bulunduğu bir ülkenin çocuklarıyız nihayetinde. Bu bisiklet külütürü Hollanda'da daha da aşmış durumda bu arada. Olur da yolunuz Benelüks ülkelerine ve Almanya'ya düşerse bizim yaptığımızı yapın; elinize bir harita alın, rota belirleyin, atlayın bisiklete. Hem ucuz, hem sağlıklı, hem de keyifli ama en önemlisi güvenli. Beni de burada bisiklete binmekten, işe bisikletle gidip gelmekten alıkoyan en önemli şey bu güvenli olma meselesi maalesef. Ankara'da yine kısmen daha rahat hissediyorum kendimi ama İstanbul'da daha çok korkuyorum. Yine de her şeye rağmen, şu yazısıyla ihtiyar bisikletimi tavan arasından indirmemi sağlayan Sokaktaki Adam'a teşekkürü bir borç bilirim.

Çok güzel hatıralarla andığım bir gezinin en güzel anlarından iki fotoğrafla yorumu bitirmek isterim:

http://picasaweb.google.com.tr/orkunpak/Belcika1#5415804940717119458

http://picasaweb.google.com.tr/orkunpak/Belcika1#5415804986051451538