2011 Uludere katliamı: 29 Aralık 2011. http://yalnizdegilsinvan.wordpress.com

23 Aralık 2010 Perşembe

Özkök ve Polis

Bizim ülkede polisin gereksiz ve yetkisini aşan ve de insaniyetle alakası olmayan icraatlerinin herkes farkındadır, ama herkes bunu "Bir kenarda dursun işimize yarar" zihniyetiyle değerlendirir. Son gelişmeler statükonun devam ettiğini gösterir nitelikte.

Son günlerde Ankara ve Aydın'da polisin restoran basıp aileleri fişlediğini duyduk. Bu tutumun Emniyet teşkilatının kendisini sivil sorumlu değil de şerif gibi görmesinin sonucu olduğunu sağduyulu insanlar biliyor, milyar defa da irdelendi bu hal zaten. Ama mesela Ertuğrul Özkök gibi saygın kalemler olayı iktidara karşı nerede eklemlendiklerine göre yorumladıklarından, acayip sularda yüzüyorlar.

Ne demiş bugünkü yazısında bu son polis uygulamalarını -işin içinde içki olduğu için- eleştiren Özkök? "Ben devletin polisine hayatı boyunca saygılı olmuş, onu savunmuş, korumuş, o yüzden de aydın kesimden epey dayak yemiş bir insanım. Polisimize hâlâ inanır, hâlâ güvenirim.

Yalanı yok cidden, zira polisimiz Hrant'ın katili ile hatıra pozları verirken mükkemmel bir Chewbacca savunması ile "Öteki pozların hepsi, bana göre kahramanlaştırma değil, hatıra pozları." buyurmuştu zamanında. İnternet unutmaz.


Gene aynı Özkök, İzmir'de polisin açtığı uyarı ateşinin aracın tekerleğinden sekip sürücünün ensesinden kazara girmek suretiyle ölüme sebep verdiği (zerre abartmıyorum) durumda da muhteşem sosyolojik gözlüklerini takıp "Önünüzden kaçıp giden bir arabada 'masum gençler mi', yoksa 20-25 kg. C4 patlayıcı taşıyan teröristler mi var nasıl bilebilirsiniz?" savunmasıyla o kaza kurşununu makul görmüştü zamanında.

Bugün geldiğimiz noktada Özkök'e göre polisin eylemleri "3-5 kendini bilmez"in işi, polisimiz çok da merhametli, çok da süper insanlar. Hep o AKP yok mu AKP; kanına giriveriyor canım polisimizin.

Bazen beynimin "On-Off" tuşu yok diye çok üzülüyorum cidden.

Ekleme: Polisin işkence yaptığı bir insanı görünce "işkencenin hayvani bir uygulama olduğu" yönünde beyanat veren Mahmut Alınak, polise hakaret ettiği gerekçesiyle 14 ay hapis cezasına çarptırılmış bugün.

Off.

5 yorum:

azapaza dedi ki...

taksimdeki canlı bombayı etksiz hale getiren polis-o gün o kararı vermeseydi ne olacaktı sence.sen bugün hani telden çalacaktın.

semioticus (shelbyl) dedi ki...

Ben hayatimda hic alkollu arac kullanma sebebiyle durdurulan bir arabadan 20-25 kg patlayici ciktigini gormedim. Cikarsa da o eylemci eylemini gerceklestiremez durumda oldugundan endiseye mahal yoktur.

Polisin kural tanimazligi ile taksimdeki canli bomba apayri islerdir. Iliskiyi nereden kuruyorsunuz aciklarsaniz ben de hangi telden calacagimi daha iyi anlayabilirim.

azapaza dedi ki...

işte sizin rahatlığınızda bir pozisyonda olan birisi için hava hoş, endişe etmenize de sorun yok.çünkü sorumluluğunuz yok. ama polis her ihtimali değerlendirmek zorundadır ve işin ''opportunity cost''unu düşünmek zorundadır.
taksimdeki canlı bombayı inisiyatif alarak vuran polis o kararı vermeseydi çoğu polis 40-50 kişinin , can verdiği bir eylemle türkiye kaos yaşayacaktı.
veya ülkenin başbakanına yumurta atılıp- amaç rezil etmektir,küçük duruma düşürmektir- da polis izleseydi mesela hepsi meslekten atılacaktır.

semioticus (shelbyl) dedi ki...

Bakin Taksim'deki olayi getirip bana sunan sizsiniz, ama olayin Izmir'deki ile nasil bagdastigini analtin diyorum, anlatamiyorsunuz. Bunlar ayri olaylar, teker teker inceliyoruz.

Ben bu yazida "Polisin her yaptigi yanlistir" mi dedim? Hayir. Iki tane ekstrem durumda -hatira fotografi cektirmek ve de alkollu surucuyu kazara bilerek vurmak- bir kose yazarinin nasil tutum aldigindan bahsettim.

Bunun yanisira polisin mitinglerde orantisiz ve gereksiz siddet kullandigi haller de yakin tarihimizde oldukca mevcut.

Ayrica hicbir gelismis ulkede birisine yumurta geldi diye polislerin istifa ettigini gormedim ben. Yumurta icin polisin "preemptive strike" yapmasina gerek yok, bu konuda mubalaga etmeyelim.

outlaw dedi ki...

polisin "aşırı tedbirli" olduğu için vurup öldürdüğü insan sayısının, "tedbirsizlikten" yumurta yiyecek bir başbakan kadar hükmü yok yani.