1. Kürt açılımını kapatmıştık zaten de en son noktayı koymamıştık, o da olmuş. Davet üzerine Kandil Dağı'ndan inen ex-teröristlerin 8'ine "terör örgütü üyesi olmak" suçuyla dava açılmış ve tutuklanmışlar. Diğerlerine de ayıp olmasın diye "terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek" (hani şu istediğiniz herkesi PKK'lı gibi yargılayabildiğiniz madde) suçlaması yöneltilmiş.
Bence bu süper bir taktik. Herkesi böyle dağdan çağırıp sonra "töröristsin sen" diye tutuklarsan, 1 yıla PKK biter abicim. Helal olsun yetkililere.
2. Melih Gökçek gülüşünü bilirsiniz değil mi? Müjdemi isterim, artık Ankaranızın simgesi de o. Ama şirinlik olsun diye "kedi" maskesi altında satıyorlar. Biz de yedik.
<- Nasıl da sinsi sinsi bakıyor... Bir gözü kalk gidelim derken öbür gözü b.k yeme otur diyor. Dostum bu tam Gökçek işte!
3. Bir vatandaşımızın kulak zarında yırtılma/delinme varmış. O ne yapmış peki? Kulağıyla balon şişirmeye başlamış.
Haberden iki ifade var ki, bence her Türkiye gencinin düstur belirlemesi gerek kendine.
a) "hem de kulakla balon şişirme yeteneğini keşfettiğini söyledi." Abi sorması ayıp da, nasıl keşfettin? Bir gün birisi yanlışlıkla kulağına balon dayadı da sen nefes aldın falan mı? Niye kulağyla balon şişirebildiğini keşfeder ki bir insan?
b) "Çok şükür böyle bir yeteneğimi keşfettim, ama ileride sağlık durumumu nasıl etkiler bilmiyorum." Yani kulağımla balon şişirebilmem, sağlığımla ilgili risk almaya değer diyor abimiz. Helal, işte cesaret budur!
4. Berhan Şimşek ile Gürsel Tekin acayip benzemiyorlar mı yahu? "CHP'li röfleli saçlı orta yaşlı kadın" stereotipinden sonra bir de bu mu çıktı başımıza şimdi?
5. Memleketin YÖK konusundaki ikiyüzlülüğü, benim sinirimi bozan şeylerden birisidir. 80'lerde YÖK'ten şikayet eden solcu abiler, 90'larda birden en ateşli YÖK savunucusu olmuşlardı. 90'larda hala daha YÖK'ten şikayet ediyor olan muhafazakâr abiler ise 2000'lerde YÖK'ün en ateşli savunucusu oldular. Kimsenin umurunda değil üniversitelerin özerkliği, üniversiteler yüksek lise olmuş, iktidar mücadelesi ve kadrolaşma merkeziymiş, peeh.
İşte bu konuyu irdelemek üzere Dicle Üniversitesi İzleme Komisyonu oluşturulmuş ve bir de yazı kaleme almışlar, buyrun okuyun.
Biz ise her zamanki gibi tekrar edelim: YÖK, üniversiteler arasında sadece eşgüdüm sağlayan bir kurum olmalı, üstün yetkilerinden bir an evvel arındırılmalıdır. Tabii kimse sallamayacak ama o ayrı.
6. Ahmet İnsel, Tayyip Erdoğan'ın "mutlak doğru"larını eleştiren harika bir yazı kaleme almış. Partizan samimiyetsizliğinde nefes almaktan sıkıldıysanız, onu da buradan buyrun okuyun.
2 yorum:
Hacı Gürsel Tekin'e asıl benzeyen bu arkadaş:
http://1.bp.blogspot.com/_24wIG0Ax7ow/Sc_SqNTboPI/AAAAAAAAAHs/wYaGwhiGmDE/s400/gurseltekinvs.+javier+bardem.jpg
Ulan su dunyada bir ben kimseye benzemiyorum zaten...
Yorum Gönder