2011 Uludere katliamı: 29 Aralık 2011. http://yalnizdegilsinvan.wordpress.com
Fransa etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Fransa etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

29 Şubat 2012 Çarşamba

Hadi Bu Yaz Fransa'ya Gidip İleri Geri Konuşalım!

Dün Fransa Anayasa Konseyi'nin Ermeni Soykırımını İnkar Yasa Tasarısı'nı iptal ettiği haberi yurtta yankılandı ve büyük bir coşkuyla kutlandı. Türkiye bürokrasisinin bu müthiş zaferi, Fransızların yüzüne çarpılan sağlam bir Osmanlı tokadı oldu. Türk'ün gücünü bütün düny...

Yukarıdaki paragraf, mübalağa gibi duran lakin ne yazık ki gerçek olan bir hissiyatın anlatısı. Hani neredeyse yazının başlığının anlattığı gibi kampanyalar düzenlenecek. Fakat milliyetçi kardeşlerime dostane bir uyarıda bulunmak istiyorum: Kazın ayağı öyle değil.

Ayağın nasıl olduğunu anlamak için, Türkiye basınından kimsenin okumadığına emin olduğum yasa tasarısının metnine bakmamız lazım. Tasarı "ırkçılıkla mücadele kanununu değiştirme ve Ermeni soykırımını inkarı cezalandırma" olarak adlandırılmış, her ne kadar biz sadece "Ermeni soykırımı" kısmına baksak da. İlk kısmı vurguluyorum, çünkü bu yasa tasarısı şapkadan çıkmadı, var olan kanunlara dayanarak hazırlandı.

Açıklayayım, daha doğrusu yasa açıklasın:

"Avrupa Birliği sözleşmesininn 34. maddesi ve 2008 tarihli bir çerçeve karar (décision-cadre, framework) uyarınca, ırkçılık ve zenofobi (yabancı düşmanlığı) etkili, orantılı ve caydırıcı biçimde cezalandırılmalı. Avrupa Birliği sınırları içinde sergilenen ırkçı ve zenofobik davranışlar 1 ilâ 3 yıl hapis ile cezalandırılmalı. İlgili kararın 1. maddesi uyarınca, cezalandırılacak suçlar arasında soykırımı, insanlığa karşı işlenen suçları ve savaş suçlarını onaylama, inkar etme ya da aşırı önemsizleştirme (Uluslararası Ceza Mahkemesi yönetmeliği), yahut bu davranışları şiddet ve nefret yaratıcı şekilde sergileme (Uluslararası Askeri Ceza Mahkemesi sözleşmesi) de var. Çerçeve kararın 3. maddesi de bu suçların 1 ilâ 3 yıl hapis ile cezalandırılmasını öngörüyor.


Fransa, Ermeni soykırımının varlığını 2001 tarihli bir yasa ile tanımış halde, lakin halihazırda sadece Yahudi soykırımını inkar bir suç olarak cezalandırılıyor. 1990 tarihli Gayssot Yasası uyarınca, Nazi suçlarının inkarının karşılığı 1 yıl hapis ve 45.000 Euro para cezası.


2008 tarihli çerçeve kararı emsal uyarınca uygulamak adına, bütün soykırım, insanlık suçlarını ve savaş suçlarını kamuda mazur göstermek, reddetmek ya da önemsizleştirmek 1 yıl hapis ve 45.000 Euro ile cezalandırılmalı.


Ayrıca 1881 tarihli Basın Özgürlüğü Kanununda da bu doğrultuda değişiklikler yapılmalı."

Özetle:

1. Fransa Ermeni soykırımını tanıdığı için bu yasa tasarısı öneriliyor.
2. Fransa'da ırkçı ve zenofobik davranışlar zaten cezalandırılıyor.
3. Anayasa Konseyi, bu yasa tasarısını "ifade ve iletişim özgürlüğünü fazla kısıtladığı" için reddetti. Yasadan Basın Özgürlüğü kanununa dair kısımlar çıkarılıp/revize edilip tekrar yazılırsa şaşırmayın.

Netice itibariyle:


Sakın bir gazla Fransa'ya gidip de "Ermeni soykırımı yoktur, esas onlar bizim soyumuzu kırdı, kestiysek de kestik, bugün olsa gene keseriz" demeyin, ırkçılık olarak değerlendirilebilir söyleminiz. Hatta oradan gaza gelip Yahudilere, Nazilere falan hiç referans vermeyin, tercümede kaybolur aman Tengri muhafaza.

Ben uyarayım da günah benden gitsin.

22 Aralık 2011 Perşembe

Soykırım Tutarsızlıkları

Uzun uzadıya girizgâh yapmaya gerek yok. Mesele güneş tutulması vs. doğa olayları gibi her sene belirli dönemlerde karşımıza çıkıyor zaten: "X ülkesi soykırımı tanıyacakmış!", "Y ülkesi soykırımı inkar etmeyi suç ilan etmiş!" falan filan. Tabii bu "kendi içinde var olan" hala daha nispeten kapalı toplumumuz için büyük travma.

Öncelikle algının kapılarını biraz açalım:

1. Şu anda 20 ülke Ermeni soykırımını resmi olarak tanımış durumda.
2. Gayssot Act diye bir şey var, insanlık suçlarını inkar etmeyi suç olarak tanımlıyor. Bunun üzerine aktif bir tartışma var zaten.
3. Yahudi soykırımını reddetmeyi suç olarak tanımlayan (aralarında Bosna Hersek'in de olduğu) da bir sürü ülke var.

Yani özetle, biz kulaklarımızı kapatıp "la la la" diyebiliriz, ama Avrupa'da bu konu, bizim çapımızın çok dışında bir şekilde tartışılıyor. Bizim çapımızın çok dışında, çünkü bizden hala şaka gibi tepkiler geliyor. Zaten esas derdim de o:


1. Tarihi tarihçilere bırakalım!


Tez: "Devletler soykırım konusunda bir şey yapmamalı, tarihçiler karar versin."

Sorular:

- Halihazırda bir sürü tarihçi orada olan katliamları belgesiyle ortaya koymuş ve de soykırım olduğu konusunda kanaat bildirmiş durumda. Bu tarihçilerin nesi yanlış? Yoksa sizin demek istediğiniz "tarihi bizim dediğimizi diyecek tarihçilere bırakalım" mı?

- Türkiye Cumhuriyeti bu konuda araştırma yapmak isteyen tarihçilere arşivlerini sonuna kadar açmış mıdır? Mezarları araştırmak isteyenlere hiçbir sorun çıkartmamış mıdır?

- Madem tartışmalı tarihi tarihçilere bırakmak lazım, neden Başbakan Dersim Katliamı'ndan dolayı özür dilemiş de "konuyu tarihçilere bırakalım" dememiştir?

- Dünya üzerinde siyasi ve toplumsal boyutta hiç tartışılmamış, sadece tarihçilere bırakılmış katliamlar hangileridir?

Doğru argüman: "Bu konuyu hukukçulara bırakalım, soykırım olup olmadığı uluslararası düzeyde bir karara bağlansın."

2. Fransa da Cezayir'de soykırım yaptı!


Tez: "Onlar da soykırım yaptı, bak biz de yasa geçiririz."

Sorular:


- "de" kelimesinin anlamını biliyor musunuz? Bu argümanda dolaylı olarak soykırımı kabul ettiğinizin farkında mısınız?

- Başkasının tarihinde olayların sizin tarihinizde olanların gerçeklenmesiyle ne gibi bir alakası vardır? "Almanlar yenilince biz de yenildik" sözünün yalan olduğunun farkında mısınız?

Doğru argüman: "Biz kendi tarihimizle yüzleştik, özrümüzü diledik, sonraki adımları atmaya hazırız. Fransa'nın da kendi tarihi konusunda aynı şeyi yapmasını tavsiye ediyoruz."

3. İfade özgürlüğü!


Tez: "Ben istersem soykırımı reddedebilirim, hani Avrupa ifade özgürlüğünü savunuyordu?"

Sorular: 


- Bu tartışmaya ve yasa tasarısına dair hiçbir şey okudunuz mu? Temel argümanın "soykırımı inkar etmenin bir topluluğa karşı nefret suçu işlemek" olarak yorumlanması olduğunun farkında mısınız? Yoksa her "bence soykırım değil" diyenin cezalandırılmayacağını biliyor musunuz?

- Kendi Ceza Kanunu'nda 301. madde gibi bir madde olan, doğru düzgün tanımlamadığı "Türklüğe hakaret" mefhumu sebebiyle "soykırım oldu" diyen Orhan Pamuk'u yargılayan bir ülke olarak "ifade özgürlüğü" konusunda konuşma hakkına sahip misiniz?

Doğru argüman: "Türkiye, ifade özgürlüğü üzerinde hiçbir engelin olmaması gerektiğine inanır ve yasalarıyla da bu durumu güvence altına alır. O yüzden Fransa'nın yasa tasarısı temel prensiplerimize aykırıdır."

*   *   *

Soykırım konusunda bir çok abuklama mevcut, lakin en son gündeme gelen fikriyatı bir didkleme ihtiyacı hissettim. Yoksa sayfalar yetmez bu konuyu anlatmaya.

Tabii Almanya'da "Türklere kendi dilinde eğitim hakkı verilmeli" deyip bir sonraki gün "Türkiye'nin dili Türkçedir!" diye gürleyen bir başbakanın (mübalağa yok), ve tüm retoriğini ilkokul 3. sınıfta girdiği tartışmalardan besleyen bir ana muhalefetin ülkesinde tüm bunlar normal.

Not: Taner Akçam'ın şu makalesi de son derece faydalı.