Hükûmetimiz daha önceki alkol yasağı düzenlemesinin gündemi yeterince işgal etmediğini ve de PR yönünden getirisinin az olduğunu düşünmüş ki gördü ve yükseltti: Arabada sigara içmek yasak, 22.00-06.00 arası perakende alkol satışı yasak, eminim daha az tepki çeken nüanslar da vardır/gelecektir. Bu yasağın savunulmasında iki argüman öne çıkıyor: 1. İskandinav ülkelerinde ve ABD'de de var. (Bunun neden gayet gerzek bir argüman olduğunu şurada anlatmıştım) 2. Kamu sağlığı. Bunun niye gerzek olduğunu da şimdi anlatayım.
Bu yasak uygulanmaya başladığında alkol tüketimi ve satışlarının nasıl etkileneceğine dair elimizde bir data yok, o yüzden sadece mantıkî öngörülerde bulunabiliriz. Ben bir de bu tür bir zaman yasağının olduğu bir ülkede yaşamışlığın verdiği empirik datayı ekleyerek şu sonuca varacağım: Bu düzenleme alkol tüketimini azaltmaz (ve hatta arttırabilir), sadece koşullarını değiştirir; bunu yaparken de muhafazakâr kesimde iktidarin imajını pekiştirir.
1. 22.00'dan sonra alkol satışının yasaklanması, kısa vadede satışlarda bir düşüş yaratabilir, çünkü impulsif alkol satışı (abi canım çekti bir bira alayım) azalır, fakat insanların buna adapte olması çok da zor değil. Bu tür düzenlemeler iki tür davranışı teşvik ediyor: Evinde sürekli bira tutmak, ve bir toplanma vs. durumunda da "içkimiz biter" düşüncesiyle bol bol alım yapmak. Bu iki teşvikin de sonunun "dolapta duran birayı içmek" olacağını öngörmek zor değil. Ha, öte yandan "tembellik" karakteri ağır gelen insanların alkol tüketimi de zamanla azalabilir. Buradan net bir sonuca varmak zor, fakat zannetmiyorum ki satışlarda önemli bir düşüş olsun.
2. Bu yasak, kısa vadede "fırsatçılara" gün doğuracak, el altından 22.00'dan sonra içki satanlar çıkacaktır. Bu da hem zararlı bir madde üzerindeki denetimi kaldıracak, hem devletin vergi kaybına sebep olacak, hem de insanları kanuna aykırı davranmaya teşvik edecektir. Uzun vadede bu düzenlemeye adapte olunur muhakkak, fakat kısa vadede kamuya böyle bir zararının olacağı da aşikar. Alkolün denetimsiz satışı olasılığının kamu sağlığına faydalı olacağını da söyleyemeyiz.
3a. Gelelim en can alıcı noktaya: 22.00'dan sonra "perakende" alkol satışının yasaklanması, devletin alkol tüketicisine şu mesajı vermesidir: Çıkın dışarıda için, biraya 3 lira vereceğinize 10 lira verin. Şu an alkollü içki servisi yapan işletmelerin, barların vs. bayram ettiğine şüphem yok. Meselenin unutulmaması gereken böyle bir ekonomik boyutu da var.
3b. Bu sebepten de bu düzenlemenin "alkollü araç kullanma"nın önüne geçmek yerine, onu desteklediği aşikar. Bu teşvikin istatistiksel bir önemi var mı, onu zaman gösterecek fakat trafik kazalarını argüman olarak kullananların nasıl düşündüğünü cidden merak ediyorum.
4. Bu düzenleme, insanları bira gibi çabuk tüketilen alkoller yerine, rakı, viski vs. gibi daha uzun süre evde saklanılacak/bir kerede bitirilmeyecek alkolleri tüketmeye de yöneltebilir. Hard liquor da zaten bindirdikçe bindirilen vergiler sebebiyle çok daha pahalı, ve bunun da devlet için anlamı belli.
Bu yukarıdaki sebeplerden -ve eminim daha fazlası da listelenebilir ama bütün günü bu konuyu düşünerek geçirmek istemiyorum- ötürü bu düzenlemenin alkol tüketimine ciddi bir ket vuracağını düşünmüyorum. Hatta ilk etapta tepkisellikten ötürü muhtemelen daha fazla alım olacaktır, fakat uzun vade için de meselenin ekonomik boyutunu düşünmek lazım. Hükûmetin toplum mühendisliği sevdasını biliyoruz, lakin AK Parti iktidarı, sırf düzenleme yapmış olmak için düzenleme yapacak kadar "idealist" değil. Nasıl ki kürtaj/sezaryen, başörtüsü engeli, 4+4+4 düzenlemelerinin ucunda köşesinde "evde oturan ve çocuk üreten kadın -> nüfus artışı -> eleman -> büyüme" denklemi varsa, alkol ve sigara düzenlemelerinde de "vergi" kalemini es geçmemek lazım. Tabii bütün bunları yaparken taban gözünde imaj tazelemenin, bütün bir muhalefete "ayyaşlar" demenin qeyfi de cabası.
Ekleme: Twitter'da @militanpachi ve _@ayseozdemir_ çok güzel bir noktaya parmak bastılar. Bu düzenleme en çok mahalle bakkalını vuracak, zira Tekel bayiileri cirolarının yarısını çoğu marketler kapandıktan sonraki satışlardan yapıyorlar. Ayakta kalmak için Tekel bayiine dönüşen mahalle esnafını zora sokup, süpermarket zincirlerine, yani büyük kapitale de bayram ettirecek bir düzenleme bu ilaveten.
Ekleme 2: Harvard Üniversitesi Kamu Sağlığı'nın beslenme tavsiyelerinde alkol hakkında şu ifadeler kullanılıyor: "Orta derece alkol tüketimi faydalı olabilir - ama herkes için değil. Faydaları ve riskleri kendiniz tartmalısınız. (...) Orta derece alkol tüketimi bağırsak ve göğüs kanseri riskini arttırsa da, bu riskler kalp sağlığına faydalara kıyasla daha az - özellikle de kalp hastalıklarının birçok sağlık sorununa sebebiyet verdiği orta yaşlarda." (...) "Alkol içmiyorsanız başlamayın, fakat içiyorsanız da orta derecede için."
Yani salt sağlık sebeplerinden değerlendirirsek de alkolün "mutlak kötü" olduğunu söyleyemeyiz.
Bu yasak uygulanmaya başladığında alkol tüketimi ve satışlarının nasıl etkileneceğine dair elimizde bir data yok, o yüzden sadece mantıkî öngörülerde bulunabiliriz. Ben bir de bu tür bir zaman yasağının olduğu bir ülkede yaşamışlığın verdiği empirik datayı ekleyerek şu sonuca varacağım: Bu düzenleme alkol tüketimini azaltmaz (ve hatta arttırabilir), sadece koşullarını değiştirir; bunu yaparken de muhafazakâr kesimde iktidarin imajını pekiştirir.
1. 22.00'dan sonra alkol satışının yasaklanması, kısa vadede satışlarda bir düşüş yaratabilir, çünkü impulsif alkol satışı (abi canım çekti bir bira alayım) azalır, fakat insanların buna adapte olması çok da zor değil. Bu tür düzenlemeler iki tür davranışı teşvik ediyor: Evinde sürekli bira tutmak, ve bir toplanma vs. durumunda da "içkimiz biter" düşüncesiyle bol bol alım yapmak. Bu iki teşvikin de sonunun "dolapta duran birayı içmek" olacağını öngörmek zor değil. Ha, öte yandan "tembellik" karakteri ağır gelen insanların alkol tüketimi de zamanla azalabilir. Buradan net bir sonuca varmak zor, fakat zannetmiyorum ki satışlarda önemli bir düşüş olsun.
2. Bu yasak, kısa vadede "fırsatçılara" gün doğuracak, el altından 22.00'dan sonra içki satanlar çıkacaktır. Bu da hem zararlı bir madde üzerindeki denetimi kaldıracak, hem devletin vergi kaybına sebep olacak, hem de insanları kanuna aykırı davranmaya teşvik edecektir. Uzun vadede bu düzenlemeye adapte olunur muhakkak, fakat kısa vadede kamuya böyle bir zararının olacağı da aşikar. Alkolün denetimsiz satışı olasılığının kamu sağlığına faydalı olacağını da söyleyemeyiz.
3a. Gelelim en can alıcı noktaya: 22.00'dan sonra "perakende" alkol satışının yasaklanması, devletin alkol tüketicisine şu mesajı vermesidir: Çıkın dışarıda için, biraya 3 lira vereceğinize 10 lira verin. Şu an alkollü içki servisi yapan işletmelerin, barların vs. bayram ettiğine şüphem yok. Meselenin unutulmaması gereken böyle bir ekonomik boyutu da var.
3b. Bu sebepten de bu düzenlemenin "alkollü araç kullanma"nın önüne geçmek yerine, onu desteklediği aşikar. Bu teşvikin istatistiksel bir önemi var mı, onu zaman gösterecek fakat trafik kazalarını argüman olarak kullananların nasıl düşündüğünü cidden merak ediyorum.
4. Bu düzenleme, insanları bira gibi çabuk tüketilen alkoller yerine, rakı, viski vs. gibi daha uzun süre evde saklanılacak/bir kerede bitirilmeyecek alkolleri tüketmeye de yöneltebilir. Hard liquor da zaten bindirdikçe bindirilen vergiler sebebiyle çok daha pahalı, ve bunun da devlet için anlamı belli.
Bu yukarıdaki sebeplerden -ve eminim daha fazlası da listelenebilir ama bütün günü bu konuyu düşünerek geçirmek istemiyorum- ötürü bu düzenlemenin alkol tüketimine ciddi bir ket vuracağını düşünmüyorum. Hatta ilk etapta tepkisellikten ötürü muhtemelen daha fazla alım olacaktır, fakat uzun vade için de meselenin ekonomik boyutunu düşünmek lazım. Hükûmetin toplum mühendisliği sevdasını biliyoruz, lakin AK Parti iktidarı, sırf düzenleme yapmış olmak için düzenleme yapacak kadar "idealist" değil. Nasıl ki kürtaj/sezaryen, başörtüsü engeli, 4+4+4 düzenlemelerinin ucunda köşesinde "evde oturan ve çocuk üreten kadın -> nüfus artışı -> eleman -> büyüme" denklemi varsa, alkol ve sigara düzenlemelerinde de "vergi" kalemini es geçmemek lazım. Tabii bütün bunları yaparken taban gözünde imaj tazelemenin, bütün bir muhalefete "ayyaşlar" demenin qeyfi de cabası.
Ekleme: Twitter'da @militanpachi ve _@ayseozdemir_ çok güzel bir noktaya parmak bastılar. Bu düzenleme en çok mahalle bakkalını vuracak, zira Tekel bayiileri cirolarının yarısını çoğu marketler kapandıktan sonraki satışlardan yapıyorlar. Ayakta kalmak için Tekel bayiine dönüşen mahalle esnafını zora sokup, süpermarket zincirlerine, yani büyük kapitale de bayram ettirecek bir düzenleme bu ilaveten.
Ekleme 2: Harvard Üniversitesi Kamu Sağlığı'nın beslenme tavsiyelerinde alkol hakkında şu ifadeler kullanılıyor: "Orta derece alkol tüketimi faydalı olabilir - ama herkes için değil. Faydaları ve riskleri kendiniz tartmalısınız. (...) Orta derece alkol tüketimi bağırsak ve göğüs kanseri riskini arttırsa da, bu riskler kalp sağlığına faydalara kıyasla daha az - özellikle de kalp hastalıklarının birçok sağlık sorununa sebebiyet verdiği orta yaşlarda." (...) "Alkol içmiyorsanız başlamayın, fakat içiyorsanız da orta derecede için."
Yani salt sağlık sebeplerinden değerlendirirsek de alkolün "mutlak kötü" olduğunu söyleyemeyiz.
1 yorum:
Cok guzel analiz etmissin hocam. Ellerine saglik. Ben de iki noktaya dikkat cekmek istiyorum.
1- 100 metre siniri icinde olan ve hali hazirda alkol satis lisansi olan yerlerin bir ve ikinci derecedeki kan hisimlari disindakilere devri yasak. Sehirde ozellikle mevcut alkol talebinin yuksek oldugu yerlerde lısanslı ısletmelerın piyasa degeri artacak. Bu artıstan 100 metrenin icindeki alkol lisansi olan isletme sahibi yararlanamazken hemen sınırın disindaki isletme sahibi yararlanabilecek. Yani hukumet diyor ki 100 metre icinde kaldiysan zamanla azalarak bit. Bunu yaparken de dupe duz ekonomik firsat esitligini ihlal ediyor.
2- Vatandaslara yasam tarzı bazli ayrimclik yapan bir kanun soz konusu. Ve bence bu kanunla hukumetin "duzeltmeyi" amacladigi asil dissallik icki icenlerin varliginin muhafazakar Musluman kesimin ahlaki duyarliliklarina verdigi dissallik. Yanlis mahallede yasayanlara yonelecek olan mahalle baskisini bu kanunla daha da mesrulastirdilar. Mahalleliler bu kanunu arkasina alip psikolojik linc konusunda daha iyi koordine olacaktir diye dusunuyorum.
Yorum Gönder