2011 Uludere katliamı: 29 Aralık 2011. http://yalnizdegilsinvan.wordpress.com

29 Aralık 2011 Perşembe

Anaakım Medyanın -Yeniden- İflası: Uludere

Bugün Türkiye yakın tarihine çok talihsiz şekilde geçecek bir katliam yaşandı sınırın orada, Uludere'de. Tam 35 silahsız köylü, PKK'lı olduğu şüphesiyle tepelerine bomba yağdırılarak katletildi. Olayla ilgili İHD ve Mazlum-Der bir rapor hazırladı, buradan ulaşabilirsiniz.

Bu olayı daha hafif bir şekilde anlatmanın imkanı yok, daha doğrusu yok sanıyordum ki, anaakım medya kıvrak zekasıyla ve arsızlığıyla beni yine yeni yeniden yanılttı.

Öncelikle 28 Aralık 2011 günü akşam saat 21.20 sularında gerçekleşen bir olayı saatlerce es geçmelerine bir alkış tutmak lazım. Sayın Başbakan abayı gösterince altında sopa olduğunu anlayıp "tabii biz sansürleriz" diye emrine koşan basın patronlarımız muhtemelen bir sinyal bekledi belli bir süre. Sonra o sinyal geldi, bakalım nasıl geldi, olayın üzerinden 24 saat geçince bu katliam kendine nasıl yer bulmaya başladı: (Resmi yetkililerin açıklamaları bu analizde yer almayacak, sadece katliam haberinin nasıl verildiğine bakılacak)

Zaman


Haberin kendisi anasayfadaki modülde yok, manşetler kısmında mevcut. Başlık "Irak sınırında F-16'lar kaçakçıları vurdu: 35 ölü" Haber öğlen 15:12'de geçilmiş. Metinde, başlıktan da anlaşılacağı gibi, vurgu şahısların kaçakçı olduğu üzerine, bu kelime ve türevleri tam 7 defa kullanılmış. İki farklı yerde de "terörist oldukları sanılan" denmiş. Haber metninde görgü tanıklarının ifadeleri yok, sadece Şırnak Valiliği'nin açıklaması var.

Sabah


Anasayfada saf katliam haberini bulmak mümkün değil. Modülde Genelkurmay'ın Cudi Dağı operasyonuna dair dağıttığı görüntüler ve AKP adına Hüseyin Çelik'in açıklaması yer alıyor. Yanda "Taksim'de göstericiler polisle çatıştı" haberi ihmal edilmemiş. Altlarda "Davutoğlu'ndan Uludere açıklaması" ve "Cenazeler Uludere'ye götürüldü" başlıklı iki haber daha var, ama ötesini bulmak mümkün değil.

Hürriyet


Çatışma haberi burada da Çelik'in açıklamalarıyla birleştirilmiş durumda modülde. Seçilen giriş cümlesi çok ilginç: "TÜRK Hava Kuvvetleri’ne ait savaş uçakları dün gece Irak sınırında PKK’nın terör yuvalarına yönelik hava operasyonu gerçekleştirdi." Haber içinde siyasilerin tepkilerine de yer verilmiş, lakin haberin sonunu okumayacak bir insanda oluşturulmak istenen kanaat ilk cümleden aşikar.

Star


Star Gazetesi'nin anasayfasındaki modülde haber saf haliyle yer alıyor, fakat başlık oldukça temkinli: ''F-16'lar köylüleri vurdu'' iddiası" Diğer Güneydoğu ve çatışma temalı haberlerde de aynı temkini görmek isteriz anaakım medyadan. Haberin ilk cümlesi de temkinli yaklaşıma devam etmekte: "Şırnak'ın Uludere İlçesi Ortasu köyü kırsalında Irak sınırına yakın bir yerde dün gece düzenlenen hava operasyonunda 35 kişi öldü." Kullanılan tümleç ve kipler ilgi çekici: "hava operasyonunda 35 kişi öldü." 35 kişi otobüs kazasında can verse daha çok sempati ve merhamet toplardı herhalde haberin yazarından.

Haberin altında da şu masumcuk kutucuk var, haberin nispeten tarafsız tonu rahatsız etmiş sanırım:


Milliyet


Milliyet, SON DAKİKA kutusunda şu başlıkla bir haber veriyor: "AK Parti ölenlerin sivil olduğunu kabul etti" Aynı flash kutuda "PKK'lı diye jetlerle vurulanların çoğu 30 yaş altında" ifadesi de var. Yani buradan Milliyet'in en sağduyulu başlığı attığını söyleyebiliriz şimdilik.

Şimdilik diyorum, çünkü modüldeki ilk 3 haberin başlığı şöyle: "BDP'liler Taksim'i savaş alanına çevirdi", "BDP'li Önder: İkinci 33 kurşun vakası yaşandı. İsyan edin demektir bu", "Bunu söyleyen bir milletvekili... Bırakın vatandaş biraz molotof atsın" (Bu haberin doğruluğu şaibeli, henüz teyit edilmedi)

Milliyet'in derdinin sağduyu mu, yoksa kızıştırıcı propaganda mı olduğu konusunda kararsız kalmamak mümkün değil.

Radikal


Radikal'de esas haber anasayfadaki modulün ikinci sırasında, başlık "Savaş uçakları sivilleri vurdu". Şunca haberde "kişi, şahıs, kaçakçı" diye değinilen maktüllere "sivil" demek ilk Radikal'in aklına gelmiş. Radikal'ın modülündeki diğer haberler de bölgeye değinmekte: "Görgü tanığı: Cesetlerin bazılarında kurşun izi var", "İstanbul'dan Yüksekova'ya kadar Uludere protestosu", "BDP 3 günlük yas ilan etti: Bu aleni bir katliam, ölenlerin tamamı köylüler" modülde ön sıralarda yer bulmuş haberler. Radikal'ı kutlamak lazım.

Yeni Şafak


Bu gazetemiz de temkini elden bırakmayan bir ilk haber vermeyi tercih etmiş. Modülde yer alan haberin başlığı "F-16'lar PKK'lı diye köylüleri mi vurdu?" Sorunun cevabının evet olduğunu kamu uzun süredir biliyor, lakin Yeni Şafak soru işaretini henüz giderememiş durumda. Haber metni ise nispeten objektif, iddialara ve Valilik açıklamasına yer verilmiş.

Habertürk


Olaya karşın nispeten adil bir tutum da Habertürk'ten gelmiş. Modüldeki haberler Radikal'de olduğu gibi -bağlam farklı olsa da, mesela BDP'nin açıklamalarına yer verilmemiş- azamiyetle bu olay hakkında. Konuyla ilgili ilk haber tıpkı Yeni Şafak gibi "F-16'lar PKK'lı diye köylüleri mi vurdu?" başlığıyla verilmiş, lakin devamındaki şu ifade nispi bir sağduyu getiriyor habere: "Şırnak'ın Uludere ilçesine bağlı Ortasu köyünde yaşayan vatandaşlardan 35 tanesi dün gece F-16 uçaklarından açılan ateş sonucu öldürüldü. İddialara göre bu 35 kişi yaşamlarını kaçakcılık yaparak kazanıyorlardı ve bölgedeki karakol komutanının da bu durumdan haberi vardı." Haberin "öldü" yerine "hayatını kaybetti" deyişini kullanması da daha insani bir sunum getiriyor, onun da altı çizilmeli.

Bu inceleme doğrultusunda anaakım medyanın yaklaşımını değerlendirecek olursak:

1. Radikal
Mansiyon: Habertürk
Fasarya: Diğerleri

şeklinde bir sıralama uygun olacaktır.

Ekleme: Sosyal medyadaki yansımalar için @nhacizade'nin şu çalışmasına bakabilirsiniz.

Yarın: Uludere Katliamı'na kamunun verdiği tepkiler.

2 yorum:

alper dedi ki...

-İnanan, neyin ‘doğru’ olduğu neyin olmadığı sorusu için herhangi bir vicdan sahibi olmakta özgür değildir; bu noktada dürüst olsaydı, bu onun batışı olurdu. Patalojik olarak belirlenmiş optiği, kanıya varmış kişiyi fanatik haline sokar (…) Ama, bu hasta tinlerin, bu kavramsal saralıların büyük gösterişlilikleri büyük kitle üzerinde etkili olur, -fanatikler pitorekstirler, insanlık da nedenler işitmekten çok, gösteri seyretmekten hoşlanır.-

Bu olanca saflığı ve masumiyeti ile yazılmış yazıya benimde olanca saflığım,masumiyetim ve vicdanım ile bir cevabım olsun mu.Olsun olsun. Devlet-i aliye de (yazarın ifadesiye paternalizm terbiyesi görmüş biz gibi faşitlerde!!) olur böyle vakalar, yanlış anlaşılmadan dolayı bazı bazı “iyi kürtler”e de sanki “kötü kürtler”miş gibi muamele edebilir; çok seven ama sevgisini gösteremeyen bir baba gibi elinin ayarı bozularak bir iki sert çakabilir; feveran etmeyiniz, suyuna gidiniz, iyi bir avukat ile bu yanlışlıklar düzeltilecektir. Adalet, mülkün temeli olmakla kalmaz, “iyi kürt”ün dostudur da.Kürt sorununu kürtsüz çözme niyetindeki hükümet tam hız yol alıyor. Kürtsüz derken tabii, burada “kötü kürtler”in kastedildiğini anlamamız gerek.Allahın izniyle sonuna kadar gideceklerini her fırsatta duyuyoruz iktidar cenahından.Kürt sorununda, devletin yeniden düzenlenişinden ilham alan bir politika uygulamaya konuluyor. Eskinin yenisi bir politika bu; buradaki oksimoron iktidarın yeni diye şevhetle uygulamaya çalıştığı politikanın kendisinden kaynaklanıyor.Bir kaç gün ihtiyatla yaklaşacağım bu mesele hakkındaki szölerimi şu alıntı ile bitireyim.

--yani bizim hiç korkmadığımız şeyler
belki en çok korktuğumuz şeylerdir gerçekte
ki bütün işkenceler, ezinler ve kırımlar
damlayan bir musluktur yerine göre
yoksa bir enkaz altında bir ölüm
ya da puslu bir havada, bir cinayette
bir ölüm
ölümün anlamı ne--

brownian dedi ki...

Bu haberin yapilisindaki ihmalkarlik kadar habere gelen yorumlar da can yakiciydi.
ntvmsnbc.com' da konu ile ilgili haberin altina yazilan yorumlar Kurt halkinin Turkiye vatandasi' nin gozunde ne oldugunu da ortaya koyuyor. Altmis kusur yorumun icinde iki tanesi haric soyle: Tsk' nin hakliligi, kacakci olsun terorist olsun ikisinin bir farki olmadigi, o saatte disarida olarak bunu hakettikleri, kacakciligi Pkk icin yaptiklarina kadar tonla insanliktan kopmus yorumlar vardi. Birileri cikip kacakciligin hirsizlik oldugundan bahsetmis, o yuzden biz hirsizlari yakarsak suc olmaz demeye getiriyor, basit mantiklari ile ilkel dusuncelerini birbirine baglayarak. Ve kimse cikip "uzuldum" bile demiyor, en fazla konu arastirilacaktir diyor bir bakan. Turklerin sivil Kurtlerle kardeslik hikayesi de kulaga hos gelen bir laftan ibaret kalmis oluyor.