2011 Uludere katliamı: 29 Aralık 2011. http://yalnizdegilsinvan.wordpress.com
Sibel Arna etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Sibel Arna etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

17 Haziran 2010 Perşembe

Arna'nın Sefası, Azat'ın Cefası

Bu haftasonu infial yaratacak potansiyele sahip iki yazı okudum. Birincisi, Sibel Arna'dan "insan da olsa, dadı dadıdır" temalı bir dırdır, ikincisi ise Yıldırım Türker'den, etnik kimliği sebebiyle türlü işkenceye -hem fiziksel, hem de psikolojik- maruz kalan Azat'ın çilesi. Benim tepkim, ilk yazıya sanki kadın dünyayı yakmış gibi gösterilen tepkinin yanında, Azat'ın hikayesinin istatistik haline geliyor olması. Tabii ki ikisi aynı kulvarda koşan olaylar değil, lakin Arna'ya insanlık suçu işlemişçesine tepki verilirken, esas insanlık suçunun kıyıda köşede kalması rahatsızlık verici. Arna'dan başlayalım. Kendisi burjuva sınıfının gururlu bir üyesi olarak çıktıkları mavi yolculuğu anlatırken, dadısının kendisine çıkardığı zorluklardan şunun gibi ifadelerle bahsetmiş: "Tekneye binince, Göcek, Rodos, Simi gezince ona bir şeyler oldu. Resmen aklı uçtu. Yoksa neden Rüzgar’a tarhana çorbası yapalım dediğimde yayla çorbası pişirsin?" "O da insan. Evet denizi görünce giresi geliyor, seni bikinili görünce onun da canı sere serpe uzanmak istiyor. Eminim kamaradaki aynaya her baktığında acaba yüzüm yanmış mı diye kontrol ediyor." "Arkadaşım Tülin’in bakıcısının Antalya’daki tatil köyünde bir saat ortadan kaybolmasına, işini gücünü bırakıp gidip göbek dansı kursu almasına kaç puan verirsiniz? Kardeşim dadı mısın, dansöz mü?" Şimdi bu cümleleri savunmanın hiçbir yolu yordamı olamaz, lakin gösterilen şaşkınlığı anlamlandıramıyorum. Öncelikle bir soruya cevap vermemiz lazım: Biz Arna'nın bu cümleleri bir gazetede yazmış olmasına mı tepkiliyiz, yoksa böyle şeyler düşünmesine mi? Eğer tepki sadece yazmış olmasına ise, orada gizliden gizliye bir sindirme söz konusu. Çünkü azıcık kafamızı çalıştırdığımızda hepimiz biliyor ve fark ediyoruz ki, kapitalist sistemdeki bir işveren edasıyla bu cümleleri kurması hiç de garip değil. Düşünün, Arna Hürriyet'in business ekinde yazıyor olsun ve şu cümleleri sarf etsin: "İşçilerin bazen sorumluluklarını unutup kaytardıkları da bir gerçek. Onlar da insan, tabii iş koşullarında arada kendilerini düşünüyorlar, ama sen çalışmak zorundasın değil mi? Makineyi stand-by'a almak ile tamamen kapatmak arasındaki farkı nasıl bilemezsin? Biraz güleryüz gösterince hemen yüz göz olunmamalı..." Bu cümleler bu kadar infial yaratır mıydı? "Burjuva patron" der geçerdik herhalde. Sibel Arna'nın farkı ne? Bu dünya düzeninde, üstteki sınıflar altındaki sınıflara azamiyetle küçümseyici gözle bakarlar. Sibel Arna'nın densizliği, bu düşündüklerini böyle paldır küldür yazması. Lakin ifadelerini biraz daha usturuplu dillendirseydi bu kadar büyük sorun olmazdı. Çünkü bu yazının temeline olan itiraz, daha büyük resme dair olmak zorunda, ve interneti genellikle kullanan orta sınıfa bu kadar eleştiri büyük gelir. Özellikle de bu sınıfın hassasiyetleri İsrail - Türkiye geriliminde politik neden - insani duygular arasında gidip geldikten sonra, Sibel Arna aranan kan olmuştur bu kesim için.
* * *
Gelelim Azat'a. 1.5 yaşında bebekken işkence gören, annesi haksız bir suçlama ile yıllarca hapiste süründürülen, yasalara aykırı bir şekilde annesinin yanında değil de Çocuk Esirgeme Kurumu'nda büyüyen, tam uzun süre sonra kavuşmalarına karşın yeniden yolları ayrı bırakılan Azat ve annesinin dramatik hikayesini, popüler medyadaki en insan kalem Yıldırım Türker çok güzel anlattı. Anlattı ama kime? Mesela ekşisözlük kullanıcı kitlesinin Sibel Arna'ya gösterdikleri reaksiyonun, o "ne biçim insan bu?" diye sivrilen dillerin (hakkında 500'e yakın entry var) Azat'a yansıması 10 entry ile oldu. Bir yanda, burjuva toplumunun hakim düşüncesini fütursuzca dile getirmiş bir Hürriyet yazarı (bu gazeteden ne bekliyordunuz ki?), diğer yanda bizzat devlet mekanizmasınca yetim bırakılacak olan, hayata tutunmaya çalışan bir çocuğun dramı. Sizce hangisi daha ayıp, hangisi daha insana dair?