2011 Uludere katliamı: 29 Aralık 2011. http://yalnizdegilsinvan.wordpress.com

28 Eylül 2010 Salı

Bir İroni Abidesi: Hanefi Avcı

Bir Emniyet Müdürü profili: 1980 sonrasında Devrimci Yol sorgulamalarına katılıp işkence yapıyor bizzat. Aynı adam bugün Devrimci Karargâh örgütüne yardımdan tutuklanıyor. 1998 Şubat'ında, katıldığı bir programda MİT'in telefon kayıtlarını deşifre ettiğinden devlet sırlarını açıklamak suçundan tutuklanıyor. 2005 yılında, MİT Genel Müsteşarlığı için adı geçen isimlerden birisi oluyor. 1980'lerde JİTEM ile yakın ilişki içine giriyor, 90'larda Susurluk Soruşturması'ndaki ifadeleriyle bu konuda devlete yardımcı oluyor, 2000'lerde Ergenekoncu oluyor. Bir kitap yazıyor, kitapta ağır iddialar var ama ispat namına bir şey yok. Buna karşın yazdığı kitap kimilerince bir tehdit, kimilerince bir kıtab-ı mukaddes. Olaylar da o yönde gelişiyor zaten. Bundan sonra "Kurtlar Vadisi'nden memleket gerçeklerini öğrenen gençler" eleştirisi yaparsam iki olsun. Bazen akıl - mantık yetmiyor olan olayları açıklamaya, insanın komplo teorilerine sıcacık bir battaniyeymişçesine sarılası geliyor.

4 yorum:

Sertug Ozgur dedi ki...

2000'lerde Ergenekoncu oluyor yazmışsın da, ben anlamadım belki dediğini,kendisi Veli Küçük,Perinçek,Jitem ilişkisini ilk dillendiren insanlardan biriydi. Ergenekon iddianamesinde de kendisine başvuruldu yanılmıyorsam.

28 şubat döneminde de başı derde giren, dindar bir isimdi, heralde inandırıcı olmayacak ki kendisini Ergenekon'dan değil devrimci karargah örgütü kapsamından içeri aldılar. Tabi devrimci karargah örgütü'nden dolayı içeri alınması ne kadar inandırıcı, orası da ayrı konu.

Başına bir iş geleceği belliydi ve bunun için kitap yazdı sözleri var. Büyük ihtimalle doğrudur. Zaten ben kitapta yazılanların içeriğinden çok, nasıl,neden böyle bir kitap yazılabildi konusuna takılmıştım hep.
Ama burada asıl sorulacak soru başına niye iş gelecekti? Bu kadar gündemi değiştirecek kitabın yayınlanmasına nasıl izin verildi? İçerideki Ergun Poyraz'ın hitler temalı son çok satan saçma sapan kitabına da izin verildi diyeceksin. Ama bu tip saçmalıkta kitapların yayınlanmasına izin vermek suçlananın yararınadır, muhalefet düzeyini düşürür. Hanefi Avcı'nın her ne kadar ispatı mümkün olmasa da, bir çok kişinin düşünüp de söylemediği "bir dost tavsiyesi" niteliğinde kitabı ciddi şekilde tartışılabilir.

"Ergenekoncu bir takım güçler" kitabına izin verdi diye bir düşünceye katılmıyorum, çünkü ergenekon ile kastedilen kişi veya kurumların iktidar mekanizmasında böyle bir gücünün olmadığı kanaatindeyim.

Son kpss skandalında milli eğitim bakanının haberinin olmadan soruların çalınıp dağıtılması, içişleri bakanlığının haberi olmadan polise operasyonlar, artık iyice rahatsız eden dinlemeler ve gerek Hanefi Avcı'nın açıklamalarından da her kilit görevdeki bakanın arkasında kendisinden güçlü gölge bakanlar olduğu anlaşılıyor. Kısacası iktidarın(akp'nin) iktidarı kaybettiği kanısındayım ben. Bu bakımdan Hanefi Avcı'nın açıklamalarına hükümet tarafından izin verildiği kanaatindeyim.

Tabii ki senin de belirttiğin üzere işbu yorum komplo teorileriyle ilişkilendirilebilir, herkes neresine çekerse öyle olayı değerlendirir. Başka da yapacak bir şey yok sanki.

semioticus (shelbyl) dedi ki...

Ergenekoncu oldu demem, yazdigi kitaptan sonra hakkindaki algi ve lansman ile alakali, vogu kisi kendisinin Ergenekoncu oldugu yonunde soylemlerde bulundu. Yani devletin/yarginin gozunde Ergenekoncu degil. Gerci Devrimci Karargahci hic degil, o yuzden ne oldugu konusunda hicbir fikrimiz yok.

Bu son olaydan sonra algim tamamen sasti, cok asamali oyun teorisi gibi "Aslinda Hanefi Avci X ama Y izlenimi vererek X izlenimi verip Z izlenimi yaratarak..." falan diye dusunmekten balatayi yakacagim.

alper dedi ki...

benim anladığım kadarıyla Başarılı, hırslı bir adam bu Avcı. Daha yüksekler istiyor; İstihbarat Daire Başkanlığı, MIT müsteşarlığı veya her ne ise. Bazıları için uyuşturucu çeteleri, fuhuş tacirlerinden sağlanan akçeler daha cazip gelir, bazılarına da mevkiiler, kadınlar, itibar veya her ne ise nefsin ihiyacı. Herkesin nefsinin seviyesi, direnme gücü farklıdır, ama kimse için nefisten güçlü bir itici güç yoktur.Bu Avcı da bu hırsları ile kendisi arasına giren her şeyi tahrip etmeye kararlı biri. İstediklerini alamayacağını anlayınca Şövalye’nin lisanı ile ” baybay şövaleyelik, hello revanşizm” diyor. Açılan bu “fırsat penceresinden” , Musa’nın Çocukları’nı yazdıranlar, Ergenekon-zedeler, Referendumzedeler, Ak Parti ve Gülen’i Bitirme plancıları tüm fırsatçılar dalıyorlar.bence Cumhuriyet Mitingleri, “Türkiyenin 11 Eylülü”-Danıştay Komplosu kadar başarılı(!) bir projedir bu.Değişime direnen düzencilerin bu projesi de başarsız olacak ve Hanefi Avcı karakteri de Müslüm Gündüz, Ergun Poyraz, Sisi vs. ile aynı yerlerde bir figüran (hadi “uyanık figüran” diyelim) olarak dip notlarda kalacak. Bu günlerde çay bardağında fırtına koparılmasına bakarak heyecana kapılmayın derim.

alper dedi ki...

şu yazıda ilginizi çekebilir diye düşünüyorum..

http://www.taraf.com.tr/cemil-ertem/makale-avci-nin-ortaya-cikardigi-uc-tarihsel-sonuc.htm

ve son olarak Yeminli “Ak Parti ve Cemaat’i bitirme plancıları” dışında kalanların şu sorulara kafa yormalarını öneririm:

1) Velev ki(bu kelimeyi de hep kullanmak istemiştim şükürler olsun bugüne nasipmiş) Merkez Medya’nın pompaladığı gibi “Cemaat Avcı’nın ipini çekti”, bunun sonucu olarak daha temiz mi daha pis mi bir emniyet teşkilatımız olur? (Alakalı olarak, Cemaat’in işlettiği bir okul daha iyi matematik, fizik, tarih öğretiyor, üniversiteye daha iyi hazırlıyor ve çocuğunuz daha başarılı ve daha düzgün ise “Cemaat güçlenmesin” diye çocuğunuzu oraya göndermez misiniz?)

2) İlgili olarak, Devrimci Karargah Örgütü, çeteler, Ergenekon bağlantılı örgütler, şahıslarla içli dışlı ilişkileri olan Emniyet amirleri iyi midir kötü müdür?