Sezen Aksu oyunu "evet" olarak açıkladıktan sonra, yıllardır onun harikulade güzellikte şarkılarını dinleyip kendisini "kraliçe" mertebesine yükseltmiş olan Beyaz Türkler büyük bir şok yaşadılar. Çünkü Sezen Aksu İzmirliydi, aydınlık yüzdü vs. vs.
Peki n'oldu bu hayalkırıklığının, "bizden değilmiş" şokunun neticesinde? Hiçbir şey. Yoğun bir eleştiriye maruz kaldı Aksu, o kadar. Aksu'nun maruz kaldığı eleştirinin misline o ilk ilk röportajı yüzünden Fazıl Say, "kafama sıkar giderim" demesi yüzünden Niran Ünsal vs. kaldı. Çok enteresan bir şey değil siyasi görüş açıklayan sanatçının eleştirilmesi.
Peki bunu nasıl yansıttık? "Aksu'yu linç ediyorlar!" Kanıt? "Sezen Aksu sokağındaki tabelayı indirmişler!" Başka? "Sokağın ismi değişsin diye dilekçe vermişler!"
Bu mu lan linç dediğiniz? O zaman şehir isimleri takır tukur değiştirilen, çocuklarına isim koyamayan Kürtler bu ülkede yıllardır linç ediliyor, niye kılınız kıpırdamadı?
Densizlik bununla da sınırlı değil. marksist.org Sezen Aksu'ya yapılanı Ahmet Kaya'ya yapılan ile
karşılaştırmış, muadil görmüş.
Bir tarafta, üzerine çatal bıçak yağarken yanında onu savunacak bir Savaş Ay, Bir Mehmet Aslantuğ, birkaç da garson çocuk bulmuş, fiziksel linçin ucundan dönmüş, ertesinde tüm ülke medyasında kovulmaya çalışılmış, zibilyon tane iftiraya maruz bırakılmış Ahmet Kaya. Diğer tarafta, iktidar partisinin eylemini desteklemiş, buna tepki olarak da nüfusunun bulunduğu ildeki sokak tabelası aşağı alınmış Sezen Aksu.
El insaf.
Peki bunun esas sebebi ne? Kemalist olmayan muhafazakâr kesimin (genellemeyi mazur görün) hala daha "mağdur edebiyatı" oynama refleksinin olması. AKP'nin oylarını Ergenekon arttırdı, ordu arttırdı, HSYK arttırdı. Anayasa değişti artık, bu engellerin hiçbiri yok. Değişen AYM yapısıyla türban sorununa da çözüm bulunur yakında zaten. Eh, şimdi AKP'yi ne mağdur edecek?
"Kürtlere evet demesinler diye baskı yapıyorlar!" (Güneydoğu'da görevlendirilen zilyon tane polis eminim halk oy kullansın diye hiçbir telkinde bulunmamıştır, evet)
"Aksu'yu linç ediyorlar!" Kala kala bunlar kaldı.
Bu gidişle yeni yeni mağduriyet söylemleri gelişecek önümüzdeki günlerde. Bardağın dolu tarafından bakarsak, ülkenin kollektif yaratıcı zekası için çok olumlu bir gelişme bu.
6 yorum:
Neden mağduriyet edebiyatı yapanlara yazılmış,söylenmiş bir sürü şey var iken bu yazıda o hareketi yapanlarada nezaketen bile olsa ayıp ettiler yahu denmemiş merak ettim.??
Sular yukarı akmaz. Eşyanın tabiatını ERKE dahi değiştiremez, tarihin akışı geri çevrilemez, istediğiniz vecizle tarif edin. Acı, utanç ve inanılmaz maddi, manevi kayıplarla dolu bir dönem geçirmiştir bu mağdur edebiyatı yaptığı söylenen insanlar.Haksızmıyım??Ben yine de bu tabela indirme hareketini yapanlara nazik olmaya çalıştığım üslubumla bir kelam edivereyim.Dilerim eski alışkanlıkları terk ederek, daha mütevazi olarak katılırlar demokrasi hareketine.
Demokrasi “yandaşlarının” (dindar veya değil) uzak durması, terk etmesi gereken illetlerin başında “patronaj” sistemi, sen ben bizim oğlan, eş dost, sadece cemaatim vasıtasi ile kurtuluş gibi eski Şark alışkalıkları gelir.Ve bence de artık birde bu mağduriyet edebiyatının. ve yine bence yeni dönem mağduriyet edebiyatının değil, liyakatin yükselen değer olduğu dönem olmalı.
ve yine bence mağdurdiyet mefhumu üzerinden değil; Onların yerine biz geçelim (ki olaya böyle bakanlar da yok değil malesef)değil, onların çağ dışı, evrensel ahlak dışı, akıl izan dışı zihniyetini kökten reddedelim, iyi güzel ve doğrunun iktidarını, oyunu kuralları ile oynandığı demokrasinin hakemliğinde, adil bir düzeni tesis edelim kararlılığı ile hareket etmeliyiz. (akp-li gibi yazdım ama.:) )
çok uzattım farkındayım ama kusura bakmayın.Demokrasinin ne olduğunun, nasıl tesis edildiğinin, nasıl korunduğunun şuurunda bir millete doğru daha da emin adımlarla yürüdüğümüz şu günlerde demokrasinin, meşruiyetin, daha ahlaki, daha ileri bir yönetimin girdilerini tadan milletin artık geri gitmeyeceğini bilerek merak etmeyin diyorum bu mağduriyet edebiyatı da biter ve iş yapmaz,oy kazandırmaz artık.
alper,
Sezen Aksu Sokagi tabelasinin asagiya alinmasi sacmaliktir, ama yapilacak sacmaliklar icinde en makullerinden birisidir. Adam protesto etmis aklinca, bugun CHP'li belediye baskani da "Yerine asacagiz" demis.
Bir ulkenin nufusunun en az yuzde 5'i, can egrisi geregince, manyak olacaktir. Manyakliklari can yakmadikca, muhatap olmaya gerek yok.
Magdur edebiyatinin oncesini ve/veya hakliligini yadsimiyorum. Lakin mevcut sartlarda hala magdur edebiyati yapmaya calismak, olayi magduriyetten ote saldirganliga goturmekte. Yildiray Ogur mesela, adamin son 2 gundur malum organindan uydurmadigi tespit kalmadi.
Bunu frenleyici elestiriler yapmak da dogal vatandaslik gorevim benim.
Manyaklıkları can yakmadığı sürece muhatap almaya gerek yok demek bence çok yanlış. Yapılan bir yanlışlığı, karalamaları, hakaretleri, dışlamaları, fiziksel şiddet görmedi diye önemsememek Ahmet Kaya'ya, Hrant Dink'e yapılanlardan ders çıkartmamak demektir kanımca. Kadının evine molotof kokteyli atılınca mı duyarlı olmamız lazım? Sırf ekşisözlük'te kadına ne kadar hakaret edildi, oyum evet olacak dediği için.
El insaf.
Ne Fazıl Say'ın ne de Sezen Aksu'nun görüş bildirdikleri için hakarete maruz kalmalarına içim elverir. Her ikisinin de müziğinin hastası değilim. Giderim Unleashed'imi dinlerim beyler paşalar gibi.
Not: İşbu yorum herhangi bir sanatçının bir kişi veya kitleye "yavşak" vs. gibi hakaretlerini olumlamaz. Sanatçıdır canım, hakaret edebilir de demez.
everfever,
Kadina "hakaret" edilse, eksisozluk'te zaten barinamaz o entry, biliyoruz. Ben hatirlamiyorum "ne kadar" hakaret edildigini, ne kadar edildi?
Kimse Sezen Aksu'yu tehdit, ya da Aksu'ya karsi siddete yonelinecegine dair bir isaret etmedi. Etti mi? Ben duymadim. Edildiyse durum ciddidir. Edilmediyse sikinti yok. Her "yogunlukla" elestireni kinayacaksak ohoo, isimiz var.
Yapilan tek sey, tipki Niran Unsal'a, Fazil Say'a, Fatih Altayli'ya yapildigi gibi lafla elestiri yapilmasidir. Bunun haricinde de, gidip sokaktaki tabelanin (ki yerine takilacagini CHP'li belediye baskani da belirtti) asagi alinmasidir. Bu kadar.
Ben ne anaakim medyada, ne de internet ortamlarinda "extraordinary" bir Sezen Aksu linci gormedim. Benim derdim budur.
Abi ekşisözlükteki tepkileri ele alıp lince uğradı demek yanlış. Sabri'den Hz.Muhammed'e, Atatürk'ten Fatih Altaylı'ya kadar milyonlarca eleştiri var. Hrant Dink'e olanlarla karşılaştırmak filan elma armut meselesi oraya hiç girmiyorum.
Neden Teoman, Nihat Doğan aklıma gelmeyen diğer medyatik kişiler evet derken Sezen Aksu bu kadar tepki aldı diye sorarsak eğer bence
Sezen Aksu'nun hükümetin kürt açılımına karşı olanlara iki cihanda lekeli demesi -bir nevi hakarettir- bu beyaz türk denilen kesmin gücüne gitti bence, referandum da tüy dikti. Çünkü Sezen Aksu çoğunlukla bu beyaz türk denilen kesmin yücelttiği, abarttığı, izmirlilikten ekmek yiyen bir isimdi.
Bu son siyasi meseleleri bir kenara ayıralım.
Yıllardır medyada sezen aksu'nun sanatçılığı, sesi hakkında eleştiri yapıl(a)maz dikkat edersiniz. Bir nevi dokunulmazdır,tabudur.
Fazıl Say'ın çıkıp bu kadının sesi detone demesi kral çıplak denmesi kadar önemlidir benim nazarımda.
Sanatçıların politik görüşlerine göre sanatçı kalitelerinin sorgulanması çirkin bir şeydir, ama bu beyaz türk denilen kesim sırf bu yüzden verdikleri ekstra desteği, dokunulmazlık zırhını kaldıracaksa bu son yaşanan olaylar kendi adıma sevindirici olacaktır.
Yorum Gönder