İran'da kimin kimi seçtiğini veya atadığını gösteren bir grafik hazırladım sizler için. Aşağıda gördüğünüz seçimlerin nasıl olması gerektiği. Bir de hemen ilave edelim: Hem Bakanlar Kurulu hem de Parlamento Dini Lider tarafından seçilmediği halde O'nun onayını almak zorunda.
Uzmanların söylediklerine bakılırsa Sarah Palin'in Alaska Valiliği'nden istifa etmesini aşağıdaki üç nedenden biri tetikledi:
1. 2012 ABD başkanlık seçimlerine hazırlanma isteği;
2. Medyanın ve siyasi görevinin kendisine, beş çocuğuna ve ailesine zarar vermeye başlaması ve Palin'in ailesini koruma isteği;
3. Pek temiz bir siyasetçi olmadığı anlaşılması ve yasal yoldan yüklü miktarda para kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya kalması.
Cumhuriyetçilerin Palin'in bir daha Başkanlık seçimlerine katılmasına olanak vereceklerini hiç zannetmiyorum. Hadi diyelim olmadık şeyler oldu ve Palin aday oldu...Bu ancak ve ancak Obama'nın 2012 seçimlerini garantilemesini sağlar (eğer ikinci kere seçimlere katılırsa). Obama rahat bir nefes almış, Cuma akşamı içten içe gülmüştür.
%13.8'lik küçülme rakamı yüzümüze acı gerçeği vurdu. İşsizlik oranında da, hemen hemen dengimiz ülkeler arasında İspanya'dan sonra, en büyük rakam gene bizde.
Peki ne olacak? Öncelikle, IMF ile anlaşma yapılıp para akışı sağlanmalı; ki bunun ehemmiyetini daha 3 ay önce vurgulamıştık zaten.
İkinci önerinin sebepleri, şuncacık bir blog yazısında uzun uzadıya irdelenemez; yorumlarda diğer ekonomist arkadaşların katkısını da beklerim o yüzden. Ben konu hakkında kısaca bilgi verip "Acaba?" sorusunu sormakla yetineceğim.
Para politikasındaki temel mantık şu şekilde işler: Faizleri indirirsiniz, piyasaya daha fazla para salarsınız, ekonomiyi canlandırmış olursunuz; lakin bu enflasyon artışına, ve de paranızın diğer para birimleri karşısında değer kaybetmesine neden olur. "Yok param değer kaybetmesin" derseniz, piyasaya kapital giriş-çıkışını limitlersiniz ki (uluslararası piyasalara entegrasyonu azaltırsınız), sizin paranız belli bir değerde kalsın. İşte bu sebepten; modern makroekonomide "üçlem" diye bir olgu ortaya atılmıştır. Bir ülke, aynı anda hem sabit kur, hem bağımsız para politikası, hem de sınırlamasız kapital akışına sahip olamaz; bunların ancak ikisi geçerlidir.
İçinde bulunduğumuz durumda Türkiye'nin önünde enflasyon, cari açık ve küçülme tehlikeleri var. Bu sebeple tam olarak bir sakal-bıyık ikilemi, hatta "üçlem"i içindeyiz. Cari açığın finansmanı için yabancı yatırıma ihtiyacımız var, ihracat desek Türk lirası değer kazanmamalı, ama özellikle şu küçülme ve kriz ortamında enflasyona da dikkat etmeliyiz vs.
Yukarıda değindiğim acaba sorusu şu: Kur rejimindeki bir değişiklik içinde bulunduğumuz durumdan çıkmamıza yardımcı olur mu? Cari açık finansmanını kolaylaştırmak için bir sabit kur ayarlaması iyi gelir mi? Dolar rezervimizin sağlamlığı, fakat önümüzdeki dönemde erime riski böyle bir politikayı teşvik eder mi? Bu hamle risk primini düşürüp güven tazeleme yolunda bir adım olarak gösterilebilir mi?
Malumunuz, Başbakan Erdoğan Emniyet Teşkilatı'nın kuruluş yıldönümünde "Türk polisi rejimin güvencesidir" dedi. Sonra, tabii ki, gelsin tartışmalar.
Ülkemizin önde gelen "demokrat" kesiminin aldığı tutum muhtelif. Kimisi diyor ki "Olur mu öyle iş yahu! Rejimin bekçisi ordudur." Diğeri de diyor ki "Başbakanımız doğru söylemiş, eleştirenler hep zaten ordu şakşakçısı, darbeci!"
Sonra sözde uzlaşmacılar var; diyorlar ki "Rejimin bekçisi bir tane mi olur? Bir sürü bekçi vardır, boşuna tartışmayalım."
Ben de diyorum ki; "Ulan rejimin bekçisi mi olur? Rejim halk ile, halk için vardır. Polisi, orduyu bekçi tayin edersiniz; sonra da statükocu diye ötersiniz, demokrasi tehlikede dersiniz."
Yakanları savunanlar Adalet Bakanı oldu. Meydana çıkıp bağrınanlar milletvekili oldu. O gün sessiz kalanlar iktidar koltuğundan indi, sorarsan demokrat oldu. Oralar bir ara kebapçı oldu. Anmak kimilerine göre gereksiz oldu. Katliamın adı olay oldu.
Peki ya n'oldu? Nesimi, Asım, Metin, Muhlis, Muhibe, Hasret ve niceleri kül oldu.
Kül olanlar, siz rahat uyuyun. Diğerlerinin gözüne uyku girmeyeceği günler gelince biz sizi uyandırırız. O zamana kadar ayaktayız zaten.
Ne zamandır duymamıştınız bu lafı değil mi? Ben de. Duyunca çok mutlu oldum.
Nereden mi çıktı bu? Yeni kabine sonucunda sentezlenen Çevre ve Orman Bakanlığı (nasıl olsa ikisini de korumuyoruz, niye ayrı ayrı bakanlık maaşı verelim ki? İsraf.) koltuğunun sahibi Veysel Eroğlu söylemiş bir toplantıda. Demiş ki:
"Türkiye’nin bölgesel bir güç olmasını istemeyen bazı mihraklar, hatta bazı ülkelerin temsilcileri, maalesef bu barajın önüne set çekmek istiyorlar."
Sonrasında da "Dış mihraklar sözüyle kimleri kast ediyorsunuz?" sorusuna, şu karşılığı vermiş:
"Hangi ülkelerin bu konuda o bölgedeki insanları tahrik ettiğini, bu projenin önünü kesmek için ne büyük gayretler içerisinde olduğunu herkes biliyor. Bazı Türkiye’yi bölmek isteyenler de bunu çok açık biliyor."
Yahu biz ne kadar gerizekalıymışız? Meğerse Hasankeyf Barajı Türkiye'yi bölgesel güç yapacak kadar önemli bir barajmış; ama biz dış mihrakların gazına geliyormuşuz. Kültür falan diyormuşuz bir de utanmadan.
Hem zaten Bergama'da siyanürle altın aranmasına "sağlık" gibi fasa fiso bir sebeple karşı çıkanlar da bu dış mihraklar değil miydi? Çernobil sonrasında "Çayda radyasyon var." diyen mihraklara cevabı ekran karşısında hüpürdetme metoduyla vermemiş miydik?
Kimilerinin ağzına baraj takmak lazım ki sussunlar. Neydi gavurcası? Hah, dental dam.
Haber üzücü. 13 ve 14 yaşındaki iki kız çocuğu 7 gündür kayıp. Bronx Hayvanat Bahçesi'nde olandan daha çeşitli hayvanların varlığını sürdürdüğü ülkemizde, insanın aklına ne yazık ki çok kötü şeyler de gelebiliyor. Lakin haberi yapan muhabirin aklına daha da acayip şeyler gelmiş:
Bir başka iddiaya göre ise iki çocuk siyah oje, düşük bel kare pantolon, convers ayakkabıları ile dikkat çeken ve kendilerine "EMO"lar diyen bir punk gruba üye oldu.
Farklı görüşünüş ve konuşmaları ile dikkat çeken grup üyelerinin kendi aralarında kullandıkları farklı bir dilleri var.
Bütün yazım hatalarını bir yana koyalım. Emo'lar grubu nedir? Siyah ojeleri ile dikkat çeken kızların haber fotoğrafında, niye tırnaklarında siyah oje yok? Düşük bel kare pantolon ne demek, üçgen pantolon da mı var? Emo'lar kendi aralarında nasıl bir dille anlaşıyorlar, kuş dili mi? Bu haber converse satışlarını nasıl etkiler? Ne içiyorsunuz lan bu haberleri yaparken?
Hepimizin bildiği üzere, Michael Jackson kardeşimiz Regaip Kandili günü hayata gözlerini yumdu. Tabii bu da, kendisinin ne kadar mübarek olduğunu gösterir. Eh, biz de, memleketçe, bu mübarekliği ödüllendirmek için elimizden geleni ardımıza koymamalıyız tabii.
Aslında beni hayal kırıklığına uğratan gazete Vakit oldu. Hüseyin Üzmez'e kucak açmış bir organın Michael Jackson'un Müslümanlığı konusunda daha hassas olmasını beklerdim, üzüldüm. Irkçılık yaptılar kanımca.
Mardin'in Mercimekli Köyü'nde, Jackson'ın gıyabında bir cenaze namazı kılınmış. Resimde bize en yakın olan şirin ufaklık kılmamış ama pek o namazı; ki sanırım kendisi dağıtılan taziye helvası ve ekmek için gelmiş oraya. Pek tombul bir şey zaten.
Yalnız Michael Jackson için "sanat güneşi" demişler konuşmada. Halbuki bizim sanat güneşimiz tektir:
Başka bir üzücü detay da, aynı gün kaybettiğimiz, Charlie'nin biricik meleği Farrah Fawcett'ın güme gitmesi. Gerçi kendisi vakt-i zamanında Şener Şen tarafından bile reddedilmişti:
Not: Ölmemizin sebebi, ölümü bir kaçınılmazlık olarak görmemizdir. - Kafası iyi Stewie McGriffin.
Beni ve muhtemelen pek çok başka internet kullanıcısını Internet Explorer illetinden kurtaran, sekme nimetiyle tanıştıran ilk göz ağrım Firefox bugün "bi' yaşına daha giriyor"! Bütün dünyada yerel olarak saatler 3:50'yi gösterdiğinde FF severler çıldıracak, tweet'ecek, bloglardan, Feysbuk'tan dünyaya "FF 3.5 geliyor, tükenmeden alın!" diye haykıracak.
Kod adı Shiretoko olan FF 3.5'ta (bir ek$i sözlük yazarının deyimiyle "Firefox yusuf yusuf") aşağıdaki ilk videoda da görebileceğiniz üzere birkaç yenilik var. Gerçi zaten yenilik olmasa neden yeni versiyon sürülsün ama.. Mike Beltzner Bey'in bize FF 3.5'in nimetlerini anlattığı video İngilizce olduğu için burada ben özetleyivereyim;
FF 3.5 daha hızlı! Diğer tarayıcıları bilmiyorum, ama önceki versiyonlarına göre oldukça daha hızlı olduğu söylenmekte.
Daha gizli! "Pornocu modu" olarak adlandırılan "gizli gezinti" (private browsing) imkânı Google Chrome'dan sonra, FF 3.5'ta da hayata geçirilmiş. Videoda verilen örneği de verelim; mesela bir arkadaşınıza hediye aldınız ve bilmesini istemiyor musunuz? Hemen oradan tıklayıp "son 1 saat içinde girip çıkılan hiçbir şeyi hatırlama sakın!" diyorsunuz ve da taa! İzinizi kaybettirdiniz bile! Ayrıca seçici bellek kaybı uygulayıp yalnızca belli siteleri, belli adresleri hatırlamamasını sağlamanız da mümkün. Firefox'un önceki sürümlerinde Stealther tarzı eklentilerin sağlantıları bu sefer programa dahil varsayılan özellikler olarak geliyor. Sevgililerine güzel sürprizler yapmak isteyenlere ve kötü sürprizler yapmak istemeyenlere hayırlı olsun!
Normalde mevcut pencereyi açık olan sekmelerle birlikte kaydedip kapatma ve bir pencerede kapatılan son birkaç sekmeyi geri açabilme özelliği vardı eski sürümlerde. 3.5'te ise yalnızca kapatılan son birkaç sekmeyi değil, daha önce kapatılmış son birkaç pencereyi bütünüyle belleğinde tutuyor FF ve tuttuğunuzu geri getiriyor. Artık Firefox'un belleği benimkinden daha güçlü..
Bir başka yeni özellikse herhangi bir eklentiye ihtiyaç duymadan video oynatabilmesi. Bunun kapsamını bilmiyorum, ama görünüşe bakılırsa oynatılan herhangi bir videoda FF'un bir becerisi olarak sesi açma/kısma, videoyu şıp diye kaydediverme gibi özellikler eklenmiş. Benim an itibariyle kullanmakta olduğum DownloadHelper eklentisine gerek kalmıyor gibi.. Bir de bu "açık video" sisteminin başka öğelerle etkileşebildiğini söylemişler ama o beni aşar, anlayan bana da anlatıversin.
Yerelleştirilmiş gezinti özelliği, bulunduğunuz konumdan FF 3.5'i haberdar etmenize ve yaptığınız türlü eylemde size daha çok uyabilecek sonuçlar getirmesine yarıyor. Henüz denemedim, ama tutup da almayı düşündüğüm bisiklet kaskı için bana Pakistan'dan sonuç getirmemesi güzel olur tabii..
İndirilebilir yazı tipleri eklenmiş, güzel olmuş. Ayrıca özellikle tasarımcı/programcı insanlar için eklenen bir dizi özellik var ki, oh oh.. Çok şahane! Burada anlatmakla bitiremem, kendileri baksınlar onun için en iyisi.
Windows, Mac ve Linux uyumlu, 70 dile çevrilmiş.
Görüntüsünü değiştirebilmek, kişiselleştirebilmek için yeni özellikler eklenmiş. Tükettiği RAM az geliyorsa (yuh size!), biraz da görüntüsüyle orasıyla burasıyla oynayıp bilgisayarınızı daha fazla kasabilirsiniz. Bence gerek yok ama güzel de görünüyor kerata be?
Görünüşe bakılırsa, FF severler olarak FF 3.5'ten de yine gayet memnun kalacağız. Her ne kadar biraz RAM oburu olsa da, zaman zaman mecburiyetten kullandığım IE ve çok sade ve pratik olduğu için tercih edebildiğim Google Chrome'a göre bence hala üstün bir tarayıcı. Safari kullanmak için fazla tutucuyum, her şeyi ters geliyor ve Opera da ücretliydi sanırım? Dolayısıyla hem ilk göz ağrım olması, hem internet kullanımını fazlasıyla kolaylaştıran (örn., Mouse Gestures Redox) ve keyifli hale getiren (örn., StumbleUpon!) sayısız eklentisi, hem de çok açıdan kişiselleştirilebilir, orasının burasının kurcalanabilir olması ve bu versiyonunda da bir dizi eksik gediğinin giderilmiş olması ve tükettiği onca RAM'in biraz daha hakkını verecek olması itibariyle diğer tarayıcılara tercih edeceğimdir kendisini. Herkese de çılgınca öneririm!
FF 3.5 TSİ bugün saat 17:00'de kullanıma sunuluyor! TSİ yarın sabah 9:50'de dünya çapında bir "küresel süper çılgın kutlama şoku" olacak benzer şekilde. TSİ bugün saat 3:50'de yavru şokların yerel yansımaları çerçevesinde Türkiye'de FF 3.5 için çıldırmak isteyenler şuralardan buyursun;
- Shock 'n' Share on Facebook
- Shock 'n' Roll with Firefox 3.5 on Twitter
- Twitter'da sizin gibi saati 3:50'yi gösterende çıldıranları görmek için buraya tıklayın.
- Facebook'tan insanlara abuk subuk ücretsiz FF hediyeleri göndermek için buraya tıklayın.
- Saat 3:50 hareketlenmecesiyle ve isterseniz nasıl katkı sağlayabileceğinizle ilgili ayrıntılı bilgi (İngilizce) için buraya tıklayın.
Düdüt: Sağ üstteki FF ikonu sizi herkese yetecek kadar FF 3.5 bulunan bir yere götürecek. Oradan gidemezseniz bir de buradan deneyin. Yetmezse, sona ve donakalırsanız beni bulun, ben göndereyim size ihtiyacınız kadar. Ama şu an bende de yok, zorlamayın. Yarım saat sabır, saat 16:29.
Düdüt 2: Sıradaki bağlantımız tüm "Ner'de kaldı yahu?" diye merak edenlere gelsin:
FF 3.5 Release & Tracking Schedule
(Beltzner'la konuştum, haberler iyi. 18:15'te hazır olacağını söylüyor, selamı var.)
Düdüt 3: ...ve beklenen an geldi! Şuraya geldi. 18:43
Düdüt 4: Buradan da dünya çapında FF 3.5 indirilen yerleri görebilirsiniz. 18:52
Düdüt 5: Terfi ettim, ve fakat 12 eklentimden pek severek kullandığım -hatta bu yazıda da yer verdiğim- Mouse Gestures Redox ve Dictionary Tooltip eklentilerim uyumsuz kaldı. Neyse ki gani gani eklenti var ve dictionary tooltip'in yokluğunu Babelfish Instant Translation sayesinde hissetmeyeceğim gibi görünüyor. Mouse gestures redox yerine de Fire Gestures ediniverdim, eskisinden iyi oldu allaama! 19:21
Bu arada son olarak eklemeden edemeyeceğim, videodaki Mike Beltzner bana Gürgen Öz'ü android.
Hoşgeldiniz. Blogu şehri gezen bir sırt çantalı turist edasıyla dolaşabilirsiniz tabii, ama biz elinize bir harita verelim gene de.
1. Alttaki renkli "Komünal Manifesto" tuşuna basarak nasıl ve neden kurulduğumuzu mizahi bir üslupla elen alan yazımıza ulaşabilirsiniz.
2. Yandaki menüden istediğiniz konudaki yazılara hızlı geçiş yapabilirsiniz. Konu hakkında ayrıntılı bilgi için imleci o konu başlığı üzerinde tutunuz.
3. Daha aşağıda yazar listemizde, yazarın ismi üzerine tıkladığınız zaman sadece o yazarın yazılarına da ulaşabilirsiniz.
4. Daha ayrıntılı başlıklara ulaşmak için (din, demokrasi, ordu vs. gibi) gene bu kolonun aşağısında bulunan "etiket bulutu"na bakınız, ya da arama kutusuna aradığınız anahtar kelimeyi (Shakespeare'dan HSYK'ya geniş bir çerçevemiz mevcut) yazınız.
"Bağırma bana! Şu üslubuna dikkat et! Vatandaşla konuşmuyorsun!"
Savcının, polis memuru Behzat Ç. ile diyaloğu esnasındaki isyanı. Bir de yorum mu yapalım üstüne?
-----
7 Ağustos '10 - 23:39
"Yani bence bir sakıncası yok ama bir Türk'e Arap kıyafeti giydirilmiş gibi oluyor."
Büyük ego Erol Büyükburç'un, arabesk söyleyen Türk şarkıcılara ilişkin yorumu. Ağzını eğe büke Elvis Presley taklitleri yapan, Amerikan müziği söyleyen adam sen değil miydin be adam? Sen kovboy çizmesi giyerken iyiydi? N'oldu?
"+ Kadın mısın? - Ee... Hayır, kızım. (...) + Hayır, yani kadın mısın erkek misin diye cinsiyetini sormuştum ama..."
Canlı yayına telefonla bağlanan Özgür isimli izleyici ve Okan Bayülgen arasındaki diyalog. Oysaki Okan Bayülgen "bağyan mısın?" dese böyle mi olurdu?
-----
3 Ocak '09 - Akşam
"Nasıl da narin tutuyor ipi, tıpkı yeni gelin gibi!"
Cinsel göndermelerin b.kunu çıkaran Wipeout 2'deki boru sesli anlatıcı adam.
-----
18 Kasım '09 - 11:27
"Kalça günü iyi oldu ama kalçamın üstüne oturamıyorum, sizi ayakta izliyorum şimdi."
Göbeğin ve göbeklinin düşmanı, "şişman kadın çirkindir" veciz sözünün sahibi Ebru Şallı'nın TV8'deki programı Ebruli'ye gönderilen bir izleyici mesajı.
Napıyo' lan o sapık size de böyle oluyorsunuz? O ucube kadını izleyen, para kazanması için yardım ve yataklık edenler beter olsun beter!
-----
24 Ekim '09 - 01:16
- Gemideki tek bayan sen miydin? + Evet. - (Gülmeye başlayarak) 89 gün boyunca gemideki tek bayan sendin? + Evet - Ekikikikikiki kikir kikir... Korkmadın mı? Ekikikiki...
Beyaz, rehin alınan Horizon 1 gemisinin kaptanı hanımla diyaloğu. Sözde bayan diyerek kibar olmaya çalışan Beyaz, aptal cinsel imalarının çok komik olduğunu düşünürken.
Bu şekilde olsan olsan ceviz görünümlü muhafazakâr bir meşe olursun. Balta seni!
-----
18 Ekim '09 - Öğlen
- Okula gitmeyen adam olabilir mi? + Hayır. - Peki sen büyüyüp adam olunca, yani çok para kazanınca ne yapacaksın?
Bir kız çocuğuna "adam" olmak ile ilgili bir soru soran Bergüzar Korel'in daha sonra adam olmayı "çok para kazanmak" olarak tanımlamak suretiyle tüy diktiği "Çocuktan Al Haberi" programından bir enstantane.
-----
7 Ekim '09 - 21:51
BU: Behzat Uygur H: Hamiyet
"BU: 3 basamaklı en büyük çift sayı kaçtır?
H - On bin?
BU: Tamamı bir kıtayı kaplayan ülke hangisidir?
H - Afrika?
BU: Akdeniz'deki en büyük ada hangisidir?
H - Kıbrıs?
BU: Biber salçası, kızarmış ekmek, dövülmüş cevizle yapılan meze nedir?
H - Acuka?
Bak Şu Duvara isimli Japonya kökenli yarışmanın mikro ölçekteki "bilgi yarışması" bölümünde Hamiyet isimli şahsın enfes performansı. Behzat Uygur'un sorduğu bütün sorulara yanlış sorularla karşılık verdiği için büyük ödülü kazandı gönlümüzde.
----------
29 Eylül '09 - 00:40
"Yılda 700 seksi ben bile yapamam! Hele ki evdeki teyzemle, hiç yapamam..."
84 yaşındaki Prof. Dr. Mustafa Öz, oğlu Mehmet Öz'ün "yılda 700 seks" önerisine çüküyle itiraz ederken.Zira bu söz, bir beyinden çıkıyor olamaz.
----------
9 Eylül '09 - 00:20
"Evin içinde herkes kendi işini yapacak. Kadın kendi işine bakacak, erkek kendi işine..."
'Kişisel gelişim'ci İnci Yeşilyurt hanımefendi geleneksel rollerden ödün verilmemesini, muhtemelen illa birileri gelişecekse erkeklerin gelişmesini salık verirken.
----------
4 Eylül '09 - 19:28
"Çemberi iyice daralttık, biraz sabır tavsiye ediyorum." Muammer Güler, Münevver Karabulut'un ailesine sabah akşam günde 2 sefer yemekten sonra sabır tavsiye ederken.
-----------
19 Ağustos '09 - 13:32
"Her kıvrımımı yemin ederim avuçluyorlar. Yaşlı teyzeler.. E sahnede de erkekler tarafından tacize uğruyorum tabii."
Ece Erken'in programındaki konuk kadın, hem kendi cinsinden, hem karşı cinsten tacizi ne derece içselleştirdiğini, kabullendiğini ifade ederken.
IEA World Congress 2021
-
A few words on the International Economics’ Association online World
Congress, July 2-6, on the theme “Equity, Sustainability and Prosperity in
a Fractured...
The Years Of Writing Dangerously
-
Thirteen years ago, as I was starting to experiment with this blogging
thing, I wrote the following: [T]he speed with which an idea in your head
reaches th...
Herşey Okey için
-
82/1 tertip olarak Manisa Kırkağaç Jandarma Komando Er Eğitim Alayından
usta birliğim olan Kars Kağızman'a gittim. Paslı Karakoluna düştüm.
Karakolda 2 uzm...
Yapma Arshavin, yapma!
-
MANU'da 7 numara demisken, o forma mesela Arshavin'e cok yakisirdi.
Yetenekli, karakter sahibi, akilli (biyografi kitabinda bayanlara ehliyet
verilmemesin...
Gundemden 6. Bolum - 30 Temmuz '08
-
Bu bolumde AKP ve Ergenekon davalari, Gungoren'de meydana gelen saldiri,
Vakit gazetesi (rutin oldu artik), Melih Gokcek'in icraatleri ile cesitli
cesaret ...