2011 Uludere katliamı: 29 Aralık 2011. http://yalnizdegilsinvan.wordpress.com
hip hop etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
hip hop etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

12 Mart 2009 Perşembe

"808s & heartbreak" hakkında düşünceler

Kanye West son albümü 808s & Heartbreaks'den bahsederken, hepimizi güldürerek, "pop art" tabirini kullanmış. Tabii ki Bay West bu sözleriyle aynı terimi kullanan sanat akımının bir parçası olmanın aksine albümüne hakim olan popüler duruş ve sanatsal yöntemine dikkat çekmek istiyor. Rock kültüründe Sonic Youth, Brian Eno, Tv On the Radio, Deerhoof gibi oluşumların müziğinden bahsederken genelde "art rock" denir. Art Rock müziklerde genelde avant-garde etkilenimler, müziğin oluşturulmasında kullanılan yöntemler ve muziğin formal yapısı ön plana çıkar. Bu paralelde Kanye West'in albüne belki de "art pop" demek daha doğru olabilir. Son albümünde Kanye West'in sanatsal yaklaşımına dair en büyük ipucu Kanye West'in müziğin kendisiyle birlikte müziğini nasıl oluşturacağına verdiği önemdir. Albümün adında yer alan 808s, Kanye West'in tüm albüm boyunca kullandığı Roland TR-808 marka ritim programlayıcısından esinlenilmiştir. Kanye West bu enstrumandan çıkan sesleri transpoze ederek melodik ritimler oluşturmuştur. Kalın seslerden dolayı perde değişimlerini farketmek ekstra ilgi gerektirmektedir. Robocop adlı parçada ağır elektronik davul girişi beklenmedik bir şekilde aşk ve heyecan dolu Kissing in the Rain melodisine dönüşüyor. Nakaratta tekrar ritmik kırılma yaşanıyor ve girişteki davullara geri dönülüyor . Bu noktada kalın bass davul seslerinde gizlenmiş melodik altyapıyı duymaya başlıyoruz. Ritimlerin yanısıra Kanye West vokallere de büyük bir teknik önem veriyor. Kanye West'in şaşırtıcı miktarda şarkı söylediği bu albümde, kanye west'in sesi büyük oranda auto-tune ve vocoder efektleriyle harmanlanmış. Auto-tune, adından da anlaşılacağı gibi, kendine gelen sesleri belirli frekanslara yönlendirir, akort eder. Sonuç olarak Cher'in "Do you believe" sesi ortaya çıkar. Vocoder ise belli bir enstrumandan çıkan frekansları başka bir kaynaktan (ağzından mesela) çıkan seslerin frekanslarının şiddetiyle çarpar. Genelde bir enstruman ile insan sesi çarpıştırılır ve sonuç olarak, örneğin, Daft Punk'ın "Harder, Better, Faster, Stronger" şarkısında (gerçek anlamda) bize bir şeyler anlatan gitar solosu ortaya çıkar. Albümdeki şarkıların neredeyse hepsinde bu efektleri duyabilirsiniz. Şarkı söylemek Kanye West'in forte'si olmadığı aşikar, dolayısıyla bazi eleştirmenler bu vokal efektlerinin Kanye'nin eksiklerini kapatmak için kullanıldığını savunmaktadır. (dineyin: Love Lockdown) Bütün bu teknik altyapıdan öte, günün sonunda Kanye West bir pop/r&b albümü ortaya çıkarmıştır. Albümde aşktan, kalp kırıklıklarından ve üzüntülerinden bahsetmiştir. Genelde başkalarının yanında dinlemeye utanacağınız basit sözler yazmıştır. Fakat şarkılardaki raplerin azlığı, retro sentetik ritim ve melodilerin kullanılması albüme indie bir uç kazandırmıştır. Kanye West özgün, düşünce kokan, başarılı bir albüm ortaya çıkarmıştır.

23 Şubat 2009 Pazartesi

ibrahim tatlıuyak

Yoldaş Shelby'nin (1. Komünal dedik bir kere, 2. özel hayat saydamlığı konusunda konsensüs nedir? hoş, e-posta adreslerinde isimlerimiz zaten yazıyor) yazısı olmasa Ceza'nın İbo Show'a çıktığından haberim olmayacaktı (Kavga konusunu duymuştum çünkü iş arkadaşlarım offiste hurriyet.com.tr okuyorlar. (Bu konuya fazla girmeyeceğim çünkü burası daha çok radikal-iki'sel bir sanal ortam(bakınız self-reference))) Shelby'nin transkripsiyonu içimi rahatlattı çünkü İbrahim Tatlıses'in rhymeları anlamsız bir kaç kelimeydi. Ki ben bu bireyden "Seninle benim aramda irice bir fark var" gibi sözler duysam şaşırmazdım. (yuh) Öte yandan akla gelen diğer bir soru Ceza'nın o programda ne aradığıdır. Aslında buna ben pek şaşırmadım çünkü Ceza geçtiğimiz haftalarda sanırım adı Rapstar (Aslında bu Ceza'nın albümlerinden birisinin adı) olan bir yarışma programında jüri üyesi olarak ekranlara çıkmaktaydı. Programı bir kere kısa süreliğine seyrettim ama gözlemlediğim kadarıyla Ceza çok gergin ve suskundu. Kötü rap'e kısaca "kötü olmuş" diyip sırasını savıyordu. Yarışmayı seyrettikten sonra Ceza'nın myspace sayfasına giderek bu konuda biraz daha bilgi edinmek istedim. Sayfada Ceza'nın menajeri Roka tarafından yarışma hakkında neredeyse özür dileyen, defansif ve mantıksallaştıran bir açıklama vardı. Bay Roka programın kendilerinin beklediği gibi olmadığını daha workshop ağırlıklı, Türkçe rap'i geliştiren ve tanıtan bir formatta olacağını beklediklerinden, bunun için çalışacaklarından bahsediyordu. İbo Show'un hemen sonrası bay Roka başka bir yazı yazarak yine benzer düşünceleri aktarıyordu: gömlek üstü yelek giymiş,ayağında şalvar, kafasında kasket ile rap şarkısına elleri havada ritm tutan bir adam hiç görmemiş olmanız sizde şaşkılık uyandırabilir,gözünüze abest gelebilir ama gönül gözüyle bakabilirseniz hayatında belki de hiç rap ya da Türkçe rap dinlememiş insanların o hallerini coşku ile karşılarsınız inanın. benim tamamen büyük önyargı ve stres içerisinde izlediğim ancak aslında büyük bir olayın gerçekleştiğine şahit olduğum yegane programlardan oldu. kaynak burada Ceza ve beraberindeki insanların "gerçek, bozulmamış, satılmamış hip-hop" adına dışarlayan bir tavır sergilememeleri ve hiphop kültürünü ne pahasına olursa olsun yaymak istemeleri olumlu bir yaklaşım olarak görülebilir. Popüler kanallarda devamlı dinletilen alışılan müzikal biçimlere bir seçenek sunulması saygı duyulasıdır. Zaten Ceza'nın duruşunda her zaman bu şekilde uzlaşmacı ve açıklayıcı bir taraf olmuştur. Yıllar önce Harbiye Açık hava Konser salonunda bir konserinden önce yaptığı bir röportajda gençlerden anne-babalarına şarkılarını dinletmelerini istemiş, yaptığı müziğin dejenere olmadığını savunmuştu. Bununla birlikte pop müzisyenler dahil çok farklı sanatçılarla çalışıp, değişik tarzlarda müzik yapmıştır. Hatta yakında Müslüm Gürses ile bir konsere çıkıyor kendisi... Yıllar önce John Cage de bir televizyon programına çıkıp inandığı müziği insanlara göstermeye çalışmıştı. En azından bugün Ceza televizyon ve halk tarafından John Cage'e göre çok daha fazla saygı görüyor.