2011 Uludere katliamı: 29 Aralık 2011. http://yalnizdegilsinvan.wordpress.com
KADIN etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
KADIN etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

9 Şubat 2010 Salı

Baba Beni Öldürme!

16 yaşındaki Medine'nin, erkeklerle konuşuyor diye diri diri gömüldüğünden hepimizin haberi vardır herhalde. (Türkçe bir haber burada, ve The Guardian'daki haber de şurada.)İki metre derinliğinde bir çukur kazıp, Medine'yi, erkeklerle konuşuyor diye , elleri ve ayakları bağlı bir şekilde, canlıyken (ve korkmuşken, ve dehşet içindeyken büyük ihtimalle) o çukura koymuşlar, ve üzerini kapatmışlar. Yapılan otopside çiğerlerinde toprak bulunmuş 16 yaşındaki Medine'nin, erkeklerle konuşuyor diye. Guardian'ın haberine göre, Medine, her yıl töreye kurban giden yüzlerce insandan biri. Türkiye'de işlenen cinayetlerin yarısı, töre cinayeti. Küçücük kızlar, namus uğruna öldürülüyorlar. 2009 tarihli, Başbakanlık İnsan Hakları Başkanlığı'na ait bir rapora göre, töre uğruna 5 yılda 1000 cinayet işlendi. Ayni rapora gore, cinayetlerin nedenlerinden bir kismi soyle: "Cezaların artırılması veya yüksekliği bu fiilleri işleyen veya işleyecek kişiler üzerinde caydırıcı etki yaratmamakta. Bu suçları işleyenler pişmanlık duymamakta. Geleneksel kalıplarla belirlenen namus anlayışı bu kişiler için toplumsal ve bireysel varoluş anlamına gelmekte." Namus kaygısı, bir insanı, başka bir insanı, kardeşini, kızını, torununu öldürebilme hakkı olduğuna inandırabiliyor yani. Binlerce kere oluyor bu. Medine polisten yardım istemeye kalkmış. Katledilmeden iki ay önce polise başvurmuş, fakat koruma altına alınmamış. Onun gibi bir çok kadının yardım isteyebileceği yerler sınırlı, bu kadınlara sığınak yok denecek kadar az. Bu sığınakların, bu konuyla ilgilenen kurumların bulabildiğim bir kısmını listeledim. 1. Uluslararası Af Örgütü (Amnesty International) - "Kadına yönelik şiddete son" başlığı altında, töre cinayetlerini de içeren, Türkiye'de kadınların maruz kaldığı şiddet unsurlarını yok etmeye yönelik bir dilekçe kampanyası devam etmekte. 2. Töre Kurbanları: Anasayfada töre cinayetlerine dair haberler yayınlanıyor. Aile içi şiddet acil yardım hattı var. İnternet üzerinden bir dayanışma ve iletişim sitesi. 3.Mor Çatı: Kadın Sığınağı Vakfı. Yine kadına yönelik şiddete karşı bir dayanışma platformu. Bu siteye göre, kadınlar sığınma istediğinde, bulundukları illerdeki polis merkezine ya da Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvurabilirler. Ayrıca Sosyal Hizmetler İl Müdürlükleri'nden sığınak talep edebilirler. 4. KAHDEM: Kadınlara Hukuki Destek Merkez Derneği. Kadın hakları ve aile hukuku konusunda internet üzerinden hukuki destek vermektedir. Ayrıca Mor Çatı'nin sitesinden başka linklere de ulaşmak mümkün. Ben bunlardan başka, özellikle küçük illerde, köylerde, internete ulaşımın zor olduğu yerlerde, kadınlara ulaşmaya çalışan bir kuruluşa rastlamadım. Bunun üç nedeni olabilir, ya özellikle bu konuda çalışma yapan bir kuruluş yok, ya ben yeterince arama yapmadım, ki bu da bu kuruluşa ulaşımın nispeten zor olduğunu gösterir, ya da böyle bir oluşum var, hedef kitlesine ulaşıyor ve ben gerçekten de, bir okyanus öteden, internet üzerinden bu bilgiye ulaşamıyorum. Umarim budur nedeni. Ekleme: Elimize yeni bilgiler ulaşti.Uçan Süpürge'ye buradan ulaşabilirsiniz. Ayrıca Nüfus Bilim Derneği'nin de bir raporu var. İstanbul, Adana, Batman ve Şanlıurfa'da yapılmış bir çalışma. Töre cinayetleri konusunda neler yapılabilir sorusuna çeşitli cevaplar sunuyorlar. Bunlardan en çok dikkatimi çeken, kadınlara sunulan ekonomik olanakların arttırılmasıyla ilgili. Bu çevremde, annemlerin konuşmalarından vs. hep duyduğum bir neden. Kadının ekonomik gücü, ona bağımsızlık sağlıyor. Bu alanda çalışan, küçük işyerlerine (bakkal, tuhafiye gibi) mikro-kredi veren uluslararası bir kuruluş var: Kiva. Dünyanın herhangi bir yerindeki insanlara, en az 25 dolar olacak şekilde kredi verebiliyorsunuz. Sonra bu parayı parça parça geri alıyorsunuz. Kredi isteyenleri bulundukları yere, kadın ya da erkek olmalarına, istedikleri kredi miktarına göre arayabiliyorsunuz. Burada hiç Türkiye'den kredi isteyen birini görmedim ben. Bu tabii ki, töre cinayetlerinden ayrı bir konu ama yine de çözümün bir parçası olabilir.

30 Ocak 2010 Cumartesi

Milliyet internet sayfasında rehberli bir gezinti

Yılmaz Özdil'in çığır açan yazıda yalınlık yaklaşımından ilhamla ben de görsel yalınlık tekniği ile bir mesaj vermek istiyorum: En yukarıdayız. Milliyet logosunun hemen yanında Renkli hayatlar linki var. Tıklayınca bir milyarderin çıplak kızı sigara içiyor. Gelelim günün manşetlerine: Dünyanın paylaştığı market çılgınlıkları. Habere, pardon foto galeriye bağlantıyı veren fotoğrafta iç çamaşırlı hanımlar herşey gayet normalmiş gibi alışveriş yapıyorlar. Merak edip bağlantıya tıklıyoruz. Fotoğrafların çoğu marjinal görünümlü, değişik kıyafetler giymiş kadınlı erkekli insanlara, değişik objelere ait. İç çamaşırla dolanan erkekler de var. Hakikaten manşetlik(!) bir 'haber' olmasını geçtim de ana sayfadaki fotoğrafın seçimi Milliyet'in erkek egemen, erkeği değil sadece kadını fantazi objeliğine indirgeyen kafa yapısına takıldım desem. Gülmekten kırıp geçiren fotoğraflara tıklamamız için bizleri içeriye davet eden bir çıplaklık lazım tabi. Neyse adil olmak lazım, bu sefer ilgilenenler için boxerlı erkekler de var. Gelelim suçüstü yakalananlara. Yanlış anlamayın bu da haber değil, sadece foto galeri. Yine en çıplak fotoğraf baş sayfada. Galeride gerisini arayanlar hüsrana uğrayabilir. Ha bu arada gıdığından rahatsız olanlar, daha ince bir gerdan isteyenler de unutulmamış. Biraz daha aşağılara iniyoruz. Soldan sağa göremeyenler için geliyor: 'Göğsünü açtı tarihe geçti' -insan nasıl tarihe geçtiğini hakikaten merak ediyor değil mi?- , 'transa sokup taciz etti' -bu sayfada rastladığımız ender haberlerden ama o buğulu fotoğraf başka taraflara mı hitap etmeye çalışıyor yoksa ben mi kötü niyetliyim bilemedim- , 'Fener'in gözü N'onda'... Daha N'ediyim... İn in biraz daha aşağıya in. İşte burası gazetenin en samimi en sıcak kısmı. Bazı başlıklar şu şekilde: Taciz maduru ünlüler, Ünlüler onu paylaşamıyor, Nefesleri kesen modeller, Gözler onun üzerinde, Futbol takımının böylesi. Daha yukarılarda gördüğümüz başlıklardaki dolaylılık veya alakasızlık burada pek yok. İfadeler daha öznel. Neyse o kardeşim, bizim buralarda göte göt derler kayıtsızlığı hakim. E normal. İyice aşağılardayız sonuçta. Eren yasası: Internet gazetelerinde aşağıya inildikçe dolaylılık azalır. Milliyet gazetesinin internet sitesini üç kelimeyle tanımlarsak: libido yükseltici(!), yarı pornografik, seksist. 'Porno ve saçmalıklar sitemiz için aşağıdaki linke tıklayın' deseler ve tüm alakasızlıkları bir yerde toplasalar o kadar da itiraz etmeyeceğim. Ama saf olmamam lazım. Türkiye'de gazeteciliğin amacı sadece porno ve saçmalık severleri memnun etmek değil. Siteye başka amaçlarla -haber almak falan gibi demode şeyler için mesela- gelen erkek güruhunu derinlerdeki fantezileriyle yüzleştirmek gibi ulvi bir görev söz konusu. Milliyet iktisatçıların tabiri ile marjindeki okuyucuyu hedeflemiş gibi duruyor.