2011 Uludere katliamı: 29 Aralık 2011. http://yalnizdegilsinvan.wordpress.com
Domuz Gribi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Domuz Gribi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

27 Ekim 2009 Salı

Öpme!

İlk olarak ABD'ye geldiğimde, insanların sürekli olarak dile getirdiği bir potansiyel sorun vardı: Kültür şoku. İlginç bir fenomen o, keza ne günlük konuşma diline hakim olabiliyorsun, ne insanlara nasıl yaklaşman gerektiğini biliyorsun, yemeği, içkisi, sportif faaliyeti vs. herşey farklı. Adaptasyon becerileri düşük insanlar için çekilir dert değil bu. Lakin belli bir süre sonra bu iş tersine dönüyor, bu sefer uzun bir süre sonunda Türkiye'ye döndüğünde bir kültür şoku yaşıyorsun. Mesela yaya geçidinin beyaz çizgilerinin, taşıtların tekerleklerini aralarından daha da hızlı geçirebilmeleri için yapılmış oyun platformları olduğunu unutuyorsun, adımını atar atmaz kulağında yankılanan "Vıııııın!" sesi seni kendine getiriyor. Etrafta elbise, parmak arası terlik, şort vs. giyen insanların azlığı seni şaşırtabiliyor, ilkokulda Hayat Bilgisi dersinde işlediğin "Yazın giyilen giysiler" ünitesini bir daha gözden geçiresin geliyor.
Bu kültür şoku ögelerinden biri de, her gördüğün tanıdığının "Ooo n'aber?" cümlesi eşliğinde seni tutup/elini sıkıp öpmeye çalışması. Kendini geri de çekemiyorsun, bu sefer "yabani" damgası yiyeceksin çünkü. Ama herkesin vücut ifrazatı ile ekstra bir tanışıklık hali de rahatsız ediyor seni. Kışın "hafiften hastayım da öpmeyeyim" bahanesi kurtarabiliyor da, yazın o da yemiyor.
İşte bu gereksiz örf ve adetimizden (ikisi arasındaki fark nedir? bunlar ayrılmaz ikili midir? yalnızca birini kullansak anlam bozulur mu?) kurtulmak için beklediğimiz fırsat ayağımıza geldi. Bakan Recep Akdağ demiş ki: "Domuz gribi sebebiyle 5 ay öpüşmeyin." Belki insanlar ciddiye alır, belli bir süre sonra da herkesi öpmenin gereksiz bir icraat olduğunu idrak ederler.
Kim ne derse desin, bence AKP hükümetinin şu ana kadarki en başarılı halka seslenişi budur. Ne gerek var yahu yalap şalap? Beyin göçünün, daha doğrusu göçen beyinlerin geri dönmemesinin sebeplerinden birisi bu bakın, demedi demeyin...

6 Mayıs 2009 Çarşamba

Domuz Gribi Salgını

Son on gündür Meksika ve Amerika başta olmak üzere her ülke domuz gribi ile çalkalanıyor. İşyerinde durmadan "domuz gribinden yakalandığınızı nasıl anlarsınız," "işyerinde hijyen" başlıklı iletiler geliyor. Türkiye'de kesinleşmiş bir vaka olmamasına karşın İstanbul'da yaşayan ailem bile bana telefonda sokağa çıkarken çok dikkatli olmam gerektiğini, haberleri takip ettiklerini söyledi. Domuz gribine medya gribi desek daha doğru olacak sanırım. Acil durum çağrısı yapan durmadan sayısı artan gazete makalelerini, elektronik posta iletilerini ve televizyon haberlerini okuyup gördükçe geçen hafta ben de korktum ilk önce. Domuz gribinin teşhisinin yapıldığı ilk gün hafif de ateşim olunca açıkçası panikledim. İş yerinden çıkarken karşılaştığım bir iş arkadaşıma hafif ateşim var, acaba domuz gribine yakalanmış olmayayım dediğimde güldü: iş yerinde bir çok kişinin aynı gün içinde kendini pek iyi hissetmediğini söyledi. Medyanın ateşi bizlerde büyük iktimalle psikolojik ateş yarattı... Telaşımız boş idi. Vaka sayısı şu anda 1400 civarlarında. Geçen senenin istatistiklerine göre dünya nüfusunun 6,706,993,152 olduğunu kabul edersek, bu da demektir ki dünya nüfusunun sadece yüzde 0.000021'si bu hastalığa yakalanmış. Kaldı ki bu istatistik sadece domuz gribine yakalananları temsil ediyor; bu hastalığa yakalanıp ölenleri değil. Ölenlerin sayısı daha da az, tüm dünyada sadece 30 kişi. Bir yılda AIDS'den ölenlerin sayısı ise yaklaşık 2 milyon. Domuz gribi biraz fazla panik yarattı. "Tamam, olsun, ama paniğin bir yan etkisi yok" demeyin. Paniğin önemli bir yan etkisi harcanan boşa giden paralar. Önlem almak iyidir ama abartılınca da bütçeye zarar verebilir. Devletler yaygın hastalık tehlikesi olduğu zamanlarda önlem amacıyla hemen ilaç alırlar. Örneğin, 2006 senesinde ABD kuş gribi (Vietnam tipi) salgını için 250 milyon dolar harcayıp, 8 milyon doz satın almış. Aynı tür kuş gribinden ise 3 sene içinde 174 kişi ölmüş; ilaçlarında çoğu kullanılmamış. Domuz gribi salgınının insandan insana, ülkeden ülkeye bulaşması seyahat etmenin kolay olduğu yüzyılımızda şüphesiz daha kolay. Tıpkı paniğe ve para kaybına sebep olan medya gribi gibi. 2009 domuz gribi salgını özellikle internetin küreselleşmeyi ve haber alımını hızlandırdığı günümüzde medyanın rolünü, gücünü ve güçsüzlüğünü tekrar gündeme getirdi.