2011 Uludere katliamı: 29 Aralık 2011. http://yalnizdegilsinvan.wordpress.com
helikopter kazası etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
helikopter kazası etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

27 Mart 2009 Cuma

yaman çelişki

perşembe günü yazmıştım, pek tamamlanmamış bi' yazı, ama konu zaten karışık, kafam da dağınık şu ara, tamamlayamıyorum.. fazla gecikmeden kaldığı haliyle göndereyim istedim. ben gönderene kadar kazanın üzeridnen neredeyse 3 gün geçti ve 48 saatin sonunda (cuma akşam) enkaza ulaşıldı sonunda.. 1 muhabir, 1 pilot, 4 bbp üyesinin hayatını kaybettiği kesinleşti. sivillere rahmet, ailelerine sabır diliyorum.. bir de varsa bi' "öbür dünya", adalet... ----------- an itibariyle neredeyse 30 saat oldu helikopter düşeli, henüz ses yok.. şahsen kimsenin canına kıymamış, kıyılmasına aracı olmamış, günahını almamış muhabir, pilot ve varsa diğer 'sivil' şahıslar ve aileleri/sevenleri adına gerçekten üzülüyorum. yazıcıoğlu'nunsa yalnızca 'ölmesinden korkuyorum'. badem gözlü olmasından, kahraman olmasından korkuyorum. ölenin arkasından kötü konuşulamamasından sebep korkuyorum. bilmiyorum başka yerlerde, başka topraklarda, kültürlerde de var mı -ki sanıyorum vardır- ama bur'daki o malum "ölünün diriden daha büyük saygı görmesi" gibi, yaşarken saygıdeğer ol(a)mayanın öldüğü an garip bir saygınlık kazanması gibi ebleh bir kural var. bu kural da meftanın hayatını hiçbi' şekilde göz önünde bulundurmadan, neredeyse herkes için geçerli bir kural.. (gerçi bi' yandan da tabii ki kendisi gibi düşünenlerce zaten 'harika' işler yapmış bi' insan..) haliyle kendisine de yarayacak, acıklı fon müziklerinin eşliğinde sunulan ne kadarr da muhteşem haltlar karıştırmış bir insan olduğuna ilişkin programlar, belgeseller yapılacak ve televizyonlarda yayınlanacak, yandaşları ve kendisine benzeyen politikacılar ne kadar vatanperver, ne kadar süper olduğundan dem vuracak falan.. o 'uğruna öldüğü' bayrakla sarmalanacak, "vatan uğruna şehit oldu!" diye haberler yapılıp 'dava'sı için bayrağı başkası/başkaları devralacak.. öyle bir şey yapacakları yoksa eşeğin aklına karpuz kabuğu düşürmek istemem ama, belki de adı kazanın gerçekleştiği çevredeki bir ilköğretim okuluna verilecek! aynı senaryo, bildiğimiz, tanıdık şeyler.. ölmesinden korkarak yaşamasını ve dolayısıyla düşüncesi doğrultusunda kendine 'öteki' olanların ölümüne doğrudan ya da dolaylı olarak neden olsun istiyor değilim, ancak ölmesini de 'istiyor' muyum, bilemiyorum.. kurtulduğu takdirde 'öldürülmesini' falan asla istemiyorum, yanlış anlaşılmasın, ama şu anki durumuyla ilgili olarak böyle 'ölümüne' bir çelişki içindeyim sadece.. varlığı, asla bana göre yanlış olan düşüncelerle sınırlı kalmadığı, haddinden fazla eyleme dönüştüğü için, varlığı başkalarının yokluğu anlamına geldiği için, 'katil de olsa, o da insan' d(iy)emiyorum.. böyle düşündüğüm/yaklaştığım için de kendisinden bi' ölçüde farksız olduğumu düşünüp bi' suçluluk hissediyorum sanırım..