2011 Uludere katliamı: 29 Aralık 2011. http://yalnizdegilsinvan.wordpress.com
Tecavüz etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Tecavüz etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

17 Şubat 2011 Perşembe

Dekolte Mefhumu

Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Orhan Çeker, "rütbesi uzun aklı kısa" dedirtecek cinsten bir açıklama yaptı ve dedi ki:

"Elbette [tecavüz] son derece iğrençtir. Lakin bu suçun işlenmesinde dekolte ve tahrik edici kıyafetler giyinen kadının da etkisi küçümsenmeyecek kadar büyüktür."

Şimdi lamı cimi yok, bu fevkaladenin fevkinde rezalet bir laf. Lakin bu lafa gösterilen tepkilerde iki nokta var dikkat edilmesi gereken.

1. Hepimiz Çeker'iz: Bu laf, kişinin ideolojisinden bağımsız olarak değerlendirilmesi gereken bir laftır. Dünyanın tüm erkek-egemen toplumlarında, en "modern" insanın bile içinde yatan bir aslan çıkar ve böyle bir laf edebilir. Bu laf illa apaçık "dekolte giyersen tecavüze de uğrayabilirsin" diye zuhur etmez, ama şeklen farklı mealen aynı çok laf vardır böyle.

Açık giyinmiş birisini görünce "yollu" ya da "aşüfte" diyor musunuz? Hiç lafa "dişi köpek kuyruk sallamazsa" diye başladığınız oluyor mu? Bir taciz haberi okurken "O da o saatte ne arıyor orada?" dediniz mi? Siz de, Çeker kadar olmasa da, kültürel önyargılarınızın esirisiniz ve de zorlasak sizden de Çeker'in dediği gibi bir laf alabiliriz.

Çeker'in sorunu kabuğunu "fazlasıyla" kırması. Lakin "Olm karıya bak nasıl giyinmiş, kesin istiyor" diyen adamın, bu dediği doğrultusunda paldır küldür davranan adamdan tek farkı statüsü dolayısıyla yediği zımparadır. İki durumda da motivasyon aynı iken, Çeker politically correct (politik olarak doğru) olamadığı için hedef tahtasına koymak kendimizi olduğumuzdan daha yukarıda görmektir.

Bir kadını "kaşar" diye nitelendirmek ile taktığı lakap doğrultusunda davranmak arasındaki ince çizgiye tecavüz eden çok insanımız var, kimilerine de yargımız hafifletici sebep bulma konusunda oldukça bonkördür.

2. Çeker'in daha tehlikeli lafları: Yukarıda açıkladığım gibi, ben bu lafa o yüzden "aşırı" tepki göstermedim, fakat devamındaki daha sorunlu bir beyanata takıldım.

"Çeker, hangi kıyafetlerin tahrik edici olacağına ise bir komisyonun karar vermesi gerektiğini belirtti."

Demek ki bu profesörün gücü olsa bir komisyon kurup dekolte, mini etek falan giyenleri "tahrikçi" diye yaftalayacak ve hatta bu doğrultuda onlara saldırmayı meşru görecek. Sonraki aşama, yargı gözünde bunu bir hafifletici sebep olarak göstermek. Hoş, erkek-egemen yargı koridorlarında bugün tecelli eden durum da çok farklı değil tecavüz hususunda.

Neticede bir profesörün çıkıp "Bence bir komisyon kurup hangi kıyafet ahlaklı hangisi değil" demesi, ataerkil bilincini ortaya dökmesinden daha çok tehlike arz eder benim gözümde. Bu adam neticede "temel hak ve özgürlükler"in eğitimin temeli olması gereken bir üniversitede bölüm başkanı, ironiye gel.

Sonuç: Çeker'in dediği laf, yurdum insanının kafası iyiyken ve üzerindeki sosyal baskından kurtulmuşken "Haklı ağğğbii yeaea!" diye onaylayacağı bir laftır. Ve hatta söylemdeki tecavüz lafını alıp taciz yapıp hafif gösterin ve ev ev dolaşıp anket yapın, en az %75'lik oran tutturmazsanız ben bu işi bilmiyorum. 

Çeker'in zihniyetinde daha tehlikeli yerler var, onlara konuşmak ve büyük resme bakmak lazım.

28 Nisan 2010 Çarşamba

"Kim Oğlunun İ.ne Olmasını İster Ki?"

Geçenlerde Ekşi Sözlük'te bir polemiğe rast geldim de -aman ne şaşırtıcı-, orada sarf edilen bir laftı bu başlıktaki. Mevzubahis başlık "eşcinselliği normal görenlerin oğlu i.ne olsun" gibi bir beddua-tariz arası bir laf. Oraya eşcinsel haklarını savunan bizler "olsun, ne olacak?" maiyetinde şeyler yazınca, cevval bir Türk gencimiz dayanamamış ve sormuş: Kim oğlunun i.ne olmasını ister ki? Soruyu soranın bunu gerçekten iyi niyetle sorduğuna dair şüphe yok. Bu laf çok önemli bir laf, niyte bazı sorunların çözülemediğini, tüm politik kaygıların yanında ayan beyan ortaya koyacak değerde bir laf. Bu lafı söyleyen insan, tüm kalbiyle eşcinselliğin anormal bir şey olduğuna inanıyor. Seçtiği, aşağılayıcı çağrışımları olan "i.ne" kelimesi ile de bu tezini güçlendiriyor. "Ne var oğlum eşcinsel olursa" diyenlere yakınıyor adeta, cünkü inanamıyor, onun dünyasında bu yok, ona çevresinin, eğitiminin vs. çizdiği kalıplarda "oğlunun i.ne olmasını isteyecek insan" yok, olamaz. Kim diyorsa yalan diyordur. Başka bir örnek de Pervari'den geldi, hani bu tecavüz vakalarının son durağından. Oranın belediye başkanı da dün bir açıklama yapıp şunu demiş: "Biz konuyu aramızda hallettik, kapandı. Üzerimize geliyorlar." Bu laf bir politikacı manevrası değil bence. Bu adam içtenlikle "Yahu alan razı satan razı, niye millet bu kadar galeyana geldi" diye düşünmekte. Bu muktedir, küçücük çocukların, bebeklerin tecavüze uğramasının, genel olarak insanlık onuruna aykırı olduğunun, bu yüzden de üzerine gidilmesi gerektiğinin farkında değil. "Yahu" diyor, "konu kapandı işte, ceza verildi verilene, daha niye bu tantana?" İşte bunu anlayabilmemiz lazım. Oğlunun eşcinsel olmasını normal görenin, küçük çocuğa tecavüzün daha büyük sonuçları olduğunu fark edemeyenin beynine inebilmek, onu anlatabilmek lazım. Bazen sadece sert tepki göstermekle bir yere varılmıyor, çünkü bizim tepki gösterdiğimiz şeyden çok daha derinde, çok daha temel bariyerler var dimağlarda.

21 Nisan 2010 Çarşamba

Tecavüz

Siirt'teki felaketi duymuşsunuzdur. Eğitimcisinden esnafına, askerinden polisine, gencinden hacı dedesine hepsi birleşip küçücük kızlara tecavüz etmişler. Defalarca. Bu olaya trajedi demek bile hafif, her türlü küfür mübah.
Lakin bu ne ilk ne de son. Bu Siirt'in problemi değil sadece, bu eğitim düzeyi, sosyoekonomi falan filan da değil. Buyurun, ssg'nin sadece ekşisözlük'ten araştırma yaparak çıkardığı arşivi okuyun. Daha da yetmediyse Google'a herhangi bir il ismi ile tecavüz yazıp aratın. Alanya'sından Bolu'suna, Tekirdağ'ından medeniyetin tek beşiği İzmir'ine her yerde var bu. Tecavüzcüler arasında mühendisler de var. Bu memlekette 17 aylık bebeğe tecavüz edildi yahu!
Kolay değil mi hemen "asalım, keselim, şerefsizler" demek; kim suçlu peki?
- "Çocuk yardım istemediğine göre rıza göstermiş" diyerek suçlunun cezasını hafifleten Yargıtay 5. Ceza Dairesi masum mu mesela? (link) Hani o "ülkenin selametinin garantisi" Yargıtay?
- Tek derdi Aşk-ı Memnu dizisinin yarattığı ahlaki tahribat olan bakanlarımız, siyasilerimiz bu vahşetin dolaylı yoldan sorumlusu olamaz mı?
- Tecavüz haberinin yanına, sağına, soluna "seksi fotoğrafları için tıklayınız" haberleri konduracak kadar iğrençleşmiş medya pek bir masumdur değil mi?
- Bu olaylar her yerde gerçekleşmesine karşın, tartışmayı hemen "Doğulu o, cahil o, şu bu" diyerek ötekileştirmekte, başka kimliğe yansıtmakta bulan toplum da sütten çıkmış ak kaşık değil mi?
- Hüseyin Üzmez'i hala daha sahiplenebilen, koruyabilen, savunabilen pek "mütedeyyin" kişilerin de hiçbir payı yoktur bu olayda değil mi?
- "Abi kız istemiştir", "O kadar etek giyerse..." falan diyerek kendine bahane yaratan, yoldan geçenlere laf atmayı yiğitlikten sayanlar, ataerkilliğin her halini benimsetmeye çalışanlar da pür-ü paklar tabii.
- Seksi toplumsal normlarla tabusal bir hale getirip, hormonlarını dizginleyemeyen insanları alternatif yollara sürükleyen ahlak bekçiliği de normal, evet.
Evet, tecavüz etmişler, hiiii, ne ayıp, yapanlar asılsın, kesilsin, Siirt haritadan silinsin (bunu bile diyen var yahu) Eee, sonra?
Gömün kafayı kuma, gömün. Seneye 14 yaşındaki çocuğa 32 kişinin tecavüz ettiğini okur, gene küfür eder, sonra da Gamze Özçelik'in videolarını ararsınız sağda solda.
Alın bu da ibret belgeniz olsun.