2011 Uludere katliamı: 29 Aralık 2011. http://yalnizdegilsinvan.wordpress.com
Sosyalizm etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Sosyalizm etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

23 Temmuz 2010 Cuma

Sosyal Eşitsizlikler Konusuna Genel Bir Bakış

Sağ eğilimlilerin 'sosyal tabakalaşma', sol eğilimlilerin 'sosyal sınıf' dedikleri sosyal eşitsizlikler kavramının toplumu anlamanın anahtarı olduğunu düşünüyorum. Doğa bilimlerinin bize tanımını yaptıkları dünya yuvarlaktır ve 'daire' insanlığın bugüne kadar keşfettiği en ideal şekildir. Daire idealdir, çünkü merkezden eşit uzaklıkta noktalardan oluşur. Eşitliğin resmi yapılmak istenirse bu kesinlikle daire olmalıdır. Ancak sosyal bilimlerin tanımladığı dünya daire değildir; piramittir. Piramitte yukarıdan aşağıya doğru bir yapı vardır. Toplum piramidal olduğu için hiyerarşik bir yapıdadır. Hiyerarşi eşitsizlikleri gösterir ve toplum yapısı gereği eşitsizliklerden oluşur. Toplumdan söz etmek için binlerce veya milyonlarca insana gerek yok, en az iki kişinin yaşadığı yerde toplumdan söz edebiliriz. Hatta biraz daha ileri gitmek gerekirse biz tek başımıza iken de toplumu oluşturabiliriz. Çünkü kendi içimizde de hiyerarşi yaşarız. ''Toplum hiyerarşiktir'' demek, ''toplum güç ve iktidar ilişkilerinden oluşuyor'' demektir. Toplum bir iktidar ilişkileri şebekesidir. En aşağıdakiler var güçleri ile yukarı çıkmak isterken, yukarıdakiler yerlerini korumak isterler. İktidarın burdaki işlevi ise; topluma rağmen birşeyleri dönüştürme çabasıdır. Bu yönü ile sosyal eşitsizlikler sistemi aslında bir iktidar eşitsizlikleri sistemidir. George Orwell, Hayvan Çiftliği'nde ''Bütün hayvanlar eşittir; fakat bazıları daha eşittir'' der. Orwell bu sözü ile hiçbir zaman eşitlikten söz edemeyeceğimizi vurguluyor. Eşitlik sadece bir yerde vardır; o da ÖLÜM'dür. Bütün insanlar ölüm karşısında eşittirler. Eşitlik ve özgürlük ideallerimizdir; bunlar ideallerimizdir çünkü YOKTUR! Özgürlük ve eşitlik birbiri ile çelişir. Eğer özgürlük ağır basarsa eşitsizlik artar ve eşitlik ağır basarsa diktatörlük ortaya çıkar. Nietzsche'ye göre insanların sahip olduğu en tehlikeli fikir ''eşitlik'' fikridir. Çünkü toplum kendiliğinden eşit değildir. Toplumun eşit olması için dışardan bir iradenin yani iktidarın toplumu eşitlemesi gerekir. Bu durum da piramdin yukarısında olanlara zulümdür. Bu şu anlama gelmektedir; dışardan bir eli gerektirdiği için eşitlik fikrinde ileri giderseniz eşitsizliği farklı bir boyuta taşımış olursunuz. Sosyalizmin handikapı da budur!

23 Haziran 2009 Salı

İdeolojiler İçinde Çelişkiler

Sosyalizmin son kalesi, ezilen halkların kahramanı, ABD'ye ettiği laflarla gönüllerde taht kuran modern çağın Zeki Müren'i Hugo Chavez, İran'daki gelişen demokratik ortamı överek Amerika'nın İran İslam Devrimi'ni baltalama çalışmalarını kınamış. Buyurun link burada.
Siz Hugo Chavez'in bu istikrarlı duruşunu övebilirsiniz; keza tüm dünya sosyalistleri 1979 yılında İran şahının devrilip cumhuriyetin ilan edilmesini, daha doğrusu İran "halk devrimi"ni coşkuyla karşılamıştı. Her ne kadar 2 sene içinde acayip bir hata yaptıklarını anlayıp dediklerinden çark etseler de, Chavez 30 yıldır görüşlerini değiştirmemiş, bravo, diyebiliriz.
Lakin kazın ayağı pek öyle değil. Tudeh, yani İran Komünist Partisi, geçenlerde bir bildiri yayınlayıp Hamaney'i eleştirmiş ve de protestolara destek çağrısı yapmıştı. Metnin Türkçe tercümesi ve İngilizce orijinaline de buradan ulaşabilirsiniz.
Şimdi sosyalist bir devlet başkanı, o ülkedeki sosyalistlerin dediğinin tam tersine, sosyalizm düşmanını destekliyor. Ey popülist Amerikan düşmanlığı, sen nelere kadirsin?
Tabii Türkiye'de de bu durumu kişilik bölünmesi ile karşılayacak yurttaşlarımız var. Mesela Chavez'i, anti-Amerikan söylemleri yüzünden baştacı eden Türk ulusalcılarının, Chavez ile şeriattan birini seçmesi lazım şu takdirde. Zor soru, kolay gelsin. Süreniz 1 ay.