2011 Uludere katliamı: 29 Aralık 2011. http://yalnizdegilsinvan.wordpress.com
Kürt Çocuklar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Kürt Çocuklar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

29 Ocak 2010 Cuma

Baba Beni Hapse Gönder

Biliyorsunuz, Ergenekon Soruşturması kapsamında "Baba Beni Okula Gönder" kampanyası da incelenmiş, bu incelemenin yapılış biçimi çok tepki uyandırmıştı. Ben o kampanyanın örgütle ilişkisinin ne olduğunu anlamakta güçlük çekmiş, o yüzden bekleyelim görelim demiştim. Ama ne yalan söyleyeyim, altından bu denli bir büyük plan çıkacağını hiç düşünmemiştim doğrusu.
15 yaşındaki Berivan, polise "taş attığı" için 13.5 yıl hapse mahkum oldu tek celsede. Sonra da cezası -dalga geçer gibi- 7 yıl 9 aya indirildi.
Meğer devletimizin derdi şu imiş: Eğer kızlar okula giderse polise "taş atacak" vakitleri kalmaz, biz de hapishanelerin neşe kaynağı olan kız çocuklarımızdan yararlanamayız. Hapiste bir sürü Kürt çocuğu olmalı ki oralardaki gardiyanlar insani tutumlar içine girsinler. Türk - Kürt kardeşliği sağlansın, Diyarbakır Cezaevi yılları bir daha yaşanmasın.
Kim ki bugün devletimizin çocuk haklarını, azınlıkları falan önemsemediğini söylerse çarpılır. Bu denli ince düşünen bir devlet var karşımızda. Devlet hakikaten karşımızda.

7 Haziran 2009 Pazar

Milli Eğitim'de Haller

Milli Eğitim Bakanlığı'nın özellikle de AKP (zibidiyim, onun için AKP diyorum) döneminde ne hallere düştüğünü görmek için çok yakından takip etmeye gerek yok, durum gazete okuyan hemen herkesin malumu.. Son zamanlarda benim en dikkatimi çeken "Sarı Gelin" saçmalığıydı (bu başka bir yazının konusu, onun için detaya girmiyorum ama mesele çok özetle ordu tarafından hazırlanan bir Ermeni sorunu belgeselinin azınlık okulları da dahil tüm ilköğretim okullarında zorla seyrettirilmesi için gösterilen çaba). Mesela ilköğretimin özelleştirilmesine dönük çabalar da vardı beni özellikle rahatsız eden. Sonra burada sanırım Shelbyl'in yazdığı 2 sınav sorusu vardı falan.. Bunun yanında gözümüzden kaçan veya ne yazık ki fena halde kanıksadığımız için bahse değer bulmadığımız nice şey vardır.. Bugün de üzerine benim pek fazla bir şey ekleyemeyeceğim, yıllardır süregelen bir yanlışa ilişkin bir yazı önereceğim; "Andımız" Tartışması: Yanlış Her Gün Yinelense de Yanlıştır - Doç. Dr. Serdar Değirmencioğlu 22 Mayıs gazetelerindeki haberlerin üstüne, ilköğretim okullarında her gün okunan, yaşıtlarımın ortalama 850'şer kez, bizden daha şanssız olan 8 yıllık eğitim öğrencilerinin ise ortalama 1360 kez tekrarladığı andımıza ilişkin tartışmalar başlamıştı ve neyse ki halen sürüyor, çünkü bence de tartışılmayı da kaldırılmayı da sonuna kadar hak eden bir uygulama. Bu konuya ilişkin bence oldukça önemli ve isabetli bir yazı bu önerdiğim de. Paragrafın üstündeki başlıktan veya buradan ulaşabilirsiniz. Bir de iş sırf bununla kalsa leylek eksik kalacak malum, onu da eksik bırakmamak için de şöyle bir girişim var ki akıllara zarar; Şimdi de "Trafik Andımız" okutulacak - Eğitim Emekçileri Derneği Halkı Milli Eğitim'den soğutmak gibi olmasın ama, Erkin Koray en doğrusunu yapmış galiba..